‘Asgari ücret açlık sınırının altında’

“Bugünkü asgari ücret, açlık sınırının altında bir tutar. Türk-İş’e göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.517 lira. Dört kişilik bir ailenin bu ücretle geçinebilmesi mümkün mü? Çalışanların neredeyse yarısının aldığı ücret bu. Yine Türk-İş’e göre yoksulluk sınırı da 8.198 lira. Soruyorum, kaç ailenin eline aylık 8.000 lira geçiyor? Cumhurbaşkanlığının bütçesini yüzde 28 arttıranlar bunların farkında değil.

Ülkeyi ‘çalışan yoksullar topluluğuna’ çevirdiler. Vatandaşımız çalışıyor, çabalıyor, gecesini gündüzüne katıyor. Çalışmaktan çocuğunun yüzünü bile göremiyor ama eline geçen para ile yine yoksulluk sınırının altında. Bugünkü iktidara bakıyoruz. Ekonomi yukarı doğru pik yapıyor” diyorlar…”

‘Deva Partisi engelli kotası olan tek parti’

“Deva Partisi, engelli kotası olan tek parti. Engelli vatandaşlarımızın toplumsal hayatta ve siyasette olmaları önemli. Her birinin kendi güçlü yönüyle topluma katkısını sağlamasını ve engelli politikalarının oluşumunda fiilen yer almalarını çok önemsiyoruz. Biz engelsiz hayat ve engelsiz siyaset için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz. Biz, her gün büyüyen ailemizle birlikte çok çalışıyoruz, daha da çok çalışacağız. Çocuklarımıza daha adil, daha özgür, daha eşit bir Türkiye bırakmak için çalışacağız. Biz hazırız.”

‘Çok abarttınız!’

“Etraflarındaki yandaş kalabalığından, konvoylardaki araçlardan halkı göremez oldular. Biliyorsunuz 'bir sokağa çıkalım’ dediler, Malatyaya gittiler. Orada bir vatandaşımız 'ekmek alamıyoruz’ deyince Sayın Erdoğan 'abartma’ dedi.

Abartmak ne demek? Aşırıya kaçmak demek. Aslında abartan kendileri. Aşırıya kaçan kendileri. Ben buradan onlara sesleniyorum: Adaletsizliği abarttınız. Yoksulluğu abarttınız. Fakirliği abarttınız. Akraba kayırmacılığını abarttınız. Torpili abarttınız. Çok ama çok abarttınız!

Bizdeki asgari ücret, tüm dünyanın ‘ucuz işçilik’ gözüyle baktığı Çin’in bile gerisine düştü. Çinde bile çoğu şehirde asgari ücret daha yüksek. Bu yoksulluk bu halka hak değil, reva değil. İşte o yüzden biz her vatandaşımızın hak ettiği seviyede gelir elde etmesi için buradayız. Türkiye sahipsiz değil arkadaşlar! Ben ve arkadaşlarım emaneti teslim almaya hazırız!”

‘Halkı muhtaç duruma getirip, kendilerine bağlı kılmaya çalışıyorlar‘

“Anayasamızda açıkça bu devletin 'sosyal bir devlet’ olduğu yazıyor. Devletin sosyal yardım programları çok önemli. Ancak bakıyoruz ki, her gün daha fazla sayıda vatandaşımız bu sosyal yardımlara muhtaç hale geliyor. Bir de yaptıkları sosyal yardımları lütuf gibi, parti bağışı gibi yapıyorlar. O yardımların hepsi vatandaşın ödediği vergiler! Vatandaşın vergileriyle sosyal yardım yapılıyor. Paketlerin üzerine yapıştırdıkları parti logosu bile vergilerle ödeniyor! Hem yönetemiyorlar, hem de halkımızın onuruyla oynuyorlar. Bir de bu yardımlar dağıtılırken, objektif kriterlere göre değil, siyasi tercihlere göre dağıtılabiliyor.

Biz Deva Partisi olarak, sosyal yardımları aile bazlı olarak yapacağız. Aile gelirinin belli bir düzeyin altında olduğunu tespit ettiğimizde, ailelere bu düzeye ulaşmalarını temin etmek amacıyla ‘asgari gelir desteği’ sağlayacağız. Biz, halkımızı sadece sosyal yardımlarla yönetme gayesinde olanlardan değiliz. Halkı muhtaç duruma getirip, açlık sınırının altındaki paralarla kendilerine bağlı kılmaya çalışanlardan değiliz.”

‘İşsizliğin nedeni iktidarın kötü yönetimi’

“Iğdıra yatırım gelmiyor. Iğdır desteklenmiyor. Iğdırlı gençler işsizlikten yakınıyor, duyuyoruz. Kalkıp bir de ‘halkımız iş beğenmiyor’ diyorlar. İşsizlik bu iktidarın kötü yönetiminden, yeni istihdam alanı açılmamasından kaynaklanıyor.

Kamuda büyük ortak veya küçük ortağın partisinden bir tanıdık bulamazsanız, sınavdan 98 de alsanız atanamıyorsunuz. Bir de adını mülakat diye uydurdukları bir sistem var; tanıdık, onun akrabası, bunun torpillisi olmadan bunu aşabilmek çok zor. İşte o yüzden biz kamuda işe alımlarda mülakat sistemine son vereceğiz. Hak eden hak ettiği işi elde edecek… Özel sektörde de sorun yine ülkenin kötü yönetiminden kaynaklanıyor. Öyle bir hale getirdiler ki ülkeyi, yatırımcı gelmiyor, korkuyor. Kendi vatandaşımız bile bu iktidara güvenip parasını ülkede tutmuyor, götürüyor.