Değerli Basın Emekçileri;
25 Ocak 2020 tarihinde elim bir deprem faciası ile sadece Elazığ ve Malatya şehirlerimiz değil ülkece hepimiz sarsıldık ve sonsuz bir acı yaşadık.
Bu acıları yaşarken acımıza acı ekleyen olaylar ise deprem bölgesinden aldığımız ayrımcılık haberleriydi. OHAL Döneminin hala sürdüğünü bize sürekli hatırlatan olaylar maalesef cereyan etmeye devam etmektedir. Bu ayrımcılık haberlerinden birisi de Ümmü Gülsüm Tamam isimli vatandaşın başına gelenlerdi. Kendisi bana ulaştı ve şu ifadelerde bulundu: “ Elazığ Sivrice'den deprem mağduru 1 çocuk annesi eşinin de  tutuklu olduğunu, kendisinin OHAL mağduru bir öğretmen olduğunu deprem öncesinde de sosyal yardımın eşi cezaevinde olduğundan verilmediğini iletti. Kiradaki evi hasarlı olduğundan yağmur eve giriyormuş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kendisini yardım vermek için aramış ancak eşini telefona isteyen görevli Ümmü Gülsüm Hanımın 'eşim cezaevinde' demesi üzerine telefonu Ümmü Gülsüm Hanımın yüzüne kapatmış!”
Bu attığım Tweet üzerine İçişleri Bakanlığı Personel İşleri Genel Müdürü Gökmen Çiçek hiçbir araştırma yapmadan tarafıma bu ifadelerle iftirada bulunmuştur: “Bunu paylaşmak istemezdim ama…Elazığ Ehlibeyt Cemevi ziyaretinde bir annenin cezaevindeki oğluyla telefonla görüşmek istemesi sonrası “Ben buradan ayrılmadan anneyle oğlu görüşecek” talimatı veren içişleri bakanımıza, bakanlıklarımıza bu iftiralar insanlığa sığmıyor”
Devletin üst düzey müdürünün attığı bu Tweetten cesaret alan Troller hakkımda yalan haberler yaymış ve Ümmü Gülsüm Tamam isimli vatandaşımızın Sivrice’de ikamet etmediğini belirterek itibar cellatlığına başlamışlardır. İhlas Haber Ajansı bu konuda ilk haberi geçen kurum olmuştur.
Ekte Ümmü Gülsüm Tamam Hanımın gelir durumunu belirten belgeyi, Elazığ Sivrice’de ikamet ettiğini gösteren belgeyi ve evinin durumunu gösteren fotoğraf/videoyu kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Bu yaşanan sıkıntılar üzerine deprem sonrası oturulamayacak evlerinden aile çıkmak zorunda kalmış ve fırsatçı nakliyecilerle eşyalarını Ergani’ye taşımıştır. Her ne kadar maksatlı habercilikle karalama çalışması yapılsa da bu tartışmalar sonunda Sivrice Kaymakamlığı yanlışını anlamış ve Ümmü Gülsüm Tamam ile iletişime geçmiş kendisi Kaymakamlığa davet etmiştir.
Vatandaşlarımızın dertleriyle dertlenen çözüm üretmeye çalışan bir milletvekili olarak konu araştırmadan itibar cellatlığına dönüşen habercilik anlayışı beni üzmüştür. Konuyu detaylıca anlattığım bu basın bildirisinden sonra haberi kaldırmayan kurumların iyi niyeti olmadığını düşünmekten başka seçeneğimin kalmayacağını da belirtmek isterim. Haberin gerçek olmadığını belgeleriyle belirttiğim halde halen yayında tutan kurumlar için Türk Ceza Kanunun  Madde 125’inci maddesine göre suç işlediklerini tekrar tekrar hatırlatır eğer bu haksız ısrarlarına devam ederlerse hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağımı belirtmek isterim. Hayatım boyunca bir İnsan Hakları Savunucusu olarak hiç kimseye haksızlık etmedim. Kendim de dahil olmak üzere kimseye haksızlık edilmesin diye mücadele ettim. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarım.
Ümmü Gülsüm Tamam’ın Sivrice’deki evini gösteren video:
Türk Ceza Kanunun  Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır