Kumpasları bir bir Karaca'nın yüzüne vurdu!







FETÖ çatı davasında, kumpas şehidi Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, sorduğu sorularla eski STV Genel Müdürü Hidayet Karaca'yı terletti: Balyoz, Ergenekon’da tutuklama kararlarından önce ‘tutuklandı’ haberlerinin verilmesi gazetecilik hızı mıydı yoksa hakim ve savcılarla ilişkinizin sonucu muydu.












Hikmet Çiçek;

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen FETÖ Çatı Davası’nın üçüncü duruşması 27 Mart 2017 günü yapıldı. Duruşmada, çapraz sorgusunun yapılabilmesi için Silivri'den getirilen tutuklu sanık, Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya, avukatlar ve kumpas mağdurlarının yakınları sorular yöneltti.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın sorularına, “Ben Hizmet Hareketi’nin veya Fetullah Gülen'in avukatı değilim. Kimi ilgilendiriyorsa ona sorulsun. Tekrar söylüyorum, Hizmet Hareketi’ni örgüt olarak görmüyorum. Şiddet hareketini görmedim. Hareketi, kanaat önderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı, hoşgörü, barış hareketi olarak biliyorum” diye cevap veren Karaca’ya, Avukat Şule Nazlıoğlu Erol, Balyoz ve Ergenekon davalarında sanıklar daha ifadedeyken STV'de "Tutuklama kararı çıktı" şeklinde alt yazılar geçildiğini hatırlattı. Karaca, "Bir yanlış algılamadır. Kesinlikle olmamıştır. Ya bunun fotoğrafını getirsinler ya da RTÜK'e sorulsun" diye yanıt verdi.

Ergenekon sanılarından Avukat Hüseyin Buzoğlu'nun soruları Karaca'yı sinirlendirdi. Karaca, Ergenekon davasına atfen, "Siz de yargılandınız... Kaçtınız... Kaçtınız... Bu davaların da 5 yıl sonra ne olacağını biliyor musunuz?" dedi. Karaca bir başka soru üzerine, "Ergenekon ve Balyoz yayın ve haberlerinin sorumlusu kimse onlara sorulsun. Basın kanununa, RTÜK'e göre benim sorumluluğum yok" dedi.

AHMET TATAR’IN SORULARI

Buzoğlu’ndan sonra kumpas kurbanı Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, Karaca'ya çeşitli sorular yöneltti. Tatar'ın, "top çeviriyorsunuz" demesini Karaca, hakaret saydı. Başkan Giray, Tatar'ın değerlendirme yaptığını, buna hakkı olduğunu bildirdi.

“Ahmet Tatar: Bu mahkemelerin savaş mahkemelerini, Yassıada mahkemelerini, İstiklal mahkemelerini hatırlattığını söylemiştiniz. Bir gazeteci olarak Ergenekon ve Balyoz mahkemeleri size ne hatırlatıyor?

Hidayet Karaca: Davayla alakası yok cevap vermiyorum.

Ahmet Tatar: Balyoz, Ergenekon’da tutuklama kararlarından önce ‘tutuklandı’ haberlerinin verilmesi gazetecilik hızı mıydı yoksa hakim ve savcılarla ilişkinizin sonucu muydu?

Hidayet Karaca: Bunları kabul etmiyorum. Ben bu olayların olduğuna inanmıyorum.

‘BU ADAMLA YÜZLEŞMEK...’

Duruşma sonrasında Ahmet Tatar’la konuştuk. İşte Tatar’ın söyledikleri:

“Bu adamla yüzleşmek söyleyeceklerimi yüzüne karşı haykırmak benim için çok önemliydi. Bu gerçekleşti.

“Başta Ali’ye (Tatar), Cem’e (Aziz Çakmak), Murat’a (Özenalp) sonra da bu alçakların yaptıkları yayınlarla incinmiş Vardiya Bizde Platformu’nun kadınlarına, çocuklarına ve içerde ömürlerinden bir kısmını tüketen dostlarıma karşı bir görevi yerine getirmenin huzur ve bahtiyarlığı içindeyim. Yükselen sesimin her tınısında aslında onların sesi ve nefesi vardı.”
GRİZU PATLAMASI BALYOZ’UN İŞİ!

Karaca’ya sorularıma Ergenekon Balyoz süreçlerinde Samanyolu yayın gurubunun yayın politikasına bir örnek vererek başladım.

STV Haber kanalındaki 'Son Durum' programının sunucusu Asım Yıldırım, 24 Şubat 2010 akşamı canlı yayında öyle bir yorum yaptı ki izleyenleri şaşkına çevirdi. STV Haber spikeri grizu patlamasını paşaların gözaltına alınmasına bağladı...

İşte şaşkına çeviren o sözler:

“Sevgili seyirciler tabii nasıl bir bağlantı kurabilirsiniz. Biz sadece hatırlatma yapıyoruz. Geçen sene Aralık ayında Bursa'da bir maden kazası meydana gelmişti. 19 madencimiz can vermişti.

“Peki bu olaydan hemen bir gün önce ne olmuştu bir hatırlayalım. İstanbul'a cumhuriyet savcılarına İbrahim Fırtına, Aytaç Yalman, Özden Örnek gelip ifade vermişlerdi. Geldiklerinin hemen ertesi günü, pazar akşamı ise Bursa Mustafa Kemal Paşa'da 19 madencinin öldüğü maden kazası vuku bulmuştu.

“Dün gözaltılar oldu, Balyoz Darbe planıyla ilgili, bugünse ne yazık ki işte Balıkesir Dursunbey'den gelen böyle bir maden kazası haberi var.”

“Karaca’ya bu haberi sordum. ‘Benim böyle bir haberden haberim yok’ dedi. Medyada bu haberin olay olduğunu hatırlatınca ‘Bilmiyorum, duymadım’ dedi.

“Ergenekon Balyoz süreçlerinde daha tutuklama olmadan, mahkeme kararları açıklanmadan yöneticisi olduğunuz Samanyolu TV de tutuklanma haberleri altyazı ile verildiğini hatırlattım. Karaca, CNN Türk’ün kendilerinden daha önce bu haberi verdiğini iddia etti.”

HAKİM ÖNÜNE ÇIKMADAN TUTUKLAMA HABERİ

Ahmet Tatar devam ediyor:

“30 Haziran 2009 Koray Özyurt 7 denizci ile sorgulanıyor tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk ediliyorlar. Karar sanıklara 23:50 den sonra tebliğ ediliyor. Fakat STV saat 22:00 den itibaren sanıkların tutukluluk sonucunu alt yazı ile geçmeye başlıyor. Hatta hakim huzuruna çıkmayı bekleyen Dursun Çiçek’e arkadaşları siz tutuklanmışsınız diye TV haberini veriyorlar.

Yine 22 Şubat 2010 da Amiraller Cem Gürdeniz ve saygıyla rahmetle andığım Cem Aziz Çakmak savcılık sevkini beklerken 13:30 da yakınları STV alt yazısında tutuklandıklarını öğreniyorlar. Sanıklar akşam saatlerinde tutuklandıklarını öğreniyorlar.

Aynı şey 26 Şubat 2010’daki Balyoz tutuklamalarında da tekrar ediyor.”
Bunları hatırlattıktan sonra Karaca’ya sordum:

“Sizin kanalınız doğru çıkan bu haberleri sanıklardan önce nasıl öğreniyorlardı? Bu hızı muhabirlerinizin acarlığıyla mı yoksa hakim savcılarla direk irtibatlı olmalarıyla mı açıklamamız gerekiyor?”

Karaca: Biz diğer kanallarla aynı zamanlarda verdik böyle şeyler olmadı. İsterse heyet bunları araştırır bulur.

“Daha önce araştırıyordun niye şimdi heyete yüklüyorsun. Ben sana tarihleri saatleri veriyorum. Not al” deyince diyalog sertleşti.

MUSTAFA DÖNMEZ’İ HATIRLIYOR MUSUN?

Ahmet Tatar: Mustafa Dönmez'i hatırlıyor musunuz? Zir Vadisi denince hatırlarsınız. Bu davalar sırasında oğlunu şaibeli bir şekilde kaybetti. Cenazesine bile yetişemedi. Kazılar 19:05’de başlıyor, 19:30'da aranan bulunuyor. Fakat 18:00'de Fethullah'ın yeğeni Kemalaettin Gülen kazıda bulunanların listesini bir bir yayımlıyor. Sonradan mühimmatın sarılı olduğu gazetelerin Mustafa Dönmez’in tutuklu olduğu tarihlere ait olduğu da anlaşıldı. Kanalınız bu hızı neye borçlu, bu komplonun neresinde olduğunuzu açık seçik anlatın biz de size saygı duyalım.

“Hidayet Karaca: Bu komplonun hiçbir yerinde değilim cevap vermiyorum. Savcı mıyım hakim miyim kazıyı ben mi yaptım kim yaptıysa ona sorun böyle bir ahlaksızlık yapılabilir mi olabilir mi?

Ahmet Tatar: Evet, ahlaksızlık. Bu haberler yapılırken sen neredeydin?

Karaca: Ben sorumlu değilim.

Ahmet Tatar: Sen bostan korkuluğu muydun? Sen tüm bu haberlerin sorumlusu değil miydin? Aydınlık

Seni ilgilendirmez.

Ahmet Tatar: İlgilendirmez mi? İlgilendirir ilgilendirir. Sen benim canımı yaktın. Cevap vereceksin.

Cevap vermiyorum. Hiçbir sorusuna cevap vermiyorum.

Ahmet Tatar: İstersen verme, ben soracağım ve kayıtlara girecek. Söz adama söylenir. Bu yalanları nereye koyacağız. Nasıl değerlendireceksiniz? Bu yayın politikasında sizin sorumluluğunuz nedir?

Karaca bu sorulara cevap vermiyor. Ahmet Tatar, heyetten sürçü lisan yaptıysa özür dileyerek konuşmasını tamamlıyor.