Düşüncenin kendini yeniden üretme gücü vardır; insan zihni aralıksız olarak aynı düşünceye maruz kaldığında o düşünce zihni etkisine alır ve onunla bağlantılı diğer bütün düşünceler zihinde baş gösterir. Böylece mistik kişi, sabit bir düşünme halinde aralıksız olarak düşündüğü her nesne hakkında bilgi edinebilir. H.P. Blatavsky (1831-1891)

Kendini gerçekleştiren kehanet, olması düşünülen bir durum ya da eylemin gerçekliğe dönüşmesi  durumudur. Örneğin bugün sanırım çok kötü bir gün geçireceğim düşüncesine kapılan bir kişi isteyerek olmasa da bilinçaltına yerleşen bu düşünceden dolayı eylemlerini negatif yönde etkiler ve olası bir şekilde kötü bir gün geçirir.

Bu konu hakkında kültürümüzde, aklıma gelen başıma geldi, sakınan göze çöp batarmış, bir şeyi kırk kere dersen olur,  gibi sayısız deyim bulunmaktadır. Özellikle bayanların eşlerine sıklıkla söyledikleri sen beni sevmiyorsun veya bir gün beni aldatacağını biliyorum gibi laflar da kendini gerçekleştiren kehanetler arasındadır. Ya da çocuğunuza, başarabileceğine inandığınızı belli ederseniz başarılı olma ihtimali artar. Kendini gerçekleştiren kehanet bir anlamda tarihi önceden yazmak gibi de algılanabilir.

Sosyolog Prof. Robert Merton, bu durumu "Bir durumun yanlış tanımlanması, yanlışı doğru hale getiren yeni bir davranışa yol açar" saptamasıyla değerlendirmiştir. Harvard Üniversitesi profesörlerinden Robert Rosenthal, 1971 yılında, bu konuda önce farelerle, sonra da bir okulda 18 öğretmen ve 650 çocuğu kapsayan araştırmalar yapmıştır.

Kendini gerçekleştiren kehanet, olayların gelişimi hakkında gösterilen tutum olarak da ifade edilebilir.  Örneğin, olaylara veya olacaklara iyi ve kötü gibi sıfatlar takmak, kişilerin beklentilerini ağır bir şekilde etkilemektedir. Kötü bir gün geçireceğini düşünerek evden çıkan kişinin otobüsü kaçırması muhtemeldir çünkü kişi kötüye delalet eden her şey için homurdanma isteği ile yola çıkar ve bu tarz olayların başına gelmesini dört gözle bekler. İş yerinde veya okulunda hep negatif olur ve bu etrafındaki kişilerin de kendisine olan yaklaşımını etkiler. Gün kötü gitmeye devam ederken eve dönüşte ailesi ile tartışma yaratmak için sürekli neden arar ve muhtemelen bunların hiçbirini isteyerek yapmaz ancak bilinçaltında oluşan fikir bütün hareketlerini etkiler.

Bunların aksine kişi güne iyi başlayacağını düşünürse gününün iyi geçmesi işten değildir. Kişi belki otobüsü kaçırabilir ancak belki de bu sayede yoldan geçen arkadaşının arabasına binmesine neden olacaktır. Çalışma arkadaşları ile iyi bir hava oluşturup çok sağlıklı fikirler yaratacaktır. Eve döndüğünde çocuklarını kavga ediyorken görmek aslında kendisinin yetiştirme kabiliyetini göstermesi için mükemmel bir fırsat olacaktır. Eşinin yaptığı çorbanın çok kötü olması belki de en sevdiği pizzayı sipariş etmek için güzel bir bahane haline gelecektir.

Kendini gerçekleştiren kehanetin ve pozitif tutumun iyi anlaşılması kronik ağrıların giderilmesinde, panik atak ve anksiyete bozukluğu gibi hastalıkların tedavisinde de yardımcı olmaktadır. Bu nedenle yıllardır Polyannacılık olarak anılan ve çoğu kez küçümsenen tutumun kişinin sağlığına kadar her şeyine faydalı olacağını görmemek çok akılcı olmayacaktır. Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa