Öztrak Millete faizle borç vermenin adı ne zamandan beri destek oldu?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın koronavirüsle mücadele için açıkladığı 200 milyarlık destek paletini kalem kalem anlatan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Millete faizle borç vermenin adı ne zamandan beri destek oldu?" diye sordu.

Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medya hesabından açıkladığı 200 milyarlık destek paketi ile ilgili “bakan esnafa verilen kredi kartını, millete dağıtılan tüketici kredilerini, şirketlere verilen kredileri destek diye yutturmaya kalkıyor” dedi.

‘SARAYIN PENCERELERİNDEN TSUNAMİYİ GÖRMÜYORSUNUZ’

Öztrak konuya ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ekonomide büyük bir yoksulluk ve işsizlik afeti yaklaşırken sarayın acul damadı ne yapıyor? Sağlıkçıların çabaları üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışıyor. Bir de her hafta bir kısa film çekip internete yüklüyor. Son çektiği fragmanda da 200 milyar liralık bir destekten bahsediyor. Bakanın bahsettiği 200 milyar liranın sağından bakıyoruz, solundan bakıyoruz millete karşılıksız verilen doğru dürüst bir destek yok.

Bir tek 4,4 milyon aileye 1000’er lira verilmiş. Bir defaya mahsus vermiş olduğunuz bu 1000 liralarla bu insanlar nasıl geçinecek? Gelecek umudumuz olan çocuklarını nasıl besleyecekler? Borç vermenin, alacak ötelemenin, vergi yapılandırmalarının, işçinin kendi parasını işçiye vermenin adına destek diyorlar.

Destek; işini ve gelirini kaybeden işçinin, dükkanını kapatan esnafın, çarkları nasıl döndüreceğini düşünen sanayicinin, tarlasına giremeyen çiftçinin bu krizde yitirdiği maaş, ücret, kazanç karşılığında belli bir nakdi cebine koymaktır. Vatandaşın krizde uğradığını zararın devlet tarafından telafi edilmesidir. Ama bakan esnafa verilen kredi kartını, millete dağıtılan tüketici kredilerini, şirketlere verilen kredileri destek diye yutturmaya kalkıyor.

Millete faizle borç vermenin adı ya da vergisini faizle ertelemenin adı ne zamandan beri destek oldu? Verdiğiniz borçlarla gelirini kaybeden millete yarınki gelirini bugünden harcatıyorsunuz. Bu dağıttığınız borçların yarın ödeme zamanı geldiğinde ne yapılacak? Sarayın pencerelerinden vatandaşın üstüne gelen tsunamiyi görmüyorsunuz.”

‘KREDİLER TUZU KURU MÜŞTERİLERE GİDİYOR’

Öztrak, açıklanan kredi desteklerinden de çoğu vatandaşın yararlanamadığına dikkat çekti. Esnafın ve KOBİ’lerin kredilere ulaşamadığını söyleyen Öztrak şöyle konuştu:

“Bir de bu kredilere kimler ulaşabiliyor? Verdiğiniz kredilerle övünüyorsunuz ama millet krediyi de alamıyor. Partimiz kredi alamayanların ağlama duvarına döndü. Yurttaşlara ya ret cevabı veriliyor ya da ‘Al şu 3 bin lirayı git’ deniyor. Pek çok esnaf ve KOBİ kredilere ulaşamıyor. Anlaşılan burada da adil olamıyorsunuz. Yandaşları kayırıyorsunuz. Krediler tuzu kuru müşterilere gidiyor.”

‘KREDİ BORCU OLAN EMEKLİNİN İKRAMİYELERİNE BANKALAR EL KOYUYOR’

Kredi borcu olan emeklilere ödenen bayram ikramiyelerine bankaların el koyduğunu belirten Öztrak, “Emeklinin bayram ikramiyesini öne çektik diye duyurdunuz. Ama kredi borcu olan emeklinin ikramiyelerine bankalar el koyuyor. Mardin’de çiftçilerin hesaplarına yatan desteklere elektrik borcu karşılığında bloke konuyor. Bakanın çekip internete koyduğu fragmanlarla vatandaşların yaşadığı gerçekler arasında çok büyük bir uçurum var” diye konuştu.

‘2.5 MİLYAR DOLAR BOŞA MI GİTTİ?’

Öztrak konuşmasında, hükümete Rusya’dan alınan ve 2020 yılı Nisan ayı içerisinde aktife edileceği söylenen S-400’lerin aktife edilip edilmediğini, Tank Palet Fabrikası’na Katarlıların yatırım yapıp yapmadığını ve Osmangazi ile Yavuz Sultan Selim köprüleri için garanti geçişleri kapsamında müteahhitlere nisan ayında ödeme yapılıp yapılmadığını sordu.

Öztrak düzenlediği basın toplantısında hükümete şu soruları yöneltti:

1. Rusya’dan 2,5 milyar dolar vererek aldığımız S-400 silah sistemlerinin nisan ayında aktife edileceğini ifade etmiştiniz. Nisan ayının sonuna geldik. S-400’leri aktife ettiniz mi etmediniz mi? Etmediyseniz bu boşa giden 2,5 milyar dolar ne olacak?

2. Peşkeş çekilen Tank Palet Fabrikası’na Katarlıların 50 milyon dolar yatırım yapacağını söylemiştiniz. Bu yatırım yapıldı mı yapılmadı mı?

3. Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri için 2019 geçiş garantileri kapsamında hazineden nisan ayında 2 milyar 720 milyon lira ödeme yapılması gerekiyordu. Bu ödemeyi söz konusu müteahhitlere yaptınız mı yapmadınız mı?

‘YANDAŞ MÜTEAHHİTLER DE FEDAKARLIK YAPSIN’

Hükümetin korona virüsü salgını süresince ‘Herkes fedakarlık yapmalı’ açıklamalarını hatırlatan Öztrak, “Türkiye’de herkes fedakârlık yapmalı diyorsunuz. Ama bence her şeyden önce dolarla ihale alan, devlet garantilerini dolara bağlamış olan yandaş müteahhitlerin bu fedakarlığı yapmak suretiyle işe başlamamız gerekiyor” dedi.

‘İKİNCİ BİR DALGAYA İZİN VERİLMEMELİ’

Öztrak, parti olarak hayatın bir an evvel normalleşmeye başlamasını arzuladıklarını ancak salgının yavaşlamasının ve normalleşmenin konuşulmaya başladığı şu günlerde, ikinci bir dalgaya izin verilmemesi için daha dikkatli ve özenli olunması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Diğer ülkelerin salgından çıkış sürecini planlamak ve yönetmek için ayrı uzman ekipler oluşturduğuna işaret eden Öztrak, Türkiye’de de çıkış stratejilerinin yeni uzmanlıkları içeren bir kurul tarafından hazırlanması gerektiğini söyledi.

Öztrak, hazırlanacak sektörel stratejilerin bu kurulun denetim ve onayından geçmesi gerektiğini ifade ederek, “Uygulanacak strateji ve alınması gereken tedbirler kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Kamuoyu ve TBMM çıkış stratejisinin detaylarını mutlaka bilmelidir. Saray hükümeti, bilim kurullarının önerdiği, atılan veya atılmayan adımlar konusunda kamuoyuna ve TBMM’ye karşı mutlaka sorumlu olmalıdır” diye konuştu.

‘YAŞAM TARZI ÜZERİNDEN NEFRET DİLİ KULLANILMAMALI’

Öztrak, açıklamasının ardından yöneltilen “Diyanet İşleri Başkanının verdiği hutbe ve Ankara Barosu’nun açıklamaları gündemde. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Baronun açıklamasıyla ilgili soruşturma başlattı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Bu ülkede inanç sahiplerinin inançlarını dile getirme hakkı vardır. Ancak bunu dile getirirken birilerinin yaşam tarzı üzerinden nefret dilini kullanarak, düşman yaratarak bunu yapmamaları gerekir. İçinden geçmekte olduğumuz bugünlerde en son ihtiyaç duyacağımız şey birilerini ötekileştirerek, düşmanlaştırarak toplumu bölmektir.”

Gerçek Gündem