Arada ince bir çizgi olsa da önce şu ayrımı iyi yapmamız gerekiyor;

Araplara karşı ırkçılık başka, hükümetin mülteci politikasına muhalif olmak başka, mülteci olarak bir ülkeye sığınan insanların yaptıkları yanlışlara karşı çıkmak başka şeylerdir.

Geçmişi geri getiremeyiz, olan olmuştur. Bundan sonra ne yapılmalıdır sorusu önemlidir.

Halk olarak mültecilerde nelere hoş görü ile yaklaşılmalı, nelere tepki gösterilmeli bunu bilmek gerekir.

Bir ülkede yaşayan vatandaşlar oranın aslî unsurudur.

Mülteciler zorunlu misafir statüsündedir ve sığındıkları ülkelerin kurallarına uymak zorundadırlar.

Mülteci kabul eden ülkeler de kendilerine sığınan insanların insanî şartlar içerisinde yaşamasını mümkün olduğunca sağlamalıdır.

Göçmenlere olan bakış açımızda kültür ve eğitim farkını göz önünde bulundurmakla birlikte bizim gibi yasalara uyumlu olup olmadıkları konusu da toplumsal düzen açısından önemlidir.

Bütün kimliklerin üzerinde insana insan olarak bakabilmeyi becerebildiğimiz bir dünya ereğiyle..