Bireysel Özerklik ve Seçme Özgürlüğü


Ya düşIerinin peşine düşmeyi seçersin, ya da oIanIarı kabuIIenmeyi. İyikiIerinIe güçIenir, keşkeIerinIe


tükenirsin! Karar senin.

- CharIes Bukowski



Özgürlük ve özerklik kişisel hayatımızın seyrinde

öznel iyi olma durumumuz üzerinde rol oynayan iki önemli

kavramdır. Seçme özgürlüğü ise özgürlük ve özerklikten

doğar. Fromm, bireyin kendisini çevresine bağlayan göbek

bağından ne düzeyde kurtarmışsa, o düzeyde özgür oldu-

ğunu söyler.

Seçme özgürlüğü bireyin kendini ifade etme değe-

rini ortaya koyma açısından önemlidir. Kant, seçme özgür-

lüğünün aslında özerklik dışında başka bir şey olmadığını

bildirmiştir. Kendimizi ifade edişimiz aslında kim olduğumuzu, neye değer verdiğimizi yansıtır. Eylemde bulunduğumuz her davranış özerkliğimizin ve kendi kendimizi

belirleme duygumuzun sonucudur. Seçim olgusu aslında

bize özerkliğimizi gösterme ve kendi kişiliğimizin mizacını

sergileme imkânı verir. Yasal ve ahlaki sistemimiz özerkliğe adanan değere dayanır. Özerklik, davranışlarımızdan

ahlaki ve yasal olarak sorumlu oluşumuzun meşrutiyetini

sağlar.

Varsaydığımız özerkliğimiz sebebiyle başarılarımız

takdire değer kabul edilirken, başarısızlıklarımızdan dolayı

da suçlanırız. Özerklik kavramına siyasal, ahlaki ve sosyal

bağımlılığımız yanında; özerklik duygusu psikolojik olarak

ruhsal halimiz üzerinde de çok önemli bir etkiye sahiptir.

Çevremizde olan biten üzerinde denetim sahibi olmak ve bunun farkındalığında olmak sağlıklı ruh halimizin devamı

için oldukça önem arz etmektedir.

Seçim yapabilmek, bireyin hayatında karşılaştığı

durumlara karşı aktif ve etkin olarak katılımını gerektirir.

Bu durum bireyin sağlıklı ruh hali için önemlidir. Bireyle-

rin seçim yapabilmesi onların daha az çaresizlik yaşamala-

rını sağlar.

Fakat bu durum bir paradoksa yol açar. Bu para-

doks iki farklı şekilde izah edilebilir: İlki seçim ve denetim

yaşantıları giderek artmakta ve derinleşmektedir ancak

buna rağmen seçim ve denetime yönelik beklentiler de bu

deneyimleri karşılayacak oranda artmaktadır. Özerkliğin

önünden kaldırılan engel, henüz aşılamamış olan engelleri

daha da hoşnut olmayan bir hale getirmektedir. Denetime

yönelik beklentiler ve umutlar, denetimin gerçekliğiyle

örtüşmemektedir. İkinci açıklama ise, daha çok tercih ya-

pabilme durumunun her zaman daha çok denetim anlamına

gelmemesidir. Ne zaman seçim yapılacağına karar vermek,

belki de yapılacak en önemli seçimdir. Seçim yapabilme ve

özerklik yönünden incelediğimizde ise sosyal bağların öz-

gürlüğü, seçimi ve özerkliği sınırladığını ve azalttığını belirtmek gerektiğidir

Prof. Dr Ekrem Çulfa

Whatsapp 05447243650

NOT: Bundan böyle yazılarımla meridyenhaber.com da sizlerle olmaktan mutluluk duyarım.

Faydalı Kaynaklar:

1. Ekrem Çulfa,"Farkındalık Mutlu Olma Sanatı Yasam Sevinci" Kitabı, Ekim 2018, İstanbul

2. Şakir Ernas, "Özerklik ve Psikolojik Dayamılılık Arasındaki İlişki", Ulusal Tez Merkezi, 2017, Ankara