Bir FETÖ projesi olduğu söyleniyordu. Dinlerarası diyalog veya ılımlı İslam gibi safsataların.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra bunların rafa kaldırıldığını, bunları yürütmek için kandırılmış bulunan iktidarın da aklının başına geldiğini düşünüyorduk. 

Ne kadar yanılmışız.

Bu sapık görüşleri savunup yaymak isteyenler, belki daha öncesi de aynı fikirdeydiler ama sesleri çok kişinin duyamayacağı kadar yavaş çıkıyordu, temkini elden bırakmıyorlardı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın çıkıp o talihsiz cümleleri kurması, bunların önünü açmışa, seslerini yükseltmek için büyük bir cesaret vermişe benziyor. Önce bunlara cesaret veren Sayın Cumhurbaşkanının sözlerini hatırlayalım:

“İslamın güncellenmesi gerekir. 14 asır önceki İslami hükümleri tutup bu güne uygulayamazsınız” Sonra da sözcüleri vasıtası ile bu hatalı sözlerin tavzihini yapar gibi oldu. “Bu sözleri ile Cumhuırbaşkanımız ictihat ve yorumları kasdetmiştir.”

Eli kalem tutanlar hemen hesabını yaptı. 2018 yılındayız. Bu günden 14 asırı, yani 1400 seneyi çıkarırsanız 618 senesini bulursunuz. Ki bu Asrı Saadet’in tam ortasıdır. Asrı Saadette ise ne ictihad vardır ne de Peygamberimizden başkasının yorumu.

İşte bu talihsiz sözlerden cesaret alan bazı Ilımlı İslamcılar zehir kusmaya başladılar. Bunlardan birisi de Mustafa İslamoğlu isimli, kendisini “müfessir”, “muhaddis” ve “fakih” rolünde gören şahıstır. Belki daha önce bu kadar sesi çıkmıyordu da , etrafına toplanan birkaç yüz kişi onun gerçek niyetini anlayamıyordu. Şu zehirli cümlelerine bakar mısınız?

“Hadis Usulü” adını verdikleri ilim, “yalan usulü” demektir. “Yalan söylemenin usulünü öğretiyorlar”

“Ebu Hüreyle! Ah Ebu Hüreyle! Melanetini kusmuş. Hadis diye yalan söylemiş. Yahudiliği dinimize sokmuş!”

Tüylerim diken diken oldu. Yaklaşık 12-13 asırdır belki sayıları onbinleri bulan hadis ve hadis usulü ile ilgilenmiş bulunan üstad ve öğrencilerin tamamı yalan söylemek için usul uydurmuşlar. Hadis, yani Sünnet diye bize gelenler yalandan ibaretmiş.

En çok hadis rivayet eden, Efendimizin iltifatlarına mazhar olmuş bulunan, Suffe öğrencilerinin başında gelen, kendisinden, Aşerei Mübeşşere, dahil, Hulefai Raşidin dahil, Eba Eyyub El Ensari dahil bir çok seçkin sahabi ve tabiinin hadis rivayet ettiği, çok hadis rivayet etmesini “acaba mı” diyerek test etmek maksadıyla o daha hayattayken defalarca soruşturup samimi ve doğru olduğu tescillenmiş bulunan bir Ebu Hüreyre’ye galiz bir şekilde hakaret etmek.

Öyle ya! Önce Efendimizin etrafındaki en seçkin sahabeleri bir bir ayıkla. Sonra sünneti toptan yok say. Sonra, Kuran’ın lafız olarak Allah’ın sözleri olmadığını, zaten imanı pamuk ipliğine bağlı olanların kafasına sok. Sonra da bir şekilde cihad ve ahkam ayetlerini ayıkla. Al sana Ilımlı İslam.

FETÖ hayatımızdan çıkarılmamış. FETÖ’yü çoğaltıp içimize salmışlar.

Bu Kur’an ve Hadis düşmanları elbette muvaffak olamayacaklar. Bu kadar gerçek ilim adamı, ilmi olarak bunların hakkından elbet gelecek. Ama yukarıda İktidar mensupları bunları cesaretlendirmek için çalışmamalılılar. 

Büyük vebal altında olduklarını görmeliler.

Bunun gibi milleti zehirlemeye çalışanların etrafındaki Müslümanlar da uyanmalı ve kendilerini bu sapıkların etkisinden kurtarmalıdırlar.

ILIMLI-İLİMLİ

İlimli İslam mı?

Baş üstüne!

Ilımlı İslam mı?

Bas üstüne!

Ekrem Şama