SEBEP VE SONUÇ

Birilerini suçlamak ne kadar kolay değil mi. “ O yaptı” demek kadar hayatta kolay başka bir şey var mı?

 Yıllardır neden okullarda dini eğitimin gerekliliğini konuşuyoruz. Dini eğitim, iman, inanç esasları hakkında sürekli yazıyoruz, uyarılar yapıyoruz.

İşte bunun için. 

Sonuç ne Kur’an-a tekme atan genç. 

Bu gençleri bu duruma getiren sebepler üzerinde konuşmamız gerekmiyor mu?

Neden sadece yapılana tepki gösteriyoruz. Bu hareketi yapmak için bir süreç geçmiş olduğunu neden düşünmüyoruz.

Bu çocukları, gençleri, insanları yetiştiren aile ve eğitim sistemlerinin, çevrenin,  sosyal medyanın hiç mi suçu yok.

Bir iki yıllık bir süreçmi bu sonuç. 

Eğer başa dönecek olursak ki dönelim. Bir çocuğun doğumundan sonraki her adım önemli. Neden önemli. Onların nasıl yetiştiği, hangi koşullarda neler öğrendiği ya da öğrenemediği hem de çok önemli. 

Anaokulu veya çok küçük yaşta kreşe başlayan bir çocuk, eğitimin evde başladığını söylüyoruz ya bu evdeki eğitimi nasıl alıyor, ailesini kaç saat görüyor bir bakalım.

Çalışmak zorunda olan bir anne sabah daha gözlerini açmadan çocuğu kreşe bırakıyor. Akşam iş çıkışı alıyor. Akşam yemeği yedirip yatırıyor. 

İlkokul, orta, lise ve üniversite derken çocuk aileden tamamen uzaklaşıyor. Birde “ aman eğitimleri iyi olsun” diye gönderdiğimiz kurslar, etütler açıkçası aileye pek zaman kalmıyor. Boş zamanlarını da ya arkadaşlarıyla ya da internet başında geçiriyorlar.

Bu çocuk kaç saat anne, baba ve kardeşleriyle veya büyükleriyle zaman geçiriyor. 

Bu çocuk evde kılınan namazı görüyor mu? Sahuru iftarı görüyor mu? Bu çocuk evdeki davranışları görüyor mu? 

Ailede başlayan eğitim işte budur. Onlara bir şeyler anlatmak değil, yaşantınızı onlara göstermektir. O gördüğü namazı, orucu, kurbanı, büyüklere gösterilen saygıyı, okunan Kur’an-ı görüyorsa işte evde verilen eğitim budur.

Maalesef zamanımızda evdeki bu yaşantıyı gören çocuk sayısı çok azdır.

Eğitimin ailede başladığı, annenin çalışmak zorunda kalmadığı, hak dini yaşayan ve yaşatan ailelerin çoğalması, bu sapkınlıkların, bu vazgeçilemeyen hareketlerin bir an önce yok olabilmesi duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA