Parmak uçlarıma değen, gecenin karanlığını bölercesine, bir gaz laması ışığı sızıyor odamın içerisine, kelimeler arıyorum belki de merhem olması için kalbime..

Yazmak;

Kalbin; kalem çekici ile  kağıt örsü arasına konması… Kör bir kuyunun içinde, parmak uçları ile aramak, güneşi belki de...

Buzdan bir heykele dönüştürdüğüm, aklımın kutbundan, kalbimin güneyine dikine bir "MERİDYEN" çizgisi çekiyorum. Sessizliğimi kendime, saklayıp gevezeliğimi sizlere sunuyorum.

Kelimelerle ısıtmaya çalışıyorum, donmuş bu çağı....

Nıfs-ün Nehar yani eski dilde Meridyen; dünyaya çizildiği düşünülen hayali dik bir çizgi... Bu isim başlı başına bende siteyi ifade etti..

Eğilmeden, eğrilmeden..

Diklenmeden, dikine dikine yazabilme alanı vereceği için, kaleme sarıldım..  

Nıfs-ün Nehar bir diğer anlamıyla, gün ortası , gün yüzü anlamlarını da taşımakta.. Karanlıkta kalan, karanlığa boğulmuş, mürekkebin siyahından zarar gelmez, ama mürekkebin siyahlığınında ötesine taşınmış, kapkaranlık fikirli, çıkar ve çark için kalem oynatan "Yal/an Değirmenlerine" karşı, insanların düşünce penceresinden içeriye sızmaya çalışan bir ışık verdiği için, Meridyen Haber sitesinde yazmaya karar verdim.

Bana bu şansı verdikleri için, teşekkür de edecek değilim…  

Yazmak bir şans işi değildir, nüans işidir.

Farkındalık işidir, farklılık işidir hele ki, benzerliklerle bezenmiş, iktidar bezelyelerine karşı "bir çocuk içtenliği ile" demirden kelime bilyeleri göndermek harbiden, farklı bir şeydir.

Robotik olmak kolay, estetik olmak zordur.  Manşet manşet, köşe köşe, beyaz yakalarının ütülerini aynı, iktidar ütüsünde ütülemiş, saray tütsülü, ak tütülü balerinler dünyasında, muhabbet hırkasını giyip, kalbinle yazmak zordur, yayınlamak ise daha zordur.

Bu zorluğa, sayfalarını açmış olduğu için, Meridyen Haber'e teşekkür edebilirim şimdi.

Bu köşede neler yazacağız, gelin şimdi de biraz onlardan bahsedeyim size..

- Dünyanın değiştirdiği insanlara, sesleneceğiz..

"Gelin birlikte dünyayı değiştirelim" diyeceğiz...

- Yanlışa hürmeti, doğru görenlere sesleneceğiz..

"Doğru ile Yanlış arasına bir Meridyen çizelim" diyeceğiz.

- Batılın gücünü HAK, Hakkın zayıflığını müstahak görenlere, sesleneceğiz..

"Hakkı hak , batılı batıl bilip sakınalım" diyeceğiz..

- Etli ve sütlüye karışmamayı, yaşama biçimi edinmişlere..

"Dokunmasın diye yaşadığın yılanlar, bir gün seni de sokar" diyeceğiz...

- Düşkünce düşünce üretenlere, güce meyledenlere

"Yegâne güç ve kuvveti " hatırlatacağız.

- Ezber'e ve Ekber'e çağın izm’lerini kondurmuşlara karşı…

"ALLAHUEKBER!" diyeceğiz..