Devlet Bahçeli; Milletin hakkına hukukuna sahip çıkmalıyız, milletin vicdanını sızlatmamalıyız!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında CHP başta olmak üzere hükümetin Katar politikasına sert sözlerle yüklendi. Topbaş ve Arınç damatlarının FETÖ soruşturmasından serbest bırakılmasına da karşı çıkan Bahçeli, "Adaleti diri tutmalıyız. Milletin hakkına hukukuna saygı duymalıyız. Hatırlıymış, arkası sağlammış, sırtı kaviymiş, imtiyazlıymış, onun damadı bunun akrabasıymış diyerek hiçbir suçlunun hiçbir failin adalete kıymasına izin veremeyiz, vermemeliyiz. Yok hastaymış, yok adresi belliymiş, bahaneleriyle tutuklanıp serbest bırakılanlar millet vicdanını sızlatmaktadır.'' dedi.

Konuşmasının sonunda ise Meclis'teki salona Hakkari'den ve Şırnak'tan vatandaşların geldiğini söyleyen Bahçeli, 'Hakkari ve Şırnak il kalmalı' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Yüksekova ve Cizre'nin il olacağını açıklamıştı.

Türkiye'nin çevresinde olağanüstü gelişmeler, birbirini takip eden olaylar dizisi sahnelenmektedir. Karşımızdaki bu tablo istesek de istemesek de ülkemize sirayet etmektedir. Coğrafya alın yazısıdır. Türk millleti asırlar evvel hakimiyeti altına aldığı coğrafyayı şehit kanları ile sulayıp, vatan yapmış, namus bilmiş, cefasına da sefasına da seve seve katlanmıştır.

Bir yıl önce El Bab, Musul'da ne işimiz var sorgulaması yapanlar bağnaz siyaset bezirganlardır. Vizyonsuzluklarının kurbanlarıdır. Suriye, Irak çalkalanır bunlar çakallara selam çakar. Şimdi de Katar var. Katar'da asker konuşlandırma anlaşması 2014'de imzalanmıştır. 8 Haziran'dan TBMM'de onaylanan mesku anlaşmayla Katar'ın askeri kurumlarının modernizasyonu, askeri alanda eğitim çeşitlenmesi amaçlanmıştır. Fren tutmayan bazı şuur ve ve akıl yoksunları Mehmetçiğe lejyöner diyecek kadar çıldırdı.

Katar'la tarihsel bağlarımız var. İki ülke arasındaki ilişkilerin korunması için hassasiyet gösterilmesi doğal ver normaldir. Normal olmayan Katar konusunun kimi zaman abartılması kimi zaman istismar edilmesidir. Dünya Doha'dadır. 7 düvel yeni coğrafyalara demir atmıştır. Türkiye neden eski coğrafyalarında olmayacaktır?

Özellikle ana muhalefettki kompleks ne olarak ifade edilecektir? Ne yapsaydık, ülkemizin etrafındaki gelişmelere kulak mı tıkasaydık? Türkiye'nin sınır ötesi askeri ve siyasi faaliyetleri hukuki sınırlar içinde oldukça bunu karalamak gayrimilliliktir. Katar'da kurulacak Türk üssü nedeniyle bir bardak suda fırtına koparanları anlamak mümkün değildir. Hükümet Katar konusunda doğru çizgidedir.

MHP ne Katar'ın safında ne de bu ülkeye karşı tavır alan ülkelerin yanındayız. Biz sadece bu ülkenin çıkarının yanındayız. Her yere Ankara'dan bakıyoruz, milli ilke ve ülkelerle yaklaşıyoruz. Biz MHP'yiz, onurlu bir dış politikanın savunucusuyuz. Türkiye'nin bölgede pozisyon alması gözünüze batıyor da, ABD'den Almanya'ya kadar birçok ülke için neden dikkatiniz kaçıyor. Kimlere sözcülük yapıyorsunuz? Eğer minderden kaçmayacaksınız, ABD'ye ne işiniz var Ortadoğu'da deyin de endamınızı görelim. Biz söyledik yine söylüyoruz; CHP'nin cesareti varsa Rabia polemiğine değil, emperyalizmin kanlı rampalarına karşı çıksın.

Ortadoğu'da esas olan gaz ve petrol temalı çekişmesidir. Tahran- Riyad çekişmesi mezhep ve etnik kutuplaşma habercisidir. Teröre destek konusunda masum olan az ülke vardır. İstikrar ve güven için terörizmin yanında az veya çok bulunan ülkeler niyetlerini ıslah etmelidir. Petrol, dolar açlığının hırsının devasa bir medeniyetin yok oluşuna hizmet ettiğini herkes görmelidir. İslam ülkeleri üzerinde oynanan oyunlara karşı uyanık olmak durumundadır. Sorunları diyalogla çözmek şarttır.

Ailede kavga, sokakta kavga, milli takım da kavga... Adalet ve ahlaktaki gerilemeler inanılmaz boyuttadır. Kutlu ecdadımızın adalete düşkünlüğü, nefsi azgınlıklara gem vurması milletimizi başarıdan başarıya uçurmuştu. Karşılaştığımız buhranları aşmanın yolu ortak aklı çalıştırmaktır. Milletçe doğruda buluşmak mutabakat kanallarını geliştirmek elzemdir. Aksi halde Türkiye'nin işi zordur. Akla sığmayan vakalar herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. Üzülerek ifade ediyorum ki, aklın reddettiği her şey bugün ortadadır.

Türkiye hainlerin adaletten kaçırılmasıyla dört bir yandan su almakte ve dibe kaymaktadır. Adaletsizliklerin üzerine gidilmelidir. FETÖ'nün kalıntıları faal, hücreleri aktiftir. Kuşkulu, kuruntulu, vehimli zihniyetler herkesi kötülemektedir.

Kanayan yaralar sürekli deşilmektedir. Tarihin her döneminde ahlak, adalet ve iman yolundan sapanlar, hakettikleri cezaları bulmuşlardır. İlahlık taslayan firavunun suda helak olması, yaşayışları hayvandan daha aşağı olan Lut kavminin yaşadıkları felaketler insanlığın ortak hafızasında hala canlıdır. Hukuk kuralları, adalet ilkeleri, düzen ve dengeyi sağlamıştır. Çağlar boyunca en büyük yaptırım gücü, insanlık vicdanıdır. Eğer ki kanunlar, kamuoyunun baskıları insan vicdanında yer bulmazsa, devletle vatandaş arasında bitip tükenmez bir hırsız-polis kovalamacası başlayacaktır.

Adaleti diri tutmalıyız. Milletin hakkına hukukuna saygı duymalıyız. Hatırlıymış, arkası sağlammış, sırtı kaviymiş, imtiyazlıymış, onun damadı bunun akrabasıymış diyerek hiçbir suçlunun hiçbir failin adalete kıymasına izin veremeyiz, vermemeliyiz. Yok hastaymış, yok adresi belliymiş, bahaneleriyle tutuklanıp serbest bırakılanlar millet vicdanını sızlatmaktadır.  Devletin önemli ve karar verici mevkilerinde halka FETÖ'cü varsa vebali herkesin üzerindedir. Günaha göz yummak günahtır. Yanlışa sessiz durmak ayıptır.

Barzani ateşle oynamaya meraklıysa, cayır cayır yanmasının önünü açmak Türki Devleti'nin haysiyet mesesidir. Erbil oradaysa, Türkiye de buradadır.

Hakkari ve Şırnak il kalmalı. Başka nereyi yaparsanız yapın.