Sözlüğe baktığımızda devlet;  Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Ya da en basit ifadeyle siyasal bir birliktir. Tarihte devletin varlığının ortaya çıkması, insanlığın dönüm noktalarından biridir.

Devlet tarih sahnesine giriş yaptığında birçok sorunu da beraberinde getirmiş.

Thomas Hobbes;  Leviathan adlı eserinde devleti, Tevrat'ta bahsedilen Leviathan canavarına benzetmiş ve bu canavarın sağlam prangalarla zapt edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kanunlarla prangalanmayan devlet, Max Weber’in dediği gibi ‘Meşru şiddet kullanma aracına’ dönüşür.

Binlerce acı tecrübe göstermiştir ki devlet gereklidir ve şarttır. Daron Acemoğlu’nun tespitiyle de yeni devlet kurmaya çalışırken mevcut devleti yıkmak çok tehlikelidir. En taze örnek olarak da Suriye’yi örnek gösterir.

Türkiye’de devletle biz vatandaşları arasındaki güven ve uyum sorununu azaltmak niyetiyle beklentilerimiz nelerdir?

Nasıl bir devlet istiyoruz?

Mesela devlet, ideolojik mi olmalı yoksa teknik mi?

Teknik devlet; güvenlik, savunma, sağlık başta olmak üzere yol, köprü, doğalgaz, internet altyapısı, gelecek nesiller için maddi/manevi/kültürel birikim gibi işlere odaklanır ve ticaretin gelişip büyümesi için fırsatlar oluşturur.

İdeolojik devlet bu tür basit işlerle uğraşmaz onun kendine göre bir ajandası bulunur. Tekleştirilmiş milliyet ve teolojik temelli ülküleri vardır. Hedefleri içinde ‘insan hayatı’ çok gerilerdedir. Üstüne vazife olmayan işlere meraklıdır. Tedavi olmaya gittiğiniz doktorun milliyetinizi, dininizi veya siyasal görüşünüzü sorması gibi uygun olmayan sorular sorar.

Teknik devlet ekonomiyi canlı tutmaya çalışır ve adil rekabet önceliğidir, bilim ve teknolojinin peşindedir ve elde ettiği verileri halkın hizmetine sunar.

 İdeolojik devlet için yoksulluk sorun değildir. Bilime ve teknolojiye şüpheyle bakar ve çıkarlarına hizmet ediyorsa hayata geçirir.

Teknik devlet adil bir vergi sistemi oluşturur ve vatandaşından kazancı ölçüsünde vergi alır.

İdeolojik devlet işin kolayına kaçar. Tüketim ürünlerine yani akaryakıta, elektriğe, internete, gıdaya ve ilaca yüksek vergiler koyar. Bu şekilde üst gelir grubuna da şirin gözükmeye çalışır.

Teknik devlet, eğitim ve öğretime önem verir sorgulayan nesilleri cesaretlendirir.

İdeolojik devlet için itaat eden, sorgulamayan ve her söyleneni alkışlayan teb’a makbuldür. Buyurgan ve çatık bir ifadeyle; halkın nasıl yaşayacağını, neleri düşünüp neleri düşünemeyeceğini, hangi dine mensup olacağını, hangi siyasal görüşe sahip olacağını ve vatanını nasıl seveceğini dikte eder.

Teknik devlet için ülke sınırları içinde doğan, çalışan ve vatanını seven her vatandaş daha bir değerlidir. Onların mutluluğunu önceler.

İdeolojik devlet için sınırları dışındaki dindaş veya ırkdaşları çok önemlidir çünkü onları iç siyaset malzemesi olarak kullanır. Sonuçta da onlara faydadan çok zarar verir.

Teknik devlet, ülke geleceğinin planlarını yapar ve tarihten dersler çıkarır.

İdeolojik devlet, geçmişin zaferlerinden yarım yamalak anlamlar çıkarır ve bunları köpürterek kullarına umut aşılamaya çalışır.

Devletin varoluş sebeplerinden en önemlisi olan adalet sistemi, teknik devlet için çok hassas bir alandır, müdahale etmez ve bilir ki müdahale ederse kendi varlığı da sorgulanmaya başlar.

İdeolojik devlet, adalet sistemini halkın üstünde ama kendinin altında bir güç olduğunu düşünür.

Ve bir devlet, ideolojik bir devlet ise asla teknik bir devlet olamaz.

Tercih sizin.

Nasıl bir devlet istersiniz?