CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmazsa tek alternatifinin yine kendisi olduğunu ifade eden Aygün; “ Millet ittifakındaki en büyük partinin lideri kim?, Kılıçdaroğlu...Son yıllarda toplumun tüm kesimlerini kucaklamak için en fazla çaba gösteren, ''çuvaldızı'' kendi cenahına batırmayı en çok beceren lider kim? Kılıçdaroğlu...Namusundan, dürüstlüğünden hiç tereddüt edilmeyen lider kim? Kılıçdaroğlu.. Kuşkusuz hiç kimse alternatifsiz değil ama; Kılıçdaroğlu şu anda en iyi alternatif olmaktan da öte; kendisinin bile tek alternatifi” dedi.

Hakan Aygün’ün açıklamalarının tamamı şöyle:

İkide bir tartışılıyor ya; ''Kılıçdaroğlu'nun alternatifi kim olmalı'' diye alternatiflere hep bakılıyor ya!

Bakınız, o soruya yanıt aradım... Analizimin sonunda sizi bir ''sürpriz'' bekliyor... Az sonraaa....

Dilim de tüy bitti... Bakın önce size biraz kendimden söz edeyim... Hiçbir konuda fanatikliğim yoktur. ''Mutlak doğru''lardan olabildiğince kaçarım...

Fenerbahçe'yi tutarım... Ama Beşiktaş veya Galatasaray güzel futbol oynadığında, hatta güzel oynayarak Fenerbahçe'yi yendiğinde bile alkış tutarım... Avrupa kupası maçlarında bile, sırf Türkiye'de rakibimiz diye Galatasaray'ın vs. yenilmesini keyifle bakanları hayretle-üzüntüyle izlerim...

Fenerliyim ama Galatasaray da, Beşiktaş da, Trabzon da benim takımım yahu! Ha bir de Giresunspor'um var... Fanatikliğe yer yoktur hayatımda... Ben galiba ''milli takımcı''yım...

Malum gazeteciyiz; siyaseten de, fanatikliğe yer yoktur hayatımda... Tabii ki, bir siyasi tercihim vardır. Oyumu verdiğim parti bellidir... Sosyal demokrat tandanslıyım... Ama rahmetli Türkeş'le de, rahmetli Erbakan'la da, rahmetli Demirel'le de, rahmetli Mesut Yılmaz'la da, hatta Çiller Hamfendiyle de ''iyi ilişkilerim'' oldu...

Hiçbir zaman sağ partilere ve AKP'ye de oy vermedim, ama Erdoğan'la da iyi ilişkilerim oldu...

Haklı olduklarında, en az onlar kadar ''haklılıklarını'' savundum... ''Mağdur'' olduklarında gücüm yettiğince arkalarında durdum... Her biri bilir, en iyi de Erdoğan bilir... Ama zamanla oluşan dostluklarımı, asla ''fanatik taraftarlığa'' çevirmedim... Solculuğumdan mı nedir, ''güçlü'' olandan uzaklaşırım, ''zayıf'' olana yaklaşırım.. Huy bu; böyle şekillenmiş kişiliğim...

Kendi taraftarlığıma, fikirlerime takılıp kalmam, ''mantığımı'' çalıştırmaya çalışırım, analitik bakmaya çalışırım... Olabildiğince tabii, kendimi çok da şişirmeyeyim!...

''Olabileceği'' görmeye çalışırım... Kendimi de çok önemsediğimi sanmayın, kendimle çok rahat dalga geçerim... Herkes gibi egom vardır kuşkusuz ama, egomu gizlemenin de bir başka ''akıl'' olduğunu düşünürüm...

Dostuma ihanet etmem ama, en acı lafı da yüzüne tatlı dille (belki biraz alaycı) söylerim... Beni beğenmeyenler de asla umurumda olmaz, illa beni önemsesinler, bana değer versinler diye de kaygım yoktur... ''Ben'' diye konuşmayı sevmem; ''biz'' demeye daha çok gayret ederim...

Niye bunları söylüyorum... Bakıyorum ''gelmekte olanı'' önyargılarımızla ve fanatikliğimizle yorumluyoruz... ''Olacağı'' değil, ''olmasını istediğimizi'' olacak gibi haykırmayı seviyoruz...

''Olgu''lara bakmıyoruz... Tüm farklı düşünceleri kafamızda sentezleyip, tüm değişkenlere bakarak, ''en kuvvetli olasılık budur'' diye bir sonuca varmaya çalışmıyoruz...

Konuyu, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına getireceğim... Hala diyenler var ki, Kılıçdaroğlu asla aday olmayacak.. Veya, hala diyenler var ki, Kılıçdaroğlu aday olmamalı, kazanamaz.... Gelin, onların yerine düşüneyim... Benim gibi düşünmeyenlerin yapmadığını yapayım, yani... ''Kılıçdaroğlu aday olmaz'' veya ''olamaz''ı rasyonalize etmeye çalışayım...

Neymiş, ''Kılıçdaroğlu aday olmaz''mış...

Niye olmasın? Bir kere cumhurbaşkanı seçilen kişi, Türkiye'nin bir numarası olacak... İster beğenin, ister beğenmeyin Türkiye'yi mevcut ''cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'' ile yönetecek... Çünkü, ''Millet İttifakı'nın anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla iktidara gelemeyeceği'' çok net görülüyor...

Kılıçdaroğlu, zafer kazanmış Millet ittifakının en güçlü partisinin lideriyken, kendisini yönetecek birini mi seçtirecek!... Hangi akla mantığa sığar bu!... Kendinizi Kılıçdaroğlu'nun yerine koyun, aday olmak istememesinin hiçbir mantığı yok!... Yani isteyecek!

Efendim, ''cumhurbaşkanı yine CHP tandanslı biri olur, sonra sistem değişir...'' fasa fiso... Ee, sistem değişti diyelim, kim Başbakan olacak... Yine ''Kılıçdaroğlu olamaz'' mı diyeceksiniz... Alo, ne oluyoruz, niye ki? Ha, o zaman olabilir diyorsanız da, niye? Pardon da, kime ne lütfediyorsunuz?

Üstelik tartıştığınız adam, ''beş benzemezleri'' bir araya getiren adam... ''Beş benzemezleri'',,, onları bir araya getirmeyi başaran adamdan daha iyi kim ''bir ahenk içinde'' yönetebilir...

Mesela sayın Abdullah Gül mü yönetebilir?.. ''Kılıçdaroğlu olmaz'' diyenler cevap verin lütfen... Veya sevgili İlhan Kesici mi yönetebilir, sevgili Hikmet Çetin ağabeyimiz mi yönetebilir? Tamam hepsi iyi güzel kıyak abilerimiz de, Kılıçdaroğlu'nda eksik olup da, onlar da fazla olan ne var?

"KILIÇDAROĞLU BEŞ BENZEMEZ'İ BİR ARAYA GETİRDİ"

Kılıçdaroğlu zaten ''beş benzemez''i gayet güzel, ahenk içinde bir araya getiriyor, daha güzelini mi yapacaklar?... En fazla, Kılıçdaroğlu'nun yaptığını yapacaklar.. Kılıçdaroğlu da, onu zaten yapıyor, ''başkası da yapar'' diye denemeye ne gerek var....

Ya da bu sevgili ağabeylerimiz meydanlara çıktıklarında Kılıçdaroğlu'ndan daha ajite konuşmalar mı yapacaklar... Milyonları peşlerinden mi sürükleyecekler...

Yahu, hala kabullenemediniz, başlangıçta bocalamaları olmuş olabilir ama, artık o ''kitlelere hitap'' işini, sayılan bütün isimlerden daha iyi yapılyor Kılıçdaroğlu... Bu işi kavgasız-dövüşsüz kendi stiliyle yapmayı çok daha iyi beceriyor... Efendim neymiş, ''beş benzemezler'' daha merkez sağ eğilimli bir ortak aday isterlermiş...

Güzel, tamam, isterler, eyvallah!

Olayımız bu mu, yine muhafazakar-merkez sağ bir lideri başımıza getirmemiz Allah'ın emri mi!... O zaman ''Millet İttifakı''nın ruhunu, 1. Meclis ruhunu, Atatürk'ün bu cumhuriyeti kurarken oluşturduğu ruhu anlayamamışsınız demektir...

Zaten Millet İttifakı'nın güzelliği Kılıçdaroğlu'nun ''beş benzemezler''i bir araya getirip, birbirlerine benzemelerini sağlaması değil mi! Başarıyı yakalayacak olan da, Kılıçdaroğlu'nun kişiliği şuyu buyu değil, Kılıçdaroğlu'nun oluşturmayı başardığı bu yeni ruh değil mi... Birbirine benzemeyenlerin bir arada yaşayabileceklerini ve bu ülkeyi birlikte yönetebileceklerini görmek değil mi!

Pardon da, Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakı Masası'na oturan Karamollaoğlu mı Kılıçdaroğlu'na oy vermeyecek, Davutoğlu mu vermeyecek, Babacan mı vermeyecek... Onların seçmenleri mi vermeyecek; o masaya oturarak birbirlerine oy vermeyi göze almadılar mı sanıyorsunuz!...

Tabii ki, herkesin kafasında ''aslında şu olsa daha iyi olur'' diye bir düşünce olur! Hepimizin bir ''öncelikli tercihi'' olur... Ama demokrasi,, gerektiğinde birinci tercihlerin bir yana bırakılıp, bazen ''ikinci tercihlerin'' bazen de ''üçüncü tercihlerin'' bile kabullenilmesi demektir...

Demokrasi, ''illa benim dediğim olsun'' değil, ''ortak bir müşterekte buluşmak''tır... Alışın bunlara alışın!

''Kılıçdaroğlu olmaz veya olamaz'' diyenlerin, ''önerdiğimiz aday niye olmaz''a da çok iyi bakmaları gerekiyor.... Kılıçdaroğlu için sordukları soruları, kendi kafalarındaki adaylar için de sormaları gerekiyor... Eğer objektif bakarlarsa 1 milyon bahane de onlar için bulurlar... Bir kere, Millet İttifakı'nın nasıl oluştuğunu ve iktidara geldiğinde de nasıl yürütüleceğini en iyi bilen kişi kim?

Kılıçdaroğlu... Millet ittifakındaki en büyük partinin lideri kim?, Kılıçdaroğlu...

Son yıllarda toplumun tüm kesimlerini kucaklamak için en fazla çaba gösteren, ''çuvaldızı'' kendi cenahına batırmayı en çok beceren lider kim? Kılıçdaroğlu...

Namusundan, dürüstlüğünden hiç tereddüt edilmeyen lider kim?

Kılıçdaroğlu da öyle, Karamollaoğlu'su da öyle... Çünkü iktidarla ve onun olanaklarını kullanmakla hiç alakaları olmamış... Birilerine kalsa farklı da, bana kalsa Babacan da öyle, Davutoğlu da öyle, ama en fazla Kılıçdaroğlu öyle! Millet İttifakı içindeki liderlerden Türkiye'yi en iyi yönetecek lider hangisi? Bence hepsi de olabilir de, en güçlü partinin lideri olarak yine Kılıçdaroğlu...

Şimdi bunları bırakalım... Bir de şu var... Aman Erdoğan'ın karşısına daha kolay kazanacak bir lider olsun... Mesela İmamoğlu olsun, mesela Mansur Yavaş olsun... Valla olabilir, imajları da düzgün, çok çok iyi oylar da alabilirler.... Ama olmadı diyelim... ''Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu'' ikileminde kalındığında; İmamoğlu'na, Mansur Yavaş'a oy verebilecek olup da, aman Allah'ım bu durumda ''yaşasın Erdoğan'' diyecek bir kitle mi var...

Yahu Erdoğan'a karşı bu konjonktürde kim aday olsa kazanır.. İlhan Kesici de, Hikmet Çetin de, Ekrem İmamoğlu da, Mansur Yavaş da, Selahattin Demirtaş da... Ayıptır söylemesi, Erdoğan'la baş başa kalsa, Bahçeli bile kazanabilir yahu!

Manzarayı iyi okumak lazım... Bugünün muhalif seçmen psikolojisi, ne kadar sağlıklı tartışılır ama, ''anti-Erdoğan''lık üzerine kurulu... Millet İttifakı'nın adayı her kim olursa olsun, sırf ''Erdoğan'a oy verilmeyeceği'' için bile kazanır...

Ha birileri Davutoğlu'na kızar da, inat olsun diye Erdoğan'a verirmiş... Mantığı yok... Davutoğlu'na kızdığı yerde, Erdoğan'a da kızmış olmalı.. Çünkü bir zamanlar Davutoğlu'nun kızılan ne tarafı varsa Erdoğan'la yaptı... Davutoğlu da Erdoğan'a karşı kazanır artık, Millet İttifakı'nın ortak adayı olursa...

Bu ''sanal gerçeklik'', Abdullah Gül için de öyle... Babacan için de öyle... Hatta Karamollaoğlu için de öyle... Laf konuşuyorsunuz sadece laf! Boş laf...

Sanıyorsunuz ki, Kılıçdaroğlu ''Tunceli'li'' diye, bir anda 20 yıllık Erdoğan iktidarının yaşattıkları unutulur... ''Bir başkası olsa'' verilecek oy, Kılıçdaroğlu olursa verilmez.. Durun, durun bir dakika, orada da yanılıyorsunuz...

Erdoğan harıl harıl kaybettiği Kürt oylarının peşinde... İmralı'dan bile medet umduğunu kendi ağzından kaçırdı... Dünya alem biliyor ki, Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı kafa kafaya!... HDP oyları cumhurbaşkanlığı seçiminde kime giderse, o kazanacak!

Alın size 10 puanlık uzmanlık sorusu!...HDP oyları 1. veya 2. Turda Kılıçdaroğlu'na mı gider, Erdoğan'a mı? Pardon, orada mısınız? Farkında mısınız, HDP ''ortaya karışık''da olsa 1. Turda direkt Kılıçdaroğlu'na oy vermeye işaret ediyor... İttifak dışındaki, TKP'si bile söylüyor TKP'si... Farkında mısınız, aklınızdan geçen tüm adaylar ile Kılıçdaroğlu'nun ''HDP seçmeninde oy alma potansiyelini karşılaştırdığınızda'', tüm yollar Kılıçdaroğlu'na çıkıyor.... Farkında değil misiniz; Millet İttifakı tartışmasız bir şekilde cumhurbaşkanlığını kazanıyor, ama HDP seçmeni sayesinde kazanıyor...

Yine farkında mısınız, Millet İttifakı Cumhurbaşkanlığını kazanıyor ve OLASI cumhurbaşkanı ''Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi'' ile Türkiye'nin başına geçiyor ama, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı'nın kafa kafaya milletvekili sayısına sahip olmaları büyük olasılık...

Yani, bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olduğu gibi, başkanlığı kazanamayan tarafın Meclis'te daha fazla üyeye sahip olduğu bir yapı ortaya çıkabilir... Ama cumhurbaşkanlığını kazandığında, ne kuracağı hükümete Meclis'ten güvenoyu gerekiyor... Ne de çıkardığı kanun hükümüne kararnamelerle ülkeyi yönetmesini Meclis engelleyebiliyor...

Meclis'in hiçbir hükmünün olmadığı, cumhurbaşkanı olmazsa, atadığı cumhurbaşkanı yardımcısının bie Meclis Başkanı'ndan üstün olduğu bir sistemle yönetiliyoruz.... Millet İttifakı deklarasyon yayınladı, bu sistem değişsin istiyor ama ilk seçimlerde gelecek Meclis'in sistem sıkıntısını değiştirmesi çok ama çok zor.. Olacak da ne zaman olacak, ya da belki de hiç olmayacak! Bilemiyoruz!

Böyle bir sistemde de, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, bu sistemi kötü kullanmayacak, Türkiye'nin tüm renkleriyle ahenk içinde, yetkilerini ''ortak akıl''la kullanacak bir cumhurbaşkanı!...

Kıssaden hisse, kuşkusuz hiç kimse alternatifsiz değil ama; Kılıçdaroğlu şu anda en iyi alternatif olmaktan da öte; kendisinin bile tek alternatifi !....