Erdoğan, referandum öncesi yeni sistemi anlattı!






Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu'nda konuştu.














"Biz burada sistem mücadelesi veriyoruz" diyen  Cumhurbaşkanı Erdoğan , sözlerini şöyle sürdürdü:





İŞLERİ GÜÇLERİ ERDOĞAN, ERDOĞAN BAKİ DEĞİL FANİ YA..


"Sisteme karşı çıkanların özellikle güvensizliği cumhurbaşkanlığı seçilecek kimseye değil, millete karşıdır. Bu gerçeği ifade edemediklerinden olsa gerek şahıslar üzerinden ürettikleri yalanla kafa bulandırmaya çalışıyorlar. İşleri güçleri Tayyip Erdoğan, Tayyip Erdoğan fani ya... Benim 16 Nisan'a çıkacağımın garantisi var mı?

http://aa.com.tr/uploads/VideoGallery/2017/02/11/954406e9915d49486453805308965326.mp4

 

MİLLET NE DERSE, ALLAH NE DERSE O OLACAK


Biz burada sistem mücadelesi veriyoruz. Erdoğan'dan sonra ne olacak diye uğraşıyoruz. Millet ne derse o olacak, Allah ne derse o olacak"Erdoğan, referandum öncesi yeni sistemi anlattı

Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları;

"Teoride parlamenter sistem monarşiye karşı verilen mücadelenin ürünüdür. Avrupa ülkelerinde kralların olduğunu görüyoruz. Japonya gibi Tayland gibi dünyanın başka yerlerinde de benzer durumlarla karşılaşılabiliyor. Birileri çıkıp bu monarklar semboliktir diyebilir. Devlet sisteminde bir makam varsa sembolik kalmaz. Kral varsa, kraldır. Öyle veya böyle ülkenin yönetiminde hak sahibir, söz sahibidir. Adı Cumhuriyet olduğu halde diktatörlük ile idare edilen yönetimler de mevcuttur.

25 GÜN ÖMRÜ OLAN HÜKÜMETLER OLDU


Her ülke kendi şartlarına özgü bir yönetim biçimine sahiptir. Bu süreçte ülkemiz savaşlar ve krizler ile sürekli erimiş, çürümüş çok ağır bedeller ödemiştir. Çanakkale'den aldığımız ilham ve güçle Kurtuluş Savaşı'nı verdik. Avrupa monarşi ile demokrasiyi bir arada yaşatırken biz hanedanı yurtdışına çıkardık. Cumhuriyet dönemi de yekpare değildi. Cumhuriyetin geçmişi 93 yıl iken şu anda 65. Hükümet işbaşında. Ülkemizde hükümetlerin ömrü 16 ay bile değildir. Türkiye böylesine kısa süreli hükümetler tarafından yönetilirken kalkınma yarışına girdiği ülkeler tarafından geçilmiştir. 25 gün ömrü olan hükümetler oldu. Böyle devlet yönetilir mi? Bu ülkede il başkanlarının vali olmasını heralde AK Parti yapmadı. Bunlar ana muhalefet partisinin geçmişine aittir.

PKK, KANDİL HAYIR DİYOR. ANA MUHALEFET DE HAYIR DİYOR


Kim hayır diyor, PKK hayır diyor. Kim hayır diyor Kandil hayır diyor. Kim hayır diyor bayrağımıza karşı çıkanlar hayır diyor. Kim hayır diyor, ne yazık ki milli ve yerli olanlara karşı çıkanlar hayır diyor. Ana muhalefet de hayır diyor mu? Temenni ederim ki onlar da kendilerini çek ederler.

TÜRKİYE VESAYET KURUMLARINDAN ÇOK ÇEKTİ


1950'de geçtiğimiz çok partili hayatın sık sık darbelerle, muhtıralarla kesintiye uğramasının gerisinde belli bir kesimin tek parti dönemine olan özleminin bulunduğunu ifade etmek herhalde yanlış olmaz. Bunu buradan açıklıyorum. Türkiye, gücü ve yetkiyi elinde bulunduran ancak millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan vesayet kurumlarının elinden çok çekti. Dikkat ediniz, ülkemizde ne zaman milli iradeye dayalı yönetimler güçlü bir şekilde iş başında bulunmuşsa o dönemlerde çok büyük sıçramalar yaşanmıştır.

YÖNETİM DOĞRUDAN MİLLETE VERİLİYOR


Bu değişim, dönüşüm sıradan bir olay olmayacak. Cumhurbaşkanlığı sisteminin özü, yönetimin doğrudan millete veriliyor olmasıdır. İşin aslı budur. Yürütme görevini ifa edecek olan cumhurbaşkanı, gücünü aldığı millete karşı sorumlu olacağı için attığı her adımda gözü kamuoyunun üzerinde olmak zorundadır. Utanmadan sıkılmadan ne diyorlar? 'Parlamento yok edilecek, parlamento olmayacak, yasama organı olmayacak.' Böyle bir saçmalık olur mu?"