İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Şebnem Ahi, “Tüm bu uygulamalar kişilere ve basına baskı hissettireceği için otosansür de kaçınılmaz sonlarından biri olacaktır” diye konuştu.

AKP’nin hazırladığı ve muhalefetin “sansür” diye tepki gösterdiği sosyal medya düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu’nda, AKP ve MHP’li vekillerin oyları ile kabul edilmesinin ardından son bir ayda 100’ü aşkın habere erişim engeli getirildi.

Ceza hukukçusu ve avukat Dilek Ekmekçi’nin de 97 tweeti’ne ve Twitter hesabına erişim engeli getirildi.

Cumhuriyet gazetesinden Zehra Özdilek’e konuyla ilgili açıklamalarda bulunan, siber haklar uzmanı Yaman Akdeniz ve İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Şebnem Ahi, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Akdeniz ve Ahi şu yorumları yaptı:

AĞIR BİR SANSÜR

Yaman Akdeniz:

Ağır bir sansür yaptırımı olarak karşımıza çıkıyor. Basın özgürlüğüne ağır bir müdahaledir. Erişim engeli kararlarına baktığımızda kamuoyunu ilgilendiren yolsuzluk, bazı şirketlere verilen vergi avantajları ile ilgili yani sıklıkla hükümete yakın olan kuruluşların lehine verilen kararlar. Ve özgürlüğün tartı yapılmadan sıklıkla hâkimler tarafından nedenleri açıklanmadan erişim engeli kararı veriliyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU

Şebnem Ahi:

Asıl sorun erişim engelleme kararlarını vermeye yetkili mercinin sulh ceza hâkimlikleri olması. Zira bir haber içeriği, özel hayatın gizliliği ihlal gerekçesiyle ünlü bir siyasetçi hakkında ise gecikmeksizin engellenebiliyor.

Kaldı ki haber sitelerine sansür, anayasaya da haber alma özgürlüğü bakımından aykırı. Sadece sansürü getirmekle kalmayıp tüm bu uygulamalar kişilere ve basına baskı hissettireceği için otosansür de kaçınılmaz sonlardan biri olacak. Bu en nihayetinde ifade özgürlüğünün olmadığı bir ortam endişesi yaratacaktır.