Meridyen Haber Köşe Yazarı Hasan Arslan'ın  Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdi.  Karamollaoğlu, özellikle yaklaşan yerel seçimlerle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.

Hasan Beyin bir sorusu üzerine ise son günlerde gündem olan Cihangir Bey'e yapılan baskılara da değerlendiren Genel Başkan, çarpıcı ifadeler kullandı. İşte çok merak uyandıran o söyleşi



 





8


 




Anketlere göre özellikle büyük şehirlerde millet ittifakı tek aday çıkartırsa, AKP'nin MHP ile seçime girmeyeceği de göz önüne alındığında avantajlı bir durum gözüküyor. Yerel seçimlerde ittifak gibi bir düşünceniz var mı?

Biz mahalli seçimlerde baştan beri söyledik. Yani genel bir ittifakın uygun olmayacağı kanaatindeyiz. Bundan dolayı da bu düşüncemizi ilk başta söylediğimiz gibi hala da aynı kanaatteyiz. Ama il ilçe bazında teşkilatlarımızın bir takım dirsek temasları olabilir. O konuda da her yerde farklı bir takım çalışmalar var. Ama genel bir mahalli seçimlerde ittifak söz konusu değil. Bu birazda kutuplaşmayı  artırıcı mahiyette bir şey. Biz iktidarın bu istikamete sevk etmek istediğini biliyoruz. Bunu da doğru bulmuyoruz. Onun için böyle bir ittifakın şimdilik böyle bir faydası olmaz kanaatindeyiz.

Sayıştay’ın yeni açıklanan raporlarına göre bir çok yolsuzluk belirlendi. AK partiden ve Cumhurbaşkanından herhangi bir açıklama gelmedi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

Yani tabi iktidar burada pratik hareket ediyor suçu işleyenleri değil açığa çıkaranları açığa alıyor. O da trajikomik bir hadise. Yani Sayıştay raporları, evet bugün değil belki ama yerine göre 5 sene önce, 6-7 sene önce yapılan bir takım yolsuzlukları, bir takım akıl almaz israfları ortaya koyuyor. İsrafla yolsuzluk el ele gidiyor. Hükümetin üzerine düşen tedbir almaktır tabii ki ama onların yürüyüşüne gidişine bakıldığı takdirde ihtimal dahilinde gözükmüyor. Söz ile söylüyorlar “İsraf yapmayacağız, israfı önleyeceğiz. Yolsuzlukların önüne geçeceğiz diyorlar ama sadece sözde kalıyor.

İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim bir mülakatında Kadir Topbaş da aday gösterilebilir. O da adaylar arasında dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İhtimal çok. Biz bütün teşkilatlarımız kamuoyuna şunu duyurduk; şu anda biz her seçim bölgesinde kazanacak bir aday arıyoruz. Bu adayın ille de bizim parti kadrolarımızın içinden çıkması şart değil. Toplumun tasvibini alan, bu işi götürme kabiliyeti olan, millete faydalı olan çalışmalar yapabilecek olan insanlarla, bizim prensiplerle de uyuştuğu takdirde birlikte hareket edebiliriz. Burada şunu da hemen ifade edeyim; Bütün konuşmalarımızda ve seçim beyannamemizde açıkça ifade edilecek. Biz prensipler dahilinde hareket eden bir partiyiz, belediye başkanlarımızın da bu prensiplere uymaları icap eder. Adil olacaklar, liyakatli insanlar arayacaklar, meselelerde görev verebilmek için. İstişareye her zaman açık olacaklar. Şeffaf olacaklar. Hiçbir icraatları halkın gözünden uzak tutulmayacak. Denetlemeyi bizzat kendileri yapacaklar. Güzel ahlaklı olacaklar, yani kamu malına zarar gelmesine, israf edilmesine, yolsuzluklara kesinlikle fırsat vermeyecekler. Tabiri caizse meşhur bir sözdür bu “ Ne yiyecekler, ne yedirecekler” . Şu anda çünkü bütün belediyelerde yolsuzluk iddiaları, aynen merkezi hükümette olduğu gibi arşa çıkmış vaziyette. Bunların doğru olup olmadığını ancak Sayıştay gibi kurumların raporları belirler ama Sayıştay’ın müdahil olduğu konuları giderek daraltıyorlar. Bundan dolayı da endişelerimiz var. Bu prensiplere uyan insanları biz aday gösteririz. Bizim derdimiz ille de şu ana kadar bizimle çalışmış olması şart değil teşkilatlarımızda bu konuda büyük bir çabanın içinde, onun için şu anda bir arayış içindeyiz. Bir çok yerlerde çalışmalar var. Kurdukları irtibatlarla bizi de bilgilendiriyorlar inşallah hayırlı bir netice alırız.

 Cihangir Bey son zamanlarda çok ön plana çıktı.  Ardeşen’de yapacağı program belediye  tarafından salon iptali yapmış. Bu baskıyı neye bağlıyorsunuz?

Türkiye’de bu baskı reddediliyor bu tavır baskının olduğunun hem de ne seviyede olduğunun en açık  işaretini gösterir. Yani siz bir milletvekillini, bir partiyi temsil eden bir insanı şehide önceden planlanan önceden mutabakat sağlanan bir salonda konuşturmazsanız işte bizim söylediğimiz baskı bu, söz hürriyetinin, basın hürriyetinin olmadığının en açık delili bundan ümit umuyorlar.  Halbuki bu partiyi kurdukları zaman adını Adalet ve Kalkınma diye koydular adını kendileri o zaman adalet arıyorlardı bugün güçlendiler adaletin lafı sadece dil ucunda kaldı.

Bunun kendilerine de ne kadar zarar vereceğini toplumda nasıl bir tepki doğuracağının farkında değiller. Ama korkunun ecele faydası yok denir. Bunların korktukları başlarına gelecek. Bir gün gidecekler. Bunda kimsenin tereddüdü olmasın. Efendim toplumda şu kanaati yaymaya çalışıyorlar. Gidecekler de alternatif var mı? Elbette var şu anda alternatifi bu iktidarın alternatifi çok açık net olarak söylüyorum inanarak söylüyorum Saadet Partisidir. Yani Saadet Partisi diye söylememin sebebi şu ; toplumda bazı kesimlerde ve maalesef muhalefette de bazı kendini  bilmezler ” inançlı insanlara zulmedeceğiz edeceğiz diyor hadi oradan sen de! iktidar bir yandan zulüm edecek onlar da öbür taraftan kim size destek verir” Bu ifadeleri kullananlar aklını peynir ekmekle yemişler! Bunları göstererek alternatif yok diyorlar. Kamil manada adaleti sağlayacak kamil manada bu ülkede demokratik şartların yerine gelmesine fırsat verecek kalkındıracak problemlerini çözecek saadet partisi var!

Yeni sloganla ÇARE VAR! Çok teşekkürler Allah razı olsun…