Tayyip’e üç Mücahit Ören sorusu






Sabahattin Önkibar


 Soru bir:




13 Temmuz 2016’da yani FETÖ darbesinden iki gün önce Mücahit Ören Ankara’da TGRT Temsilcisi Batuhan Yaşar’a yazılı olarak şu mesajı gönderiyor:

- “Ankara’yı ayağa kaldıracağımız gün çok yakın.”

Saray ve hükümet bu mesaja kayıtsız kaldı, neden?

Böyle bir mesajın varlığı mahkeme hükmü ile kanıtlı, yani Mücahit Ören yargıda “Benim öyle bir mesajım yok” diyemedi, zira ortada bilgisayar çıktısı var.

Soru iki:




Mücahit Ören Fetullah’a bağlılık adına Nuh Albayrak’ı Pensilvanya’ya elçi olarak gönderdi ki bu da kanıtlı... Öyleyken iktidar yine niye oralı değil?


Soru üç:

Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporuna göre, mütedeyyin insanları İhlas Finans yolu ile 750 milyon dolar dolandıran, dolandırıcılık hükümlüsü Mücahit Ören’e iktidar ve Saray niye kayıtsız?

Bunlar yalan mı?

Ülke bugün kin ve korku ile yönetilmiyor mu?

Hukuk ve kanunlar sopa olarak kullanılmıyor mu?

Laik rejim adım adım tasfiye edilmiyor mu?

Kendi siyasi ikballerini ülkenin kaderi yapmadılar mı?

Dış politika iç siyasi çıkara ve İhvancı bakışa endeksli değil mi?

Yaşanılan FETÖ zilletine rağmen benzer cemaat mensuplarını devlette önemli makamlarda tutan bunlar değil mi?

Medyanın yüzde 95’i satın alınıp köleleştirilmedi mi?

Yanlış Suriye politikası ile PYD “Suriye Kürdistanı”ve PKK ordusunun müsebbibi bunlar değil mi?

Devletin iffetine yani Kozmik Oda’ya Fetullahçı casusları emirle sokan bunlar değil mi?

Güneydoğuda hendek kazan PKK’ya operasyon yapmayı yasaklayan bunlar değil miydi?

Fehmi Koru örneğinde olduğu gibi Fetullah’a aracı gönderip barışmak isteyen bunlar değil mi?

Gençleri İslam’dan soğutan ve düşman yapan bunlar değil mi?

Hala kimlikler üzerinden ayrıştırmalara devam edilip toplum lime lime edilmiyor mu?

Ülke yönetimde liyakat yerine sadakat egemen değil mi?

Türk milleti demeyip ümmette ısrar eden bunlar değil mi?

Türkiye bugün parti devleti görüntüsünde değil mi?

Türkiye’nin her şeyini satan bu iktidar değil mi?

Başkent haracı

Yıllar önce Melih Gökçek’in yönettiği Ankara Belediyesi dedi ki, faturayı kaldırdık, doğalgaz sayacı almak mecburidir. Sayacın fiyatı da şu kadar dolardır.

Milyonlarca Ankaralı gibi biz de mecburen bu dayatmaya boyun eğdik ve bilinen yandaş bir firmanın ürettiği sayacı satın aldık.

Derken özelleştirme yaptılar... Gaz dağıtım ihalesini alan yandaş firma yeni buyruk yayınladı: “Sayaçlar iptal... Faturalı sisteme geçiyoruz... Bunun için 460 lira teminat vereceksiniz!..”

Hayır deme şansı yok zira uyarmadan kış-soğuk demeden sayacını söküyorlar.

Söyleyin, bu yapılan nasıl tanımlanmalı?

İslamcıdan antiemperyalist olmaz!

Samimi dindardan antiemparyalist olur.

Ancak dinci, yani İslamcıdan olmaz, niye mi?

İslam çoktandır emperyallerin kullanımında da ondan.

Abartısız bütün siyasal İslamcı hareketlerin ardında emperyalizm var.

İhvan’dan Taliban’a, El Kaide’den IŞİD’e ne kadar katil ve cani dinci örgüt varsa ya CIA ya MOSSAD ya MI6 ya da BND güdümlüdür.

Buradan hareketle bu dinci yapıların türevi olan iktidarlar da bu kategoridedir.

Kaynak: Sabahattin Önkibar  /Aydınlık