Milli Gazete'nin bugünkü birinci sayfasında yer alan sansür ilanı kamuoyunda ses getirmeye devam ediyor. "Bu bir sansür girişimi" başlığı ile sürmanşetten duyurulan ve 3. sayfada yer alan BİM'in sansür teklifine ilişkin Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni  Mustafa Kurdaş, önemli açıklamalarda bulundu. TV5'te yayımlanan 4. Güç adlı programın konuğu olan Mustafa Kurdaş, "Kamu yararını kendi menfaatimizin önünde tuttuk." dedi.

"BİR MARKAYI HEDEF ALMAK İÇİN HAREKET ETMEDİK"

İlanla ilgili olarak açıklamada bulunan Mustafa Kurdaş, "Sosyal medya hesapları ve internet siteleri Milli Gazete'nin dik duruşu ile ilgili yorumlar ve tahliller yapmaya devam ediyor. İletişim Fakültelerinde irdelenmesi gereken bir sansür metodu olarak ders kitaplarına girebilecek bir konu. Biz herhangi bir markaya bir tavır alalım diye böyle bir yayım yapmadık. Biz kamu yararını kendi menfaatimizden daha kıymetli bulduk. Bu bir ifşa değildir. Bu bir kamu yararını kendi yararından daha öncelikli tutmaktır. Burada kamunun 100 milyon TL'sini ilgilendiren bir haberle ilgili bir konu söz konusu. Bu nedenle bugün Milli Gazete'nin 3. sayfasındaki reklam rezervasyonuyla kamu yararı yeniden hatırlattık. Gazetecilik refleksi ve duygusu devam eden meslektaşlarımızın bu konuyla ilgilenmesinin sebebi budur." diye konuştu.

MİLLİ GAZETE ÖRNEK BİR GAZETEDİR

Milli Gazete'nin özel haber ve fikr-i takip haberciliğinde örnek olduğunu söyleyen Mustafa Kurdaş, "Milli Gazete olarak özellikle tarım bakanlığındaki gelişmeleri, çiftçilerimizin haklarını, tarım ülkesi olan ülkemizin bugün saman dahi ithal eden bir ülke haline düşürülmesi konularını işliyoruz. Birçok konuda mahkemelik de olduk. Sayın Mehdi Eker döneminde de Sayın Faruk Çelik döneminde de çeşitli davalar açıldı. Türkiye'de medyanın büyük çoğunluğu iktidarın kontrolünde ve güdümündedir. İktidarın yanlışlarını örtbas etme refleksini göstermektedir. Kamu yararını güden, sorgulayan ve yayıncılık denetimi yapan kuruluş yok desek yeridir. Milli Gazete bu değerleri hakkıyla yerine getirme gayreti içinde." şeklinde konuştu.

BİM İFŞASINA KONU OLAN HABER HAKKINDA BİLGİ VERDİ

İfşaya konu olan haberlerle ilgili bilgi veren Mustafa Kurdaş, “2017-2019 yılları arasında Tarım Bakanlığı aslında güzel bir iş yapmıştır. Bakanlık vatandaş eti ucuz fiyattan temin edebilsin diye et arzında bulunmak üzere zincir marketler üzerinden bir çalışma başlatmıştı. Fakat zincir marketlerin bir kısmı bu etlerin satışını yapmadı. Yani bu hileli satış yöntemi dolayısıyla kamunun 100 milyon TL’lik bir zarara uğraması söz konusu. Biz de bunu dile getiren bir haber yaptık. Hatta tarım bakanlığı söz konusu olayla ilgili soruşturma açtı. Bunun da haberini yaptık. Nihayetinde biz halkın ve kamunun yararını gütme konusunda bir haber yaptık. İster Milli Gazete’ye reklam versin ya da vermesin bütün haberlerimizde hiçbir markanın ismini zikretmedik. Markalara zarar verme niyetinde değiliz. Yaklaşık bir ay önce ilgili marka reklam birimimizi arayarak haberlerin kaldırılmasını istiyor. Konu bize ulaşınca kamu yararını güden ve belgeli olan bu haberi kaldırmadık. Bize ilan veriyor diye, haberi kaldıracak değiliz.” ifadelerini kullandı.

Ucuz ette hileli satış!

Mrketlerin, proje kapsamında Et ve Süt Kurumu’ndan düşük fiyattan aldıkları etin tamamını vatandaşa satmadıkları ortaya çıktı. Ucuz etteki hileli satış, projenin bitiminden bir yıl sonra Tarım ve Orman Bakanlığı müfettişleri tarafından ortaya çıkarılırken, kamunun zararının 100 milyon lirayı bulduğu kaydediliyor.

Sözde vatandaşın ucuz et tüketmesi için 2017’nin sonunda uygulamaya konulan ve belli aralıklarla uygulanarak 2019 yılında sona eren ucuz et uygulamasında yeni bir skandal patlak verdi. Projenin uygulandığı dönemde marketlerde vatandaşa ESK’dan alınan kaliteli etlerin değil, piyasadan toplanan yağlı ve kalitesiz etlerin satılmasıyla gündeme gelen ucuz et projesinde, şimdi de marketlerin ESK’dan aldıkları indirimli etlerin tamamını vatandaşa satmadıkları ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığı müfettişleri, skandal hileli satışı ortaya çıkarırken, Bakan Pakdemirli ucu marketlere dokunacağı için soruşturmaya izin vermedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ucuz ette yaşanan hileli satışla ilgili soruşturma yapabilmek için Danıştay’ın kararını bekliyor.

MÜFETTİŞLER SORUŞTURMA AÇILMASINI İSTEDİ, BAKAN İZİN VERMEDİ!

Hükümetin, vatandaşa ucuz et tükettirmek için 2017 yılının sonunda uygulamaya koyduğu ve 2019 yılında son verilen ucuz et projesinde büyük bir skandal patlak verdi. Proje kapsamında Et ve Süt Kurumu’ndan indirimli bir şekilde alınan etlerin marketlerde tamamının satılmadığı ortaya çıktı. Bir ihbar üzerine ucuz et projesi kapsamında satılan etleri incelemeye alan bakanlık müfettişleri, yaşanan skandalı ortaya çıkardı. Müfettişler, kamunun zarara uğratıldığı ve marketlere büyük çıkar sağlandığı gerekçesiyle söz konusu zararın sorumlulardan tahsil edilerek haklarında soruşturma açılmasını talep etti.

ARA FORMÜL BULUNDU, MARKETLER SATMADIKLARI ETİ SATACAKLAR, DOSYA KAPANACAK!

Diğer yandan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruşturma izni vermezken, yaşanan skandalda dosyanın kapatılması için ara bir formül bulundu. Buna göre, marketler, eksik sattıkları tespit edilen 3 bin ton civarındaki eti tekrar proje kapsamında indirimli satmayı kabul ederken, ucuz et projesi de sessiz sedasız yeniden hayata geçirilmiş oldu. Buna göre, söz konusu marketler, 3 bin ton ete karşılık gelecek şekilde kıymayı 34 liradan, kuşbaşını ise 37 liradan satmaya başladı.

BAKANLIK, MARKETLERDE BAŞLATILAN UCUZ ET SATIŞIYLA İLGİLİ HİÇBİR DUYURU YAPMADI

Söz konusu marketlerde aylar sonra hileli satıştan dolayı ucuz et uygulaması yeniden başlarken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın konuyla ilgili hiçbir duyuru ve açıklama yapmaması ise dikkat çekti. Söz konusu etler sessiz sedasız satılırken, marketler de bu satıştan sonra taahhütlerini yerine getirmiş olacak.

UCUZ ETİ MARKETLER KENDİSİ TEMİN EDİYOR

Hileli satıştan dolayı ucuz et kapsamında marketlerde satılmaya başlanan etler Et ve Süt Kurumu’ndan tedarik edilmiyor. Marketlerin kendilerinin tedarik ettikleri etler bu kapsamda satışa sunuluyor. Burada da yine sağlıklı bir şekilde denetim mekanizması olmadığı için satılan etlerin kalitesi ve verilen taahhütlerin ne kadar yerine getirileceği ciddi bir soru işareti oluşturuyor.

HİLELİ SATIŞIN DEVLETE FATURASI 100 MİLYON LİRAYI BULUYOR

Ucuz et projesinin uygulandığı marketlerde yaklaşık 3 bin ton üzerinde etin ESK’dan alınmasına rağmen satılmadığı tespit edilirken, kamunun zararının 100 milyon lirayı bulduğu kaydediliyor.

SAVCILIK, SORUŞTURMA İÇİN DANIŞTAY’IN KARARINI BEKLİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın müfettişlerinin düzenlediği rapor üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorumlular hakkında soruşturma başlatmak için Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir’den onay talep ettiği ancak Bakan Pakdemirli’nin savcılığın soruşturma talebine onay vermediği ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ucuz ette hileli satışla ilgili soruşturma başlatabilmek için Danıştay’ın kararını bekliyor. Danıştay’dan olumlu bir karar gelmesi durumunda ucuz ette yaşanan hileli satış bütün boyutlarıyla soruşturmaya alınacak.

AMAÇ UCUZ ET SATMAK DEĞİL, DOSYAYI KAPATMAK

Zaten burada amaçlanan ESK’dan alındığı halde vatandaşa satılmadığı tespit edilen etlerin vatandaşa yeniden satılmasından ziyade verilen taahhütlerin kâğıt üstünde yerine getirilmesinin amaçlandığı görülüyor. Marketlerde kıyma 34 liradan ve kuşbaşı da 37 liradan satılmaya başlanmasına rağmen bakanlığın hiçbir kamuoyu duyurusu yapmadan ucuz etin sessiz sedasız satılması da bu niyeti ortaya koyuyor.