Sultan Abdülhamid Han: 'Filistin'i Satmadım'






Cennetmekân sultan 2. Abdulhamit Han vefatının sene-i devriyesinde rahmetle yad edilirken Abdulhamid Han'ın şeyhine yazdığı mektup tekrar akıllara geldi.













İnternet Haber Merkezi


 113. İslam Halifesi ve 34. Osmanlı Padişahı cennet mekân sultan 2. Abdulhamit Han ebdiyete intikal edişinin sene-i devriyesinde rahmetle yad ediliyor.


Vefatının üzerinden 99 yıl geçen Sultan Abdulhamid Han, tüm Müslümanlarca hayır ve minnetle anılırken ulu sultanın Kudüs için verdiği mücadele de akıllardan çıkmıyor.


AZLEDİLMESİNDE SİYONİSTLER BAŞROLÜ OYNAMIŞTI



Dünya siyasetini kendi menfaatleri doğrultusunda dizayn eden, bu duruma karşı çıkanları ise sistem dışına iten Siyonist odaklar, 1 asır evvel de kendini göstermiş ve Sultan Abdulhamid Han'ın padişahlıktan azlinde ana rolü oynamıştı.


Siyonistlerin işbirlikçiliğini yapan devlet adamları tarafından padişahlıktan uzaklaştırılan Abdulhamid Han'ın müntesib olduğu şeyhe yazdığı mektupta da bu gerçeklikten bahsediliyor.


Şeyhi Mahmud Ebuşşamat'a gizlice bir mektup yazan Abdulhamid Han, kendisinin padişahlıktan Filistin topraklarını Siyonistlere vermediği için uzaklaştırıldığını belirtiyordu.



İşte O Mektup;



Yâhû


Bismillahirrahmanirrahim, ve bihi nestain


İşbu arîzamı tarikat-i Şazeliye Şeyhi vücutları ruh ve hayat veren ve cümlenin efendisi bulunan Eşşeyh Mahmud Ebüşşamât Hazretlerine ref ediyorum .


Mübarek ellerini öperek ve dualarını rica ederek selâm ve hürmetlerimi takdimden sonra arzederim ki, sene-i haliye şehr-i mayısın 2. günü tarihli mektubu vasıl oldu.Sıhhat ve selâmette daim olduğunuzdan dolayı Allaha hamd ve şükürler ettim... Efendim, orada evrâd-ı Şazeliye kıraatine ve vazife-i Şazeliyyeye Allahın tevfikiyle gece ve gündüz devam ediyorum. Ve bu vazifeleri edâya muvaffak olduğumdan dolayı Allahı Tealâ Hazretlerine hamdederim ve dâvet-i kalbiyenize muhtaç olduğumu arzederim. Bu mukaddimeden sonra şu mühim meseleyi zat-ı reşadetpenahilerine arzederim ki, ben Hilafet-i İslâmiyeyi hiçbir sebeple terketmedim. Ancak ve ancak (Jön Türk) ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyetinin rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilafet-i İslamiyeyi terke mecbur edildim. Bu ittihatçılar Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. Bu ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul tmedim.Bilâhare yüzelli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaadettiler. Bu teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum: “Değil 150 milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altun verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem!. Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslamiye’ye ve Ümmet-i Muhammediyeye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve selâtîn ve Hulefa-i İslâmiyeden abâ ve ecdadımın sahiplerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem,” diye kat’î cevap verdikten sonra hal’imde ittifak ettiler ve beni Selâniğe göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ettim ve Allahü Teâlâ’ya hamdettim ve ederim ki, Devlet-i Osmaniyeye ve âlem-i İslâma ebedi bir leke olacak olan tekliflerini, yâni Ârazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olanlar oldu. 


Bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteâl Hazretlerine hamdederim. Bu mühim meselede şu maruzatım ve sözlerimle mektubuma hitam veriyorum:Mübarek ellerinizden öper, hürmetlerimi kabul buyurmanızı sizden rica ve istirham ederim.


İhvan ve esdikamın cümlesine selâm ederim.


(Dua, selâm ve bağlılık ifadeleri).


22 Eylül 1329 Hadimülmüslimin (Müslümanların Hizme                                          milligazete.com.tr