Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Örgütü kuruluşunun 22. yıldönümü için düzenlenen toplantıda konuştu. Karamollaoğlu, "Müslümanlar güçlerini birleştirdiği takdirde bu gidişe dur diyebilirler. İyinin, güzelin, doğrunun ve faydalının hakim olduğu bir dünyayı hep birlikte kurabilirler. Bunun için elbette önce kendi değelerimize kendimiz dönmemiz geremektedir." dedi. 

Karamolllaoğlu, "D-8’ler merhum Erbakan’ın üstün inanç ve çabasının bir sonucu olarak doğmuştur.  Hele hele D-8’lerin hangi şartlarda, hangi zorluklara rağmen hayata geçirildiği hatırlandığında bu çabanın önemi daha iyi anlaşılmaktadır.  8 ay gibi çok kısa bir sürede ve zor şartlar altında birbirleri ile hiçbir diplomatik ilişkisi bulunmayan ülkeler arasında, böylesine bir dış politika hamlesini gerçekleştirebilmek, ancak müthiş bir inancın ve sarsılmaz bir iradenin sonucudur." ifadelerini kullandı. 

Karamollaoğlu, AB Serbest Bölgesi’ni örnek göstererek, D-8 Serbest Bölgesi’nin de hayata geçirilebileceğini söyledi. Karamollaoğlu, "Üzülerek ifade etmeliyim ki, D-8’ler, kurucusu olan ülkeler tarafından gerekli ve yeterli itibar gösterilmediği için, bugün içinde bulunduğumuz dünyada etkisini gösterememektedir. Elbette hiçbir şey yapılmadı diyemeyiz. Bir takım iyi niyetli gayretler mutlaka oldu. Mesela, 2006 yılında Endonezya’daki, Beşinci Zirve toplantısı’nda imzalanan, “Tercihli Ticaret Anlaşması” olumlu bir adım olmuştur. 2012 yılında Pakistan’daki 8. Zirve toplantısında D-8 Şartı’nın imzalanması ve Küresel Vizyon belgesinin kabul edilmesi sevindiricidir ama asla yeterli değildir." diye konuştu.

“Ne yazık ki,topyekûn Moğol ve Haçlı istilalarından daha ağır bir sürecin içinden geçmekteyiz” diyen Karamollaoğlu'nun konuşmasını şöyle sürdürdü: 

D-8’leri hatırlamak ve konuşmak için bir araya geldiğimiz bu toplantıda, bu konuları ve dünyadaki yanlış uygulamaları daha fazla irdelemeyi elbette doğru bulmuyoum. Bu noktada dikkatinizi çekmek istediğim husus, Batı’nın hatta bütün dünyanın, geldiğimiz bu noktada, dünya barışını tesis etmekte yeterli bir anlayışa tam olarak sahip olmadığıdır. Temel sebep olarak da, menfaat duygusunun, yeri geldiğinde, herşeyin önüne geçmesi ve ellerindeki maddi gücü, bu istikamette kullanmakta tereddüt göstermemeleridir.

Bu sebepledir ki, bizim medeniyetimizin, ilkelerimizin,inancımızın hayata geçirilmesine mutlak ihtiyaç var. D-8’lerin altı umdesi bu açıdan çok büyük ehemmiyete sahiptir. İşte bu yüzden tekrar vurgulamak istiyorum ki Müslümanlar güçlerini birleştirdiği takdirde bu gidişe dur diyebilirler. İyinin, güzelin, doğrunun ve faydalının hakim olduğu bir dünyayı hep birlikte kurabilirler.  Bunun için elbette önce kendi değelerimize kendimiz dönmemiz geremektedir.