NE DEĞİŞTİ

Erbakan Hocanın Sayın Çiller ile kurduğu koalisyon hükümeti esnasında tokalaşmasını büyük bir problem yapanlar, bugün yapılan her yanlışa bir bildiği vardır diyenlere şunu sormak isterim. “ NE DEĞİŞTİ. İslam mı, Allah’ın kanunları, ayetlerimi değişti. 1400 yıldır bu ayet ve hadisler aynıdır değişmez bunu bilmiyor olamazsınız.”

Gerçekten ne değişti. Faydalı iş yapan insanların arkasında durmak varken neden ılımlı, İslami olarak daha rahat, kısacası tavizkar olanları başımızda gezdirirken, İslam, cihat ve bu millet ve devlet için canını verebilecek insanlar neden hep arka planda kalıyor.

Çok büyük bir itham olacak ama lütfen üstüne alınması gerekenler alsın. Biz Müslümanlar şeriattan yani İslami yaşantıdan mı korkuyoruz. Şuan ki rahatlığımızın bozulmasından mı korkuyoruz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda misali yaşadığımız dünya hayatının keyfini mi çıkarmaya çalışıyoruz.

İslam’ı zamana göre yorumlamak, hükümleri kendi yaşantımızı kolaylaştırmak için fetva vermek kadar yanlış ve insanı doğru yoldan uzaklaştıran başka bir şey yoktur. Çünkü namaz kılmak, oruç tutmak bizi kurtarıyor zannederek hareket ediyoruz. Oysaki Kuran da ilk emir “ OKU” olmuştur. Daha sonra “DİNİNİ İNSANLARA ANLAT.” 

Bizler peygamberi ve sahabelerini kendimize önder edinmek için yaşamıyor muyuz? “ O zaman başkaydı şimdi başka” demek nasıl bir cümle. Sorumluluklarımızdan nasıl bir sıyrılmaktır. Böyle demekle hayatımız, yaşantımız Allah için olmaktan çıkmış olmaz mı?

Hz Fatıma’nın Hz Ebu Bekir’in, Hz. Ömer’in zenginliğini bilmeyenimiz yoktur. Bu kişilerin mallarını ve canlarını bu yolda feda ettikleri hep anlatılır. Bu anlatılanlar bizim kulağımıza masal gibimi geliyor anlayamıyorum.

Eğer biz Müslümanlar Ömer’lere, Ebu Bekir’lere, Ali’lere, Osman’lara benzemek için çaba sarf etmiyorsak vah bize. Hem de ne vah. Örnek alabileceğimiz birkaç kişidir bu saydığım değerler. Onlar gibi olabilir miyiz? Tabi olamayız. Ama en azından çabalarız.

Sevgili peygamberimiz gibi bir kul olabilmek için, Hz. Ebu Bekir gibi sadık ve sadakatli olabilmek için, Hz. Ömer Gibi adaletli olmak, Hz. Ali’nin ilmine sahip olabilmek için çalışır çabalar emek sarf ederiz. Olduğumuz yerde biz onlar gibi olamayız diyerek kenara çekilemeyiz. 

  NE DEĞİŞTİ

Onların zamanıyla bizim zamanımızın arasındaki tek fark teknoloji olduğunu düşünüyorum. Farklı düşünenler var mı bilmiyorum ama bu genel bir kanaattir. Bu teknoloji bizi esir almasın lütfen. Biz onu; davamızı kolay anlatabilmek için kullanalım. O bizi değil, biz onu kendimize esir edelim. O zaman, bu zaman diye ayırt etmek ile inanın sadece kendimizi kandırmış oluruz.

Çünkü Kur-an’da ki hükümler değişmez, sadece ibadetlerin uygulanmasını kolaylaştırmak için âlimlerimizin fikir birliği ile bazı kolaylıklar sağlanabilir. Bunun dışında “ Yanlış fetva verenler cehennemin en alt tabakasında yer alır” hadisini lütfen göz ardı etmeyelim.

Yediğimiz, içtiğimiz, yürüdüğümüz yollar, çalışmalarımız, çocuklarımız, ailelerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız yani kısacası hayatımıza aldığımız her insan ve her varlık, canlı veya cansız bizi eğer Allah’a yaklaştırmıyor uzaklaştırıyorsa biz onları hayatımızdan çıkaralım.

İslam’ı zamana göre değil hakkı ile yaşayabilmek ve önce kendimize, sonra insanlara faydalı birer Müslüman olabilmek, yanlışı veya doğruyu Allah’ın dini çerçevesinde değerlendirip hareket etmek ümidi ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE KAYA TÜRKMEN