Kentlerin kimliğinde ve tarihsel miras açısından kritik önem taşıyan tarihi ve kültürel değerler hızla yenileme kaygısıyla, özellikle kentsel yenileme ve dönüşüm projelerinin uygulanma sürecinde kentsel kimliğe dair önemli değerler yok olmaktadır. Restorasyonlar her zaman özüne uygun olarak uygulanmamakta, bunun sonucunda kimliğin önemli bir öğesi olan tarihi yapılar tahrip edilmektedir. Korumayla ilgili yasal, yönetsel ve uygulamaya yönelik sorunlar, mekânsal kimliğin yok olmasına neden olmaktadır. İktidarınız döneminde cami, han, hamam, ören yerleri gibi tarihi yapıların bazıları; yol yapımı, cadde genişlemesi, kentsel dönüşüm, baraj inşası yahut AVM yapımı, restorasyon vd. nedenlerle yapının kendisi veya bir parçası yıkılmakta, eklemelerle orijinal dokusu bozulmakta veya su altında kalmaktadır. Ne yazık ki bu hazin tablo ülkemizde her geçen gün artmaktadır. Daha geçenlerde 12 bin yıllık Hasankeyf’in büyük bir kısmını sular altına diğer kısımları ise beton altına bıraktınız. En son olarak da İstanbul’un en önemli tarihi eserlerinden Galata Kulesi içerisinde yapılan restorasyon çalışmasında bazı yıkımlar görülmüştür.

Bu bağlamda;

1. Bu yıkımları ve bozulmaları takip ediyor musunuz? Bunları önlemek ve bu yapıları korumak gibi bir vazifenizin olduğunuzu düşünüyor musunuz?

2. Galata Kulesi'nde hilti ile yıkıldığı görülen kısımlar kulenin orijinalinde bulunan yapılar mıdır? Öyle ise hilti ile yıkma onayını veren sorumlular hakkında hukuki bir işlem başlatılmış mıdır? Değilse orijinalinde olmayan bir bölüm hangi maksatla ve ne zaman tarihi yapıya eklenmiştir?

3. T.C. Kültür ve Turizm bakanı olarak başta Hasankeyf’in geldiği durum olmak üzere kültürel ve tarihi mirasımızı koruyamadığınızdan dolayı bakanlık görevinizden istifa etmeyi düşünüyor musunuz?