Bizi en çok etkileyen, kişilerin ihtiras uğruna
boyundan büyük işlere girişmesidir. Şahidiz ki,
çokları kendi işine bakacağına, kendi boyunu
aşmasına rağmen, başkasının işine karışıyor,
kendisi yapmaya kalkışıyor. Sonra da olanlar oluyor. Mesela 60 yıldır sık sık şahit olduğumuz bir olay:
Vatan savunması için beslediğimiz gözbebeğimiz ordunun içinden sık sık cunta heveslileri çıktı, boyundan büyük işlere kalkıştı, başımıza ne çoraplar örüldü! Toplum mühendisliğine soyunup her şeye müdahale etmeye kalkıştılar, olanlar oldu. Vatan savunmasına odaklaşacaklarına politikaya soyundular, bilmedikleri, ihtisas sahalarına girmediği için, ne yaptıklarını bilmedikleri için toplum olarak çok büyük darbeler aldık.

1980’de, 1997’de boylarından büyük işlere kalkışmasalar da, kendi görevlerini yapsalardı, o manevi ve maddi kalkınma sürdürülebilseydi nerelerde olurduk? O sanayileşmenin önünü keseceklerine, görevlerini yaparak destek verselerdi, bu uzun yıllar kayıp hanemize yazılır mıydı?

Mesela çapsız politikacılar!
Dünya siyasetinden anlamaz, ekonomi bilmez, sanayileşmenin kıymetini idrak edemez, maneviyatın değerini kavrayamaz, ufku, geleceği fark edemeyecek kadar dar kalmış birçok politikacı! Bunlardan neler çekti bu memleket neler!

Doktor ise doktorluğunu, mühendis ise mühendisliğini, muhasebeci ise hesaplarını yapmaya devam edecek yerde, illa şan şöhret kazanmak, illa milletvekili olmak, illa sağa sola hava atmak, yüksek maaşlar almak veya akçeli dümenler çevirmek için seçilmeyi kafasına koymasaydı da, bu işlerin erbabının seçilmesi için çaba sarf etseydi, nerelerde olurduk? Hayır illa lidere dalkavukluk ederek seçilecek, nasıl ve nereden oluşturulduğu pek de belli olmayan parti politikalarını yürütmek için liderin işaretine göre el kaldır, el indir olarak devrini tamamlayacak.

Devlet fabrika kurmaz; el kaldır, kaldıracak!
Mevcut fabrikalar satılıp sonra yıkılacak; el kaldır, kaldıracak! Avrupa Birliği için şu ahlaka aykırı düzenlemeler yapılacak; el kaldır kaldıracak!

Çapsız ve işin ehli olmayan kişilere görev verilecek;
EL KALDIR KALDIRACAK!
Sorgulama yok, düşünme yok, muhakeme yok;
el kaldır kaldıracak, kaldırma, kaldırmayacak!
AMA OLAN ÜLKEMİZE OLACAK.
Söyleyin Allah aşkına, bunlar boylarını aşan bu işlere kalkışmasaydılar, iyi bildikleri mesleklerini yapmaya devam etseydiler, bu kadar yılımızı kaybeder miydik?
Maliye tahsili görmüş, ama en ufak bir işletmeyi yönetmemiş, tecrübe yok, usul, erkân bilmez. Gel buraya direksiyona otur, devletin mali politikalarını oluştur, yönet! Kaç yılımızı kaybettirdiler, ne kadar bedeller ödedik, kimlere rezil rüsva olduk, hangi değerlerimizi yok pahasına elden çıkardık?

Gazetecilik okumuş mu, okumamış mı belli değil.
Her olayı “ben bilirim” havasında. Kalemi kiraya vermiş. Köşesinde ahkâm keser. O televizyon, bu televizyon dolaşır. Millet de bu herif bir şeyler biliyor diye gösterdiği yönde tavır takınır. Kasıntı, kuruntu, alçak dağları yaratmış pozlarında, toplumu az mı etkilediler bu tipler? Ama ülke çıkmaza sokulduğunda da, “ben dememiş miydim” edasında yine zeytinyağı gibi üste çıkan, yanar döner tıynetli bu zır cahiller yüzünden kaç yılımız heba oldu?

Kendini pazarlamak için ayak ve çanak yalayanlar mı ararsın, başka partiye yamanabilmek için parti kuranlar mı ararsın, daim arkaya dolanıp 2 puan kapmanın fırsatını gözleyenler mi ararsın, hüllecilik yapıp köşeleri ele geçirenler mi ararsın, paralı müritleri eliyle kendi kerametlerini pazarlayanlar mı ararsın, soyadını ranta çevirmek için yırtınanlar mı ararsın, ibadet ve ticareti ihanetleri için pervasızca kullananlar mı ararsın, bir şey biliyorum zannederek her gün oyuna getirilenler mi ararsın, fasulyeden prof. ünvanını kapıp kendini ağırdan satanlar mı ararsın ? 70 yıllık ömrümüzde nelere şahit olduk nelere !
Kardeşim bu ülke durup dururken
bu kadar zaman kaybetmedi.
Birçok kişinin ihtirasını kullanarak
çelme takıldı ve halen de o vaziyetteyiz.

İhtiraslarımızı doğru yönde
Gayrete çevirebilsek var ya!

KENDİN OL
Yüke girme sakat bir belle,
Kaldırma gücünü iyi belle;
Güreş tutma zayıf bir kolla,
Yapabileceğin işleri kolla.