İnsan hakları eylem planı açıklanıyor ama bir yandan da insan hakları aktivizmiyle meşgul bir insan hakları savunucusu Milletvekili Meclis’ten uzaklaştırılmaya çalışılıyor!
 
Herkese merhaba değerli izleyenler, yeni bir ÖFG TV programında sizlerle birlikteyiz. Her hafta Salı günü saat 21.00’de haftanın önemli konu ve konuklarını gündem ediyoruz, konuşuyoruz. İnsan hakları ihlalleri en başta gündem konumuz.
Bugün de insan hakları eylem planını konuşacağız ve insan hakları eylem planı gündemdeyken yapılan insan hakları ihlallerini, insan hakları savunucularına saldırıları konuşacağız.
Türkiye’de demokrasi, hukuk anlamında insan hakları anlamında iyiye giden hiçbir şey yokken Türkiye AB ilerleme raporlarında sürekli gerileyen bir ülke iken, Türkiye insani ve hukuki gelişme endekslerinde dünyanın dibine vurmuş iken bir eylem planı ile geriye giden, çökmüş bir ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışıyorlar.
Malum bugün insan hakları eylem planı açıklandı ve bu eylem planına göre Türkiye’de insan hakları alanında birtakım ilerlemeler kat edileceği söyleniyor ama bunun biz hakiki bir insan hakları eylem planı olduğunu düşünmüyoruz! Neden? Çünkü Türkiye’de iyiye giden bir şey yok! Türkiye’de demokrasi, hukuk anlamında insan hakları anlamında iyiye giden hiçbir şey yokken Türkiye AB ilerleme raporlarında sürekli gerileyen bir ülke iken, Türkiye insani ve hukuki gelişme endekslerinde dünyanın dibine vurmuş iken bir eylem planı ile geriye giden, çökmüş bir ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışıyorlar.
Yargı paketi açıklanıyor şu gördüğünüz gibi ama bunlar demek ki bir şeylerin kötü gittiğini gösteriyor. Demek ki ülkede doğru işler yapılmıyor ki yargı paketleri açıklanıyor!
Bu eşyanın tabiatına aykırı bir durum! En başta insan hakları eylem planını ilan etmenin bir nedeni var. Normal demokratik ülkelerde anayasal hukuk sistemine sahip ülkelerde böyle habire bir yargı paketi, reform paketi çıkarılmaz. Anayasa vardır onu uygularsınız. İşler tıkır tıkır işler. Vatandaşlar devletin uygulamaları noktasında tedirgin değildir, özgürlüklerine sahiptir ve devlette sağdan soldan aldığı eleştiriler ki aslında almaması gerekir doğru dürüst bir anayasal sistem uygulanıyorsa bu çerçevede habire bir yargı paketi açıklamaz. Yargı paketi açıklanıyor şu gördüğünüz gibi ama bunlar demek ki bir şeylerin kötü gittiğini gösteriyor. Demek ki ülkede doğru işler yapılmıyor ki yargı paketleri açıklanıyor! Günlerdir söylenen bir paketti; insan hakları eylem planı ama biz daha bu açıklamadan önce de boş bir paket olacağını söyledik. Süslü laflar ile makyajlar ile güzel gösterilmeye çalışılan bir eylem planı!Demek sıkıntı var ki bir eylem planı çıkarıyorlar habire. Yargı’da reform deyip duruyorlar ama bunları da uygulamıyorlar! Eleştirildiğinde tekrar eylem planı çıkarıyorlar.
Tamamen keyfi uygulamalar ile insanların haklarını ve özgürlüklerini gasp ediyorsunuz!
Bunu da uygulamayacak, eleştiri gelecek tekrar bir eylem planı çıkaracak! Biz öncesini de biliyoruz, şimdiyi de sonrayı da biliyoruz. Siz ilk önce eleştirsek de var olan bir anayasayı uygulayın! Var olan yasaları uygulayın! Var olan yönetmelikleri uygulayın onları bile yapmıyorsunuz. Tamamen keyfi uygulamalar ile insanların haklarını ve özgürlüklerini gasp ediyorsunuz!
Bireysel hakları, özgürlükleri, kamusal hakları özgürlükleri gasp edip milletin iradesini yerden yere vuruyorsunuz!
Bireysel hakları, özgürlükleri, kamusal hakları özgürlükleri gasp edip milletin iradesini yerden yere vuruyorsunuz! Siz bir kere ilk önce bundan vazgeçin insan hakları savunucuları insan hakları alanında devletin yaptığı ihlalleri söyler. İnsan hakları savunucuları devletin yaptığı ihlalleri söylüyor, milletvekili olanları bunları Meclis’e getiriyor, kapıları zorluyor siz bir şey yapıyor musunuz? Hiçbir şey yapmıyorsunuz! Ne yapıyorsunuz? Kalkıp bunların üstünü örtmeye çalışıyorsunuz, kalkıp verdiğimiz soru önergelerini cevaplamıyorsunuz, kalkıp verdiğimiz araştırma önergeleri, işkence ile ilgili önergeleri oralarda anlatılan işkence ile ilgili olayları araştırmak yerine “Kaba ve yaralayıcı ifadeler var. Biz bunu inceleyemeyiz.” Diyorsun. O zaman sen orada niye oturuyorsun? O Meclis’te başkanlıklarda, görevlerde niye oturuyorsunuz? Niye bu işleri yapmıyorsunuz? Adalet Bakanlığı niye görevini yapmıyor? İçişleri Bakanlığı niye görevini yapmıyor? Örtbas etme makamları mı burası? Kolektif bir şekilde tüm insan hakları sorunlarını Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da dahil olmak üzere örtbas etmek ile meşgulken insan hakları eylem planı çıkarıyorlarmış.
Bu eylem planlarına en çok gülecek olan ben, Sezgin Tanrıkulu gibi insan hakları savunucularıdır çünkü biz yıllardır bu konuda büyük gayretler gösterdik. Çok büyük sorunları gündeme getirdik.
Bu eylem planlarına en çok gülecek olan ben, Sezgin Tanrıkulu gibi insan hakları savunucularıdır çünkü biz yıllardır bu konuda büyük gayretler gösterdik. Çok büyük sorunları gündeme getirdik. İnsan kaçırılmaları, işkenceleri, çıplak aramaları, cezaevi ihlallerini, hasta mahpusları, hamile tutukluları, anne baba tutuklulukları perişan olmuş aileleri, parçalanmış aileleri, fizyolojisi, psikolojisi bozulmuş çocukları gündeme getirdik kim umursadı? İnsan hakları eylem planında bunlara ait bir şey var mı? Yok!
Üstü kapalı makyajlı sözlerle; “Çıplak aramada dikkatli olunacağı.” Söyleniliyor. Avrupa’nın, dünyanın gazını milletin gazını almaya çalışıyorlar başka bir şey değil!
Kaçırılan insanları mı gündeme getiriyor? Hayır! Çıplak arama ile ilgili bir özür beyanı var mı? Net bir şekilde çıplak arama onursuzluğuna geçit vermeyeceğiz deniliyor mu? Üstü kapalı bir şekilde çıplak arama konusunun kabulünü görüyoruz. Net bir şekilde çıplak aramanın olduğunu, devletin özür dilediğini, bir daha yapmayacağını, yapılmasına izin verilmeyeceğini beyan eden yok! Üstü kapalı makyajlı sözlerle; “Bu konuda dikkatli olunacağı.” Söyleniliyor. Avrupa’nın, dünyanın gazını milletin gazını almaya çalışıyorlar başka bir şey değil! İşkenceye 0 telorans, sistematik işkence yok deniliyor.
Devri iktidarımızda sistematik işkence yoktur.” diyorlar. E biz de örnekleri ile gösteriyoruz!
İşkenceye 0 tolerans, sistematik işkence yok demekle işkence bitmiyor arkadaşlar, biz bunu 2.5 yıldır AK Parti’li siyasetçilerden bol miktarda duyuyoruz. “Devri iktidarımızda sistematik işkence yoktur.” diyorlar. E biz de örnekleri ile gösteriyoruz! Kolu kırılan infaz koruma memurları tarafından darp edilen mahpusların nasıl soruşturmalarının üstünün örtüldüğünü. Anayasa Mahkemesi’nde daha sonra bunların nasıl eksik soruşturma olarak görülüp, ihlal bulunduğunu anlatıyoruz kimse görmek istemiyor!
Ben bir insan hakları savunucusu milletvekili olarak daha geçen hafta sadece barış çağrısı yapan bir haberi retweet ettiğim için 2.5 yıl ceza almadım mı? Siz neden bahsediyorsunuz? Hiç utanmıyor musunuz?
Çıplak aramalar konusunda Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını söylüyoruz; bakıyorsunuz milletvekilleri çıkıyor Meclis’te bağırıyor, çağırıyor, ona buna terörist diyerek işin altından kalktığını zannediyor. Siz kimi kandırıyorsunuz? Ben bir insan hakları savunucusu milletvekili olarak daha geçen hafta sadece barış çağrısı yapan bir haberi retweet ettiğim için 2.5 yıl ceza almadım mı? Siz neden bahsediyorsunuz? Hiç utanmıyor musunuz? Hiç yüzünüz kızarmıyor mu? Bir barış çağrısı yapan haberi o web sitesi hala yayında tuttuğu halde ona bir dava açılmadığı halde, bir erişim yasağı getirilmediği halde. Retweet eden başkalarına herhangi bir dava açılmadığı halde bana dava açıldı; 4.5 yıldır tepemde demokrasinin kılıcı gibi dolaştı, işimden atıldım, zalim yargı kararları beni hayal kırıklığına uğrattı, zerre kadar hukuk varsa bu karar bozulur dedikçe bu kararlar onandı ve maalesef şu anda da sadece bireysel değil toplumsal olarak milletin iradesi engellenmeye çalışılıyor bu ceza ile.
İnanılmaz zalimlikleri yapan, yapmaya devam eden ve bunun hesabını veremeyen bir iktidar haftaya Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi bu konuda bir görüşme yapacak
Siz neden bahsediyorsunuz? Daha geçen hafta bana verilen bir ceza var! Cezaevinde olan siyasetçiler var 4 yıldır, Sayın Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan bugün 71. Doğum gününü cezaevinde kutluyor maalesef. Sayın Osman Kavala 4 seneye yakındır cezaevinde. İnanılmaz zalimlikleri yapan, yapmaya devam eden ve bunun hesabını veremeyen bir iktidar haftaya Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi bu konuda bir görüşme yapacak; Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamamasını görüşecek diye, alelacele, apartopar bir insan hakları eylem planı açıklıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz?
Bırakın bu eylem planlarını da bana kaçırılan insanlardan haber verin! Çıplak aranan insanların soruşturmalarının neden kapatıldığını haberini verin!
Bırakın bu eylem planlarını da bana kaçırılan insanlardan haber verin! Çıplak aranan insanların soruşturmalarının neden kapatıldığını haberini verin! İşkencelerin neden örtbas edildiğinden haber verin! Cezaevindeki hasta mahpusların nasıl ihlaller ile öldüğü konusunda bir açıklama yapın! Muzaffer Özcengiz hakkında bir açıklama yapın. Halime Gülsu hakkında bir açıklama yapın. Nesrin Gençosman için bir açıklama yapın. Mevlüt Öztaş için bir açıklama yapın. Fatih Terzioğlu için bir açıklama yapın. Mustafa Kabakçıoğlu için bir açıklama yapın. Koçer Erdal için bir açıklama yapın.
Avrupa’nın gözünü belki boyamayı başarabilirsiniz ama gerçek anlamda insan hakları savunucularının gözünü boyayamazsınız
Siz neden bahsediyorsunuz? Biz bire bir insan hakları ihlallerini takip eden, artık o mağdurların isimlerini bile ezberleyen, tarihleri bile unutmayan insanlarız bizi mi kandıracaksınız? Avrupa’nın gözünü belki boyamayı başarabilirsiniz ama gerçek anlamda insan hakları savunucularının gözünü boyayamazsınız onları da susturamazsınız, biz konuşmaya devam edeceğiz. Bakın kısaca bu insan hakları eylem planında ne var bu konuda biraz açıklamalar yapalım. Bir tetkik edelim, haksızlık etmeyelim. Nasıl hazırlandığı konusunda bir bilgi yok bir kere! İnsan hakları kuruluşlarına mı gidilmiş? Gelip bizim gibi insan hakları savunucularına mı sorulmuş? Hayır! Bu nasıl hazırlanmış? Bu konuda bir bilgi yok!
Bir komisyon görüşmesinde insan hakları eylem planı ile ilgili biz Sayın Bakan Abdulhamit Gül’e bir görüş beyan ettik, benim beyan ettiğim görüşlerin hiçbiri bu insan hakları eylem planında yok!
Bir komisyon görüşmesinde insan hakları eylem planı ile ilgili biz Sayın Bakan Abdulhamit Gül’e bir görüş beyan ettik, benim beyan ettiğim görüşlerin hiçbiri bu insan hakları eylem planında yok! Nasıl görüş aldınız? Nasıl eylem planı hazırladınız? Bizim gibi insan hakları savunucuları bu konuyu yakından takip eden insanların önerilerini bu eylem planının içine katmayın ondan sonra da: “Biz büyük beyanlar hazırladık.” deyin. Sarayda hazırladığınız planlar bunlar, bunları biz bilmiyor muyuz? Ne şiş yansın ne kebap Avrupa’nın da gazını alalım planları bunlar. Basın özgürlüğü ile ilgili söylenen somut bir şey yok ortada. Güçlendirilecek diyor ama nasıl güçlendirilecek? İçeride gazetecilik faaliyeti ile yatan bir sürü insan var ve buna nasıl bir ölçü getireceksiniz? AİHS kriterleri anılmadan bir plan açıklanıyor! Bu nasıl olacak? Yatan insanlar sırf gazetecilik yaptığı için yatıyor.
İşkenceyi belgelediği için, helikopterden atılmayı belgelediği için haberleştirdiği için Van’da ki gazeteciler; Mezopotamya Ajansı muhabirleri 150 gündür cezaevinde.
İşkenceyi belgelediği için, helikopterden atılmayı belgelediği için haberleştirdiği için Van’da ki gazeteciler; Mezopotamya Ajansı muhabirleri 150 gündür cezaevinde. Siz hangi ifade özgürlüğünden, medya özgürlüğünden bahsediyorsunuz? Hangi sözleşmelere uyduğunuzdan bahsediyorsunuz? AİHM kararlarından hiç bahsedilmiyor bu eylem planında ve anlaşılan bu eylem planı da yerli ve milli bir eylem planı olacak! İnsan haklarının yerli ve millisi olmaz! İnsan hakları savunucuları uluslararası kriterlere göre, evrensel kriterlere göre hareket eder.
 
Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP hakkında soruşturma başlattı! Kobani iddianamesini istedi. Yani partimiz hakkında bir kapatma davası hazırlıkları başlamış durumda.  Trajediye bakın ki insan hakları eylem planı açıklandığı gün milletin iradesini temsil eden bir siyasi partiye kapatma davası hazırlıkları başlıyor. Skandal bu kadar olur! Rezalet bu kadar olur! 6 Milyon kişinin iradesini temsil eden bir partiye karşı bu denli trajikomik, vahşi bir muamele olamaz!
Bir de utanmadan, yüzü kızarmadan, insan hakları eylem planı açıklıyorlar! Gerçekten El insaf! Yani bırakın siz Anayasa’yı uygulayın!
Daha geçen hafta bir insan hakları savunucusu siyasetçi olarak bana bu noktada bir ceza verildi ardından bir hafta sonra partimize bir kapatma davası hazırlıkları başladı. El insaf! Bir de utanmadan, yüzü kızarmadan, insan hakları eylem planı açıklıyorlar! Gerçekten El insaf! Yani bırakın siz Anayasa’yı uygulayın! Eksikte olsa şu Anayasa’yı uygulayın sizden başka bir şey istemiyoruz! Şöyle bir şey var bakın pakette diyor ki: “Eleştiri amaçlı yazılan haber ve yazılar suç oluşturmaz.” Şimdiki pakette değil öncekinden deniliyor, öncekinden denildikten sonra bana ceza verildi ve diğer birçok gazeteciye gazetecilik faaliyetinden dolayı içeri atıldı. Şimdi yeni eylem planında tekrar aynısını söylüyorlar. Maşallah diyoruz gerçekten.
Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını kabul etmeyen mahkemelerden bahsediyoruz. Siz ne söylüyorsunuz?
İnsanın aklı ile bari alay etmeyin! Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını kabul etmeyen mahkemelerden bahsediyoruz. Siz ne söylüyorsunuz? Bakın başka özelliklerden de bahsedeceğiz ama insan hakları eylem planını açıklarken Sayın Cumhurbaşkanı ne demiş? “Bakın biz birtakım özgürlükler vereceğiz.” Ama çok ilginç bir cümle sarf etmiş. “Öyle her çiçeğe su vermeyeceğiz. Susuz çiçeğe su vermek adalet dikene su vermek zulüm olur.” Buradaki kasıt ne biliyor musunuz? “İşimize gelmeyen, bize muhalif olana insan hakları eylemleri yok, işimize gelene var.”
Adalet Bakanlığı’nın bürokratları: “Cezaevlerimiz pir ü paktır. Hiçbir ihlal yoktur.” Yazıları yazarak bize göndermekle meşguller. Maşallah ya!
9 tane cafcaflı öneri sıralanmış. Siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapıyoruz diyor. Ayrıntısını açıklamamış, belli ki siyasi partilere yönelik olumsuz bir hamle girişimi var. Ceza İnfaz Kurumları İnsan Hakları Komisyonu kuruyoruz. Değerli arkadaşlar insan hakları izleme komisyonları önceden de kuruldu, vilayetlerde insan hakları izleme komisyonu kuruldu ve oralarda bunun ne kadar işlevsiz olduğu görüldü. Biz cezaevindeki insan hakları ihlalleri ile ilgili kaç bin tane soru önergesi ile gündem ettik. Tek bir ihlal kararı verildi mi de kalkıp insan hakları komisyonu kuruyoruz, oraya barolar, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerden temsilciler alıyoruz. İşte bak sivil kuruluşlar kuruyoruz diyorsun. Böyle bir niyeti olan daha öncesinde binlerce soru önergesi olan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun soru önergelerinde bir tane ihlal kararı verirdi yani. İşleri güçleri oturmuşlar tüm Adalet Bakanlığı’nın bürokratları: “Cezaevlerimiz pir ü paktır. Hiçbir ihlal yoktur.” Yazıları yazarak bize göndermekle meşguller. Maşallah ya! Çok zorluyorlar kendilerini! İhlal yapılan cezaevi müdüründen bilgi alıyorlar onu da zaten diyor ki: “Biz de ihlal yoktur.” Onlar da bu yazıyı alıp bize yolluyor. Ne kadar güzel değil mi? Bakın Mustafa Kabakçıoğlu 6 ay oldu hayatını kaybedeli; herhangi bir teftiş raporu açıklandı mı? İdari, adli rapor açıklandı mı? Hiçbir şey yapılmadı! 6 aydır bir rapor açıklamayan bakanlık kalkıp cezaevleri izleme komisyonu kuracakmış! Bu komisyonların tamamen bir gaz alma operasyonu, tamamen bir tepkileri azaltma harekâtı olduğunu herkes anladı.
Bu HSK mı hakimlere adaleti, hukuku tavsiye edecek?
Bakın başka ne demiş: Sosyal destek ve bilgilendirme hizmetinin etkinliğini arttırıyoruz demiş. HSK’nın denetim alanını genişletiyoruz diyor. HSK’nın başında kim var? Siyasi bir otorite olan Adalet Bakanlığı var. HSK’nın denetim alanını ne kadar genişletirseniz genişletin; HSK’nın başında siyasi bir isim var ve siyasi isim istediği zaman yargıya da müdahale ediyor. Siyasetin yargıya müdahale ettiğini, mahkeme üyelerinin mahkemeden mahkemeye seyyar bir şekilde taşındığını çok iyi biliyoruz. Bazı mümin mahkemelerin düşünce özgürlüğü ile ilgili davalarda nasıl acımasız cezalar verdiğini biliyoruz. Bu HSK mı hakimlere adaleti, hukuku tavsiye edecek?
Elleri olmayan bu mahpusu çıkartmıyor! Şimdi 30 günde değil 300 günde çıksa ne olur? Hiç değişen bir şey olmaz!
Yargıda hedef süresi getirmişler, 30 gün içinde yargı kararları yazılsın deniliyor. Adli Tıp raporları verildikten sonra mahkemeler tarafından uygulanmadıktan sonra ne anlamı var! Adli tıp raporları verilmiyor mu? Veriliyor. Ergin Aktaş raporunu bilmiyor muyuz? 5 kez adli tıp raporu almış; mahkemeler siyasi gerekçeler ile bu mahpusu dışarı çıkartmıyor! Elleri olmayan bu mahpusu çıkartmıyor! Şimdi 30 günde değil 300 günde çıksa ne olur? Hiç değişen bir şey olmaz! Adli tıpın raporunu umursamayan bir siyasi irade, siyasi iradenin boyunduruğu altında bir mahkeme olduktan sonra ne değişir? Yargıdaki görevler için kıdem şartı getiriliyormuş. Avukatlardan alınan vergi oranı düşürülüyormuş. Dini bayramlarda farklı dinlere ait kişilere izinler veriliyormuş. Tutuklama ile ilgili ölçülülük getireceğiz diyor. Sabahtan akşama kadar 5 yıl önce attığı tweeti için kişilerin sabah evinin kapısının kırılıp, gözaltına alınıp, darp edilip daha sonra da tutuklandığı bir Türkiye’de değil miyiz? Önceki eylem planında değişen ne oldu? Değişen bir şey yok ki! Bu eylem planı ile de olacağını zannetmiyorum!
İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda gece gündüz kavga ediyoruz ihlalleri gündeme getirdiğimize bize her türlü suçlama, yalan, hakaret, iftira yapılıyor
Tutukluluk bir tedbirdir deniliyor burada da deniliyor ama uygulanmıyor! Her şey var aslında arkadaşlar. Yeni bir eylem planı getirmeye gerek yok! Anayasayı, yasayı, yönetmelikleri uygulayın! İnsan haklarına aykırı uygulamaları kaldırın, mesele biter. Habire eylem planı ile oturup uğraşmak ile bir yere varamazsınız. Otelde gece yarısı gözaltına alınma işlemine son diyor. demek ki bunları yaptığınızı kabul ediyorsunuz. Biz İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda gece gündüz kavga ediyoruz ihlalleri gündeme getirdiğimize bize her türlü suçlama, yalan, hakaret, iftira yapılıyor ve daha sonra da insan hakları eylem planı çıkarıp diyorlar ki: “Efendim gece yarısı otelden gözaltına alma işlemine son vereceğiz.” Demek ki var! Sayın iktidar demek ki biz insan hakları savunucularının söylediği bu ihlaller varmış ki; böyle eylem planları ile göz boyamaya çalışıyorsunuz! Ben size günaydın diyorum. Günaydın!
Bir büyük sahtekarlık yapıldığını, Avrupa’ya şirin görülmeye çalışıldığını çok iyi biliyoruz.
Bunları kabul ediyorsunuz ama bu konularda bu baskıcı kafa yapısı ile bir değişim içinde olmayacağınızı çok iyi biliyoruz! Bir büyük sahtekarlık yapıldığını, Avrupa’ya şirin görülmeye çalışıldığını çok iyi biliyoruz. İşkence iddiasında zaman aşımı kalkıyor! Ya benim götürdüğüm soru önergeleri, araştırma önergeleri, bakanlıklardan geri dönmedi mi? İşkence iddiasını götürüyorsun, sistematik işkence yoktur, işkencede zaman aşımı yoktur diyenler ne yapıyor biliyor musunuz ey değerli kamuoyu? Ey değerli izleyenler. Size bu yetkilileri şikâyet edeceğim. İşkencede zaman aşımı yok diyor ben işkence iddialarını götürüyorum hemen “Ya bu işkenceyi de çok kaba, yaralayıcı anlatmış bu kişi. Biz kırıldık, incindik.” Diyorlar ve “Hayır bu önergeye cevap veremeyiz. Biz çok kaba dil kullanılmış.” Sanki işkenceyi nazikçe anlatacaktı adam kendisine jop sokulduğunu, Filistin askısına alındığını, dayak atıldığını, yumruk atıldığını daha nazik nasıl anlatsın? Anlamak mümkün değil!
1300 fezleke gelmiş Meclis’e 900’den fazlası HDP’li vekiller hakkında! Sürekli susturulmaya çalışılıyor.
Birtakım kozmetik meseleler. Çocuk mahkemelerinde avukatlar cübbe giymeyecekmiş. Evlilik yardımı işletilecekmiş. Temel meselelere temas etmeyen, birtakım kozmetik meseleler gündeme getirilmiş. Hukuk fakülteleri 5 yıl olacak, nihai amaçla yeni bir anayasa yapmaktır denmiş. Yeni anayasa herkesin anayasası olacak denmiş. Yeni anayasa yapma konusunda samimi iseniz Kürt meselesinde bir adım atardınız! Kürt meselesinde cesurca çözüm yolunda adım atan bir parti, o partinin milletvekillerini cezaevlerine atmazdınız! Cezalandırmazdınız! Bu milletvekilleri hakkında %90’nı HDP’lilere ait olmak üzere binlerce fezleke yağmuruna tutmazdınız! 1300 fezleke gelmiş Meclis’e 900’den fazlası HDP’li vekiller hakkında! Sürekli susturulmaya çalışılıyor. Yani yeni bir anayasa niye gelir? Türkiye’nin temel, büyük insan hakları sorunlarını halletmek için. Peki sizde yeni bir anayasa yapacak bir kafa yapısı var mı? Bu anayasayı daha da götürecek bir kafa yapısı var sizde! Daha da özgürlükleri nasıl kısabiliriz derdindesiniz siz. Başka bir dert yok ki!
Biz değerli milletimizden aldığımız bu vekaleti böyle kolay kolay bırakmayız, bu millete saygılıyız, sonuna kadar bu iradeyi temsil edeceğiz, bu iradenin şerefini, onurunu ayaklar altına aldırmayacağız ve tüm gücümüz ile gayret edeceğiz.
İnsan hakları eylem planının açıklandığı gün bir siyasi partiyi, Türkiye’nin en büyük insan hakları sorunları ile meşgul bir partiye kapatma davası hazırlıklarına başlayan; öncesinde bir insan hakları savunucusu milletvekiline uydurukça, utanmazca bir cezayı verebilen bir anlayış nasıl bir insan hakları eylem planı, nasıl bir anayasa getirecekmiş anlamak mümkün değil! İnsan hakları eylem planında böyle ayrıntılı bir şekilde incelemeye de gerek yok ama haksızlık olmasın bir bakalım dedik. Bu kadar kötü şartlarda, bu kadar demokrasinin, hukukun ayaklar altına alındığı, insan hakları savunucularının saldırı altında olduğu, ölüm tehditleri ile karşı karşıya olduğu, uyduruk cezalar ile susturulmaya çalışıldığı bir zamanda kalkmışlar hiç de utanmadan, yüzleri kızarmadan insan hakları eylem planı açıklıyorlar! Gerçekten gelsinler bize sorsunlar. İnsan hakları konusunda durum nedir? Biz onlara anlatalım ve ne yapmaları gerektiğini söyleyelim ama onlar değil bize bir şeyler sormayı, bizleri susturup milletin vekâletini bizden almaya çalışıyorlar ama tüm değerli izleyenlerim bilsin ki: Biz değerli milletimizden aldığımız bu vekaleti böyle kolay kolay bırakmayız, bu millete saygılıyız, sonuna kadar bu iradeyi temsil edeceğiz, bu iradenin şerefini, onurunu ayaklar altına aldırmayacağız ve tüm gücümüz ile gayret edeceğiz.
İnsan hakları eylem planı açıklanıyor ama bir yandan da insan hakları aktivizmiyle meşgul bir insan hakları savunucusu milletvekili Meclis’ten uzaklaştırılmaya çalışılıyor!
Bunun için bugün insan hakları eylem planı açıklanırken tüm milletvekillerine bu garabeti anlatan, bu paradoksu anlatan bir mektup yazdım. Basına da yansıdı. İnsan hakları eylem planı açıklanıyor ama milletin iradesine darbe vuruluyor! İnsan hakları eylem planı açıklanıyor ama insan hakları aktivisti ile meşgul bir insan hakları savunucusu Milletvekili Meclis’ten uzaklaştırılmaya çalışılıyor! Evet işte garabet burada, bunu hatırlattık ve hatırlatmaya devam edeceğiz. Biz cezayı aldık ama kamuoyu tarafından büyük bir tepki görüyor, büyük bir tepki ile karşılandı sosyal medya çalışmaları, ulusal ve uluslararası yetkililerin açıklamaları çok güçlü bir şekilde bize verilen bu uyduruk cezanın protesto edildiğini gösteriyor.
Ben her kesimden çok güçlü bir destek alıyorum, bana verilen cezanın tamamen haksız, hukuksuz olduğu apaçık ortada ve bunu ben söylemiyorum, bunu bu millet söylüyor. Büyük bir tepki gösteriyor ve bundan da mutluluk duyuyorum.
Ben her kesimden çok güçlü bir destek alıyorum, bana verilen cezanın tamamen haksız, hukuksuz olduğu apaçık ortada ve bunu ben söylemiyorum, bunu bu millet söylüyor. Büyük bir tepki gösteriyor ve bundan da mutluluk duyuyorum. Bu millet bizi destekliyor. A’dan Z’ye. Sağcısı, solcusu, Kürt’ü, Türk’ü, Alevisi, Sünnisi her kesimden insan bize büyük bir destek mesajları veriyor ve vicdanlarının bu cezayı kabul etmediğini tahlil ediyor. Ben çok teşekkür ediyorum. Tüm değerli kamuoyuna çok teşekkür ediyorum. Biz insan haklarını ancak böyle hep birlikte geliştireceğiz. Zor zamanlarda birbirimize sahip çıkacağız, dayanışacağız ve bu kötü günlerden ancak böyle bir dayanışma ile çıkacağız.
Haftaya Salı günü inşallah buluşuruz. Bize yönelik muamelenin ne olacağını bilmiyoruz. Biz her gün hazırlıklıyız ama Anayasa Mahkemesi’ne de bugün başvurumu yaptım.
Haftaya Salı günü inşallah buluşuruz. Bize yönelik muamelenin ne olacağını bilmiyoruz. Biz her gün hazırlıklıyız ama Anayasa Mahkemesi’ne de bugün başvurumu yaptım. Anayasa Mahkemesi başvurumun beklenmesi gerekiyor. İkinci bir Enis Berberoğlu vakasının yaşanmaması gerekiyor ve Anayasa Mahkemesi başvurumuz oldukça nitelikli bir şekilde hazırlandı. Gerçekten bu başvuruyu okuyan kim olursa olsun tüm hukukçular da teslim edecekler ki çok bariz siyasi bir ön alma kararı verilmiştir. AİHS 18. Maddesi’nin ihlal edildiği şimdiden apaçık ortadadır! Demokratik siyaset hakkım gasp edilmeye çalışılmaktadır! İnsan hakları savunuculuğum iktidar tarafından tepki çekmiştir ve ben cezalandırılmaya çalışılıyorum. Bütün bunlar apaçık ortadadır. Oldukça nitelikli bir başvuru ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyoruz ve Meclis’in milli iradenin kendisi olan Meclis’in Anayasa Mahkemesi kararını beklemesi gerektiğini tekrar söylüyorum.
Değerli izleyenler tüm millet olarak biz söyleyelim iradenizi ayaklar altına aldırmayın. Bugün de bir partinin iradesi ayaklar altına alınır, Kocaeli milletvekilini seçen milletin iradesi ayaklar altına alınır, yarın HDP’nin seçmenlerinin 6 milyon seçmenin iradesi ayaklar altına alınır
Değerli izleyenler tüm millet olarak biz söyleyelim iradenizi ayaklar altına aldırmayın. Bugün de bir partinin iradesi ayaklar altına alınır, Kocaeli milletvekilini seçen milletin iradesi ayaklar altına alınır, yarın HDP’nin seçmenlerinin 6 milyon seçmenin iradesi ayaklar altına alınır, herkes bir başka parti, ertesi gün de diğer partilerin iradeleri ayaklar altına alınır ve ortada demokrasi diye bir şey kalmaz! Bugünleri ararız, o yüzden bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demeyin ve lütfen hepimiz demokrasiye sarılalım, hukuka sarılalım, insan haklarının üstünlüğüne, hukukun üstünlüğüne sarılalım.