Sofuoğlu’nun Haklı Olabileceği Hiç Aklınıza Gelmedi mi?
Birkaç haftadır Ebubekir Sofuoğlu hoca, Üniversite gençliğinin ahlâki erozyona uğruyor olmasına yönelik yaptığı açıklamaların ardından, acımasızca aleni linç edilirken, haklı olabilme ihtimali aklınıza geldi mi?
SAKARYA Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu katıldığı bir televizyon programında toplumun geldiği Ahlâki durumu ve özellikle de yozlaşmanın en derinden hissedildiği yerlerden biri olan üniversitelerden “Fuhuş yuvası” diye bahsederken aslında hiç de haksız değildi.
İnsaf sahibi hiç kimse Ebubekir Sofuoğlu nun bu söyledikleri karşısında “çok abartıyor” diyemez.
Abartıyor demek şöyle dursun muhakkâk ve muhakkak ki birçok kişinin bu sözler üzerine ekleyeceği benzer söylemler veya benzeri durumlarla karşılaşmışlığı, bir vesile ile duymuşluğu vardır.
Ancak malumunuzdur ki Ebubekir Sofuoğlu birçok kesim tarafından bu sözlerinden dolayı linç’e uğradı, İçişleri Bakanlığı ve görev yaptığı üniversite tarafından hakkında soruşturma başlatıldı, Savcılık tarafından ifadeye çağrıldı.
Yakın bir geçmişte İktidar’a yakınlığı ile bilinen Sevda Türküsev, Ebubekir Sofuoğlu nun yaptığı konuşmaları destekler mahiyette açıklamalar yapmıştı.
Sevda Türküsev, Beyaz TV’de katıldığı bir televizyon programında tam olarak şunları söylemişti:
“Son 10 yılda 15 yılda toplumun geldiği noktaya baktığımızda modernlik adına, çağdaşlık adına tam bir keşmekeşliğin ve rahatlığın olduğu, kadın erkek ilişkilerinin cıvık cıvık olduğu bir dönem yaşıyoruz. Aileler “16 yaşındaki kız çocuğumun sevgilisini bileyim” gibi bir serbestlik mantığı ile çocuğunu koruma altına aldığını düşünüyor.
Günlük ev adı altında apartmanlarda fuhuşun ne derece yayıldığını üniversitelere yakın jinekologlara sorun.
Aileler size söylüyorum kendinize gelin. Bakın bugün üniversitelerde kürtaj patlaması var, aileler çocuklarını yurtlara yerleştiriyor, Hepsi böyle değil tabi ama anne baba kızını yurda kontrole geliyor, yurtta değil de bir erkek arkadaşının evinde bulabiliyor. O zaman da Allah korusun kadın cinayeti, şiddet, ölüm. En iyi ihtimalle kızını okuldan alıyor. Aileler önce bir kendine gelsin modernlik adına Her şey ulu orta yaşanıyor. Özgürlükler adına kadını yoldan çıkarıyorlar, yok efendim kadın hakları, yok özgürlük, yok eşitlik diyerek kadına özgüven pompalıyorlar. Apart olayına gelince bizzat adres verebilirim. Beylikdüzünde Ataşehirde bazı komisyoncularında ortak oldukları günlük daire kiralanıyor. Yani buralarda resmen fuhuş yapılıyor.
Ben buradan ailelere sesleniyorum modernlik demek kız ve erkek çocuklarını aynı odaya kapatıp fuhuş yaptırmak demek değildir.
Şu anda öyle bir 90 kuşağı var ki sosyal medyanın da hayatımıza girmesi ile böyle bir genişlik, edepsizlik oluştu.
Bu bir edep meselesidir, mesele din meselesi değil gidin bakın hıristiyanlara musevilere onların da kendilerine göre bir muhafazakârlık ve edep anlayışları var”. (Konuşma Video’sunun Linki)
Akıl ve izan sahibi hiç kimse bu açıklamaların abartılı olduğunu söyleyemez az da olsa etrafını görebilen gözlemleyebilen her insan bu açıklamaların ne denli gerçekçi olduğunu bilir.
Gerek Ebubekir Sofuoğlu, gerek Sevda Hanım ve gerekse de yaşananlara vâkıf olan birçok kişinin yapmış olduğu benzer açıklamaların doğruluğu konusunda akıllarında soru işareti olan kişiler, Üniversitelerdeki bu ahlaki yozlaşmanın ne denli çirkin boyutlara uzandığını, gerek üniversitelerin bulunduğu illerdeki emniyet kayıtlardan ve gerekse hastane raporlarına geçen kürtaj operasyonlarını Mülki İdare amirlerinden talep edip durumu yakinen müşahade edebilirler.
Ebubekir Sofuoğlu’nun bu haklı serzenişi toplumun ahlakının düzenlenmesine yönelik bir çıkış olduğu halde, savcılık ve üniversite tarafından soruşturma açıldı.
Muhtemelen görevinden el çektirilecek veya ağır bir yaptırımı olacak. Diğer tarafta ise televizyon ekranlarında, haber bültenlerinde bu yaşanan ahlaksızlığı meşrulaştıracak sözler söyleyenler ise nedense görmezden geliniyor.
Olay TV Ana Haber de Nevşin Mengü üniversitelerde yaşanan rezaleti adeta itiraf etti.
Nevşin Mengü’nün sözleri tam olarak şöyle: “Kime ne; kimin nerede, kiminle yaptığından? Siz, bunu saymakla mı görevlendirildiniz? Üniversite öğrencileri, yetişkin insanlar… Devletin görevi, hocanın görevi öğrencilerin hayatını takip etmek mi? Sizin başka işiniz gücünüz yok mu? Eğer böyle bir hocanın öğrencisi iseniz hiç derse gitmeyin bu kafalardan öğreneceğiniz hiçbir şey yoktur, beyefendi bir önceki yüzyıla ait gitsin bir önceki yüzyılda yaşasın”.
Devlet, aile Bakanlığı, rütük vesaire birileri yok mu? diyeceğim ama onlar şu anda Ebubekir Sofuoğlu ile uğraşmak ile meşguller. Çok yazık!
Hayâ perdesi yırtılmış, ar damarı çatlamış oranlara bende diyorum ki: “Aşağılık medeniyetiniz Sizin olsun, Biz sizin o aşağıladığınız 100 yıl öncesi medeniyetimize dönmek istiyoruz.”
Ve bu hayasızlara Mehmet Akif’in bir asır önce yazdığı tarihi dizeler ile cevap vermek istiyorum.
Ne güzel söylemiş Mehmet Akif “Tükürün” derken.
Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark’ın, tükürün! Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün: Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
(Mehmet Akif ERSOY)
Ek alanı
