İKRA
Ramazan ayı bitmek üzereydi. Gecelerden Kadir Gecesi sabahı. Nur Dağı’nın tepesinde Hira Mağarası, mağarada Hz. Muhammed (S.A.V).
-Gecenin sabahında Resulün karşısında vahiy meleği… Ve o ilk ayeti getirdi: ‘OKU’. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, titremeye başladı, ben okumayı bilmem ki dedi.
Cebrail A.S, O’nu sımsıkı sarstı ve yine ‘OKU’ dedi. O yine ben okumayı bilmem ki deyince, Cebrail A.S:
-Yaratan Rabbin adıyla oku!
-İnsanı bir kan pıhtısından yarattı!
-Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
-O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.
(Alak Suresi 1-5)
Ve böylelikle ilk emir geldi Oku! Neden ilk emir okumak?.. 
Çünkü her şey okumak ile başlıyor. Eğer okursak öğrenmeye başlarız doğruyu yanlışı. Hayatımızın yaşadığımız andan ibaret olmadığını. Acılarımızın, zorluklarımızın, mutluluklarımızın geçmiş insanlarla ortak olduğunu görürüz.
Okuduğu kitapla geçmişe dokunabiliyor insan. Bir bakmışsın ki 17. asır Rusya’sındasın bir bakmışsın M.Ö 13. yüzyılda Musa A.S ile Tur Dağı’ndasın veya gözlerini kapatmış uzayda gezindiğini hayal edebiliyorsun.
Böylece değişim içten başlıyor.
Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi diye sorarlar hep. Evet çok gezen daha kalıcı öğrenir ama okuyarak yüzeyden derine çok daha rahat inebiliriz.
Ama günümüzde insanlar yeterince vakit ayırmıyor. Herkes de aynı cümle vaktim olsa okurum.
Oysa okumak için saatlere gerek yoktur. Günde birkaç sayfa okuyacağımız kitap bile bize çok şey katabilir.
Bunu da biraz tv, biraz telefona ayıracağımız zamandan yapabiliriz. Ve bunun için her anı değerlendirebiliriz. Evde, işte, molada, serviste, arabada. Bazen okuduğunuz için eleştiri alabilirsiniz, okuduğundan ne anlıyorsun, okuyunca ne oluyor gibi söylemlere aldırmayın.
 
 Önceden insanlarımız kitaplara erişemiyordu. Küçüklüğümden hatırlıyorum, seyyar kitapçılar gelirdi ve rahmetli babaannem onlardan kitap alırdı. Ama o zaman yazar seçme, yayınevi seçme şansları yoktu.
  Oysa şimdi, internet ortamından, kırtasiyelerden, kitapçılardan ve kütüphanelerden temin etmemiz çok kolay. İstediğimiz yazarı, istediğimiz konuyu, istediğimiz yayınevini seçme şansımız var.
  O yüzden bizden önceki insanlardan çok daha şanslıyız. Biz bu fırsatı değerlendirip bol bol okumalıyız.
  Nacizane tavsiyeler: Sürekli kullandığınız oda da kitaplık veya kitaplar bulundurun. Bu sizi okumaya teşvik ediyor.
  Sürekli yanınızda kitap olsun, ansızın her şeyden sıkılıp açıyorsunuz sayfaları. Kendinizi şartlayın sıkılsam dahi bu kitabı (gün, hafta, ay) şu tarihe kadar bitireceğim diye.  
  Birde her tür okuyun din, bilim, tarih, roman, felsefe, biyografi. O zaman tüm bakış açılarına ve hayatın tüm renklerine dokunabiliyorsunuz… Karşıt fikirleri okuyun, size zıt gelenleri. 
Hediye gelen kitaplara asla hayır demeyin. 
Bol bol kitap hediye edin. 
-Ve birkaç kitap tavsiyesi:
-Son Peygamber Hz. Muhammed (Muhammed Ebu Zehra), siyer. 
-Ahirette 45 gün (M. Ali BULUT), mistik roman
-Uçurtma avcısı (Khaled HOSSEİNİ), roman. 
-Uzaktaki yakın (Nurdan ÖZYILMAZ), otobiyografi. 
-Kur’an ve Kılıç (Tufan GÜNDÜZ), tarih. 
Okuyan nesil olmamız duasıyla
       Fatma ÇOLAK