DEVA PARTİSİ İL BAŞKANI MURAT DAĞHAN,

DEVA Partisi Adalet ve Hukuk İşleri Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun 24 Ocak 2020 Elazığ depremi ile ilgili Elazığ İl teşkilatının hazırladığı kapsamlı ve ayrıntılı bir soru önergesini TBMM’ne sunduğunu, belirterek;  Bakanlığın konuya ilişkin yanıtlarını beklediklerini söyledi. Vatandaşın devam eden mağduriyetine, devletin bir parça da olsa merhem olmasına katkı sunmak için parti ayırt etmeden tüm milletvekillerini sağ duyulu olmaya davet etti.

Dağhan, devamında;

Güncel olması bakımından Elazığ depreminin her yönden ayrıntılı analiz edilerek doğru sonuçlara ulaşılması, devletin hiç değilse bundan sonrası için her türlü tedbiri en etkili biçimde alması ve bir deprem kuşağında konumlanmış ülkemizi gelecek depremlere hazırlaması açısından yüksek derecede önem taşımaktadır. 24 saat deprem gerçeği ile yaşayan vatandaşını acı Elazığ tecrübesinden yola çıkarak endişe ve kaygıdan sıyırabilmek için siyasilerin her türlü çabayı ortaya koyması boynunun borcudur.  

Dağhan iktidar partisinin milletvekiline cevabense şunları söyledi;

Çevrimtaş ve Doğanbağı köylerinde yaptığımız çekimlerde Sayın Yeneroğlu’nun 28 Ocak’ta yaptığı basın açıklamasında değindiği sorunlar tespitli ve kayıt altındadır. Bu tespitlerin gerçek dışı olduğu nitelemesi mesnetsiz bir iddiadır. Mesnetsiz bir iddiada bulunmak elbette siyasetin saygınlığını düşürür.

Gene de iyi tarafından bakarak gelişmeleri  yeterince takip etmemiş olmaları  ihtimaline karşılık kendilerine mevzu bahis köylerin yerinde durduğunu buradan hatırlatmak isteriz. Sayın Yeneroğlu’na ithamda bulunmak yerine, bu köylere gidip yerinde incelemelerde bulunurlarsa tek bir göz konteyner evi için deprem mağdurlarının en az 600 tl ödediklerini, ödemediklerinde de kışın ortasında elektriklerinin kesildiğini, bizzat kendi kulaklarıyla duyacaklardır. Umarız giderler. Hatta insanların nasıl feryat ettiklerine de bizzat şahitlik edeceklerdir. Bilmelerini isteriz ki, Elazığ televizyon kanallarının yayınlamadığı köylünün feryatları da bizim kayıtlarımızda mevcuttur. İsterse bunları, bize ziyaretleri esnasında CHP’li 24 milletvekiline verdiğimiz gibi iktidar partisi milletvekiline de verebiliriz. Dahası biz konuyla ilgili olarak kendisine Doğanbağı ve Çevrimtaş köylerini örnek gösterirken, kendisi bize Elazığ merkezdeki konteyner evlerden elektrik parası alınmadığından dem vuruyor.

Ayrıca, DASK mağduriyetleri konusu vahim bir şekilde halen Elazığ gündeminin başlarında yer tutmaya devam etmektedir.

Bir de sayın milletvekili “Elazığ’a bir şey yapılmadı diyenlere yönelik kendince bir eleştiri getirmiştir: Kendisine ilkin, kimsenin “Elazığ’a bir şey yapılmadı” demediğini söylemek isteriz. Tabi ki yapılanlar var ve göz önünde, ancak Elazığ’ a yapılanlar başka, yapılması gerekenler başka başka durumlara işaret ederler. Bizler, yapılanların çok eksik ve yetersiz olduğunu, halkın ihtiyaçlarını karşılamadığını, halkın bilgisi dışında yapıldığını ve zamanında yapılmadığını söylüyoruz… Devleti halk adına yönetenler, en iyisini ve en doğrusunu en ucuza yapmakla mükelleftir.

Bu yapılanlar devletin yapması gereken asli görev ve ödevleri arasındadır. 21 yıldan bu yana deprem vergisi adıyla toplayıp biriktirdiklerini, bu kara günlerde harcamak üzere topladı, devlet.  

Son olarak geçenlerde TOKİ evlerinin küçük olduğu eleştirilerine karşılık muhalefete yönelik “siz yapında kümes yapın” diye kaba bir eleştirel söylemde bulundu. Devlet, ne iktidarın hayır kurumudur ne de İktidar yaptıkları ile kimseye hayırda bulunur. Kendilerini, yaptıkları bu yarım yamalak işleri bir lütufmuş gibi sunma alışkanlığından vazgeçmeye çağırıyoruz,

diyen DAĞHAN sözlerini burada noktalayarak DEVA Partisinin Bakana yönelttiği soru önergesini devam eden satırlarda bizimle şu şekilde paylaştı ;      

      

24 Ocak Elazığ Depremi Sonrası Yaşanan Mağduriyetlere İlişkin Soru Önergesi

24 Ocak 2020 tarihinde merkez üssü Sivrice ilçesinin Çevrimtaş ve Doğanbağı köyleri olan Elazığ ve Malatya’da hissedilen deprem ve öncü depremler nedeniyle bir çok ev oturulamaz hale gelmiş ya da ağır hasar görmüştür. 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu’nun 13. maddesine göre “Zorunlu deprem sigortası bulunan ve deprem nedeniyle hasar gören binalara ilişkin tazminat, gerekli bilgi ve belgeler ile hasar tespitinin tamamlanmasını müteakip en geç otuz gün içinde” ödeneceği öngörülmüşken depreminin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, vatandaşlarımızın DASK kaynaklı ciddi mağduriyetleri tarafıma iletilmektedir. Ayrıca Bakanlığınızca ikinci kez düzenlenen hasar tespit raporu nedeni ile birçok yapı ağır hasardan orta hasar seviyesine düşürülerek vatandaşlarımıza hala ödemelerin yapılmadığı belirtilmektedir. Öte yandan Çevre Şehircilik Müdürlüğü 23300 sayı ve 03.12.2020 tarihli bazı mahalle muhtarlıklarına iletilen yazısında orta hasarlı binaların ıslahı amacıyla tahliyesini istemiştir.
Bu bağlamda,

1) 4 Nisan 2019 tarihli öncü depremde Doğanbağı ve Çevrimtaş köylerinde toplam kaç ev ağır hasar almıştır? 24 Ocak 2020 tarihli büyük depremde bu köylerde toplam kaç ev yıkılmıştır? Her iki deprem dahil toplamda kaç ev kullanılamaz duruma gelmiştir?

2) 4 Nisan 2019 tarihinden bugüne, köylümüze ne tür ve kaç ev yapılıp teslim edilmiştir? Bu evlerden enkazı kaldırılmayan var mıdır? Kaç vatandaşımız hâlâ çadır ya da konteynırda (geçici barınma alanı) yaşamını sürdürmektedir?

3) Bu köylerdeki vatandaşlarımıza elektrik, su ve ısınma konularında devlet yardımı yapılmakta mıdır? Tek göz oda için vatandaşın asgari 517 TL elektrik parası ödemek zorunda kaldığı, ödeyemediği takdirde elektriğinin kesildiği doğru mudur?

4) TOKİ’nin bugüne kadar teslim ettiği ev sayısı kaç adettir? Teslim edilen evler içerisinde 2+1 ve 3+1 evlerin toplam içindeki yüzdesi/sayısı nedir? Bu evler kaçar metrekareden oluşmaktadır?

5) Bu evlerin oda sayısı ve büyüklüğü yapım öncesinde vatandaşın bilgi ve onayına sunulmuş mudur? Özellikle 2+1 evler için vatandaşın rızası alınmış mıdır?

6) Teslim ettiğiniz bu evlerin fiyatları ve ödeme şekilleri nedir? Bu fiyatlar vatandaşa açıklanmış mıdır? Açıklanmamışsa bunun nedeni nedir?

7) Teslim ettiğiniz evlerin kaçında yaşam başlamıştır? Altyapıları tam mıdır, şayet eksiklik varsa giderilmesi için nasıl bir planlama ve zamanlama yapılmıştır?

8) Elazığ ve Sivrice ilçesi merkezinde, halen kaç vatandaşımız konteynır kentlerde barınmaktadır? Depremin üzerinden 2 soğuk kıştan ibaret 1 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen bu insanlarımızın konteynır kent denilen geçici barınma alanlarında yaşamasına neden hâlâ müsaade edilmektedir?

9) Depremzedelerimizin yaşadığı konteynır kentlerde internet altyapısı var mıdır? Verilen bu internet altyapısı, eğitim gören çocukların eğitimlerini alabilmelerine imkân sağlayacak kapasitede midir?

10) “Orta Hasar” nitelemesi kaç konut için yapılmıştır? Orta hasarlı yapılar için getirilen statik güçlendirme şartı inşaat tekniği açısından uygulamada ne tür riskler içermektedir? Bu riskler taşınabilir ve bertaraf edilebilir midir?

11) 24 Ocak 2020 Elazığ depreminde can kayıplarına sebebiyet vererek yıkılan Dilek Sitesi’ndeki apartmanların da orta hasar kapsamında değerlendirildiği için Tasdikli Güçlendirme Projesi ile 2007 yılında güçlendirildiği doğru mudur? Doğru ise, yürürlüğe Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle sokulmuş olan ve sonuçları itibariyle uygulamada ciddi riskler içeren orta hasar terimi hangi gerekçeye dayandırılmıştır?

12) Depremden sonra işyerini taşımak zorunda kalan kaç işyeri vardır? Bu vatandaşlarımıza nakdi yardım sağlanmış mıdır?

13) Çevre Şehircilik Müdürlüğü tarafından tahliyesi istenen vatandaşlarımız hakkında dönemin kış mevsimi olması ve ekonomik krizin ortasında olunması nedeniyle nasıl bir tedbir ve yardım planlanmıştır?

14) Uygulayıcısı ve denetleyicisi Bakanlığınız olan 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası orta hasarlı yapıların güçlendirme projesi midir?

15) Bakanlığınız orta hasarlı binaların güçlendirilmesi için ne tür bir eylem planı hazırlamıştır? Vatandaşlarımızın zararlarının giderilmesi amacıyla kurumunuzun orta hasarlı yapılara dönük bir yardım planı mevcut mudur? Bu yardım tutarı kişi başı ne kadardır?

16) Bir binası hasar görmüş olmasına karşın eğitim ve öğretime devam eden Şehit Ömer Sönmez İlkokulu, depremin üzerinden geçen bir yılı aşkın süre içinde neden halen yıkılmamıştır?

17) Yıkım işinden devlet kurumlarının elde ettiği vatandaşa ait gelirin, TOKİ ev fiyatları üzerinden tenzilata konu olacağı hususu doğru mudur? Şayet doğruysa; şeffaf olmayan böyle bir şey neden öngörülmüş ve vatandaşlarımız bundan neden ilk günden itibaren haberdar edilmemiştir? Vadeli evin fiyatından, nakit hak edilmiş güncel değer nasıl düşülecektir? Bahsedilen indirim, deklere edilmiş ev fiyatlarına yansıtılacak mıdır?

18) Hak sahibi ya da ihtiyaç sahibi olmadığı için TOKİ’den ev almayacak on binlerce insanımızın ödemesi nasıl ve hangi merci tarafından yapılacaktır? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu orta hasar nitelemesi yerine neden Doğal Afetler Sigorta Kurumu 6305 sayılı Afet Kanunu’nun “poliçe kapsamında teminat verilemeyen veya teminat verilmesinde güçlükler bulunan çeşitli afet ve risklerden kaynaklı olabilecek maddi ve bedeni zararların karşılanabilmesi” hususunu dikkate almamıştır?

19) Deprem ülkesi olduğumuzun bilinciyle 6306 sayılı Kanun’u 6305 sayılı Kanun’a uygun hale getirerek vatandaşın koruma altına alınması neden gerekli görülmemiştir?

05 OCAK 2021 TARİHİNDE ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR