Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur bugünkü yazısında  Sedat Peker‘in iddiaları üzerinden Mehmet Ağar ve oğlun AKP Milletvekili  Tolga Ağar'ın Bodrum’daki marinaya nasıl sahip olduğuna dikkat çekti.

Üç video yayınlayan ve çeşitli iddialarda bulunan Sedat Peker’in videolarının milyonlarca kez izlendiğini belirten Yıldıray Oğur, “Sedat Peker, soruncaya kadar kimsenin aklına Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı yapmış Mehmet Ağar ve oğlunun hangi parayla Bodrum’daki milyar dolarlık marinanın sahibi olduğu sorusunu sormak gelmedi. Siyasetçilerin ricasıyla mafyaya daha kaç insanın dövdürüldüğünü de bilmiyoruz. Aslında Peker de bunları bize anlatmayı pek düşünmüyordu” diye yazdı.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına işaret eden Oğur, “Bakanlık özetle diyor ki, bir ara iktidarı desteklerken kendisine dokunulmamış olmasının sebebi “iş insanıyım, bu işlerden çekildim demesiymiş.” Ama sonra “yine organize suça yönelik faaliyetleri tespit edilmiş” ve operasyon yapılmış. Organize suçun bile suç olup olmadığının iktidarı destekleyip desteklememekle değiştiği bir ülkede bir iktidarın organize suçla mücadele ettiğine kim inanır? Böyle bir ülkede yurtdışına gitmiş Sedat Peker’in videolarının milyonlarca kez izlenmesine neden şaşıralım. Üstelik anlattıkları dizi değil…” ifadelerini kullandı.

Üç videonun ardından İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan tuhaf üsluplu açıklama bunun ilk habercisi.  
Açıklamanın özellikle şu bölümü üzerinde konuşulmayı hakediyor:

Güvenlik güçlerimizin ağır saha baskısı karşısında, bu yapılara mensup kişiler, dönem dönem “örtüleme yöntemi” olarak adlandırdığımız bir yöntemle kamuoyuna “faaliyetlerinden uzaklaştığı” izlenimini vermek isterler. Ancak bu konudaki hedeflerimizi ısrarlı takibimiz, bu örtüleme adımlarına rağmen devam eder.  Hakkında Kırmızı Bülten talep edilen organize suç çetesi sözde yöneticisi S.P., dönem dönem çeşitli iletişim mecraları aracılığıyla “iş insanıyım, bu işlerden çekildim” demesine rağmen, yine organize suça yönelik faaliyetleri tespit edilmiştir. Konu adliyeye sevk edilmiş ve neticesinde bu süreç, operasyona dönüştürülmüştür.  Anılan kişinin, yurt dışından sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği yayınlardaki iftira ve ithamları, güvenlik güçlerimiz ve devletimiz üzerine yeni bir organize suç faaliyeti olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, anılan kişi ülkemize getirilip adalete teslim edilinceye kadar sürecin takibi sağlanacaktır.”

Yani Bakanlık özetle diyor ki, bir ara iktidarı desteklerken kendisine dokunulmamış olmasının sebebi “örtüleme yöntemi” ne başvurması “iş insanıyım, bu işlerden çekildim demesiymiş.”

Ama sonra “yine organize suça yönelik faaliyetleri tespit edilmiş” ve operasyon yapılmış.

Peki, bu “örtüleme yöntemi” kullandığı “dönem dönem” ne zamanmış?

Herhalde hapiste olduğu 2014 öncesinden bahsetmiyor bakanlık. 

Peki 2014’den sonra suç örgütünü neler yaparak örtülemiş olabilir? 

Mesela 2014’de eski milletvekili Fevzi İşbaşaran, Cumhurbaşkanı’na hakaretten gözaltına alındığı karakolda Peker’in avukatının saldırısına uğrayınca Sedat Peker, “Avukatım dün gece saat 02:00'da Taksim Polis Karakolu'na avukat olarak gitmiş, Elazığ eski milletvekili Fevzi Başaran ile avukat olarak görüşme yapmıştır. Bulundukları odada yalnız oldukları bir anda Fevzi Başaran kafasını duvarlara vurmak suretiyle kendisini yaralamış, avukatım Barbaros Aslan hakkında kendisini darp ettiği iddiası ile şikayette bulunmuştur” diye dalga geçmişti. 

Bu “şaka”sı o gece iktidara yakın gazeteciler ve siyasetçilerin çok hoşuna gitmişti. 

2015 Kasım seçimlerine giderken Rize Cumhuriyet meydanında binlerce kişinin katıldığı bir miting düzenlemiş, mitingde "Türkiye’nin kaderiyle Recep Tayyip Erdoğan’ın kaderi birlikte devam ediyor. Recep Tayyip Erdoğan’a diz çöktürülürse, bu devlete de diz çöktürürler” diyerek AK Parti’ye oy istemiş,  akademisyen bildirisini imzalayanları “oluk oluk kan akıtacağız, kanlarına duş alacağız” diye tehdit etmişti. 

2016 darbe girişiminden sonra demokrasi nöbetlerine katılmıştı. 

2017’de Milliyet gazetesinin verdiği yılın iş insanı ödülünü almıştı.

2017 referandumunda video çekip “Aslan kardeşim, mesajını aldım. Gazete patronlarının, basın kuruluşu sahiplerinin geçmişte olduğu gibi elleri cebinde pijamalarıyla liderlerimizi evlerinde karşılayamaması için, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı olduğumdan dolayı mutlaka ‘Evet’ diyeceğim. Tüm dünya mazlumlarına umut olmuş bir Türkiye’nin, koalisyon hükümetlerinin elinde çürümemesi ve o ulusların da umutlarını kaybetmemesi adına mutlaka ‘Evet’ diyeceğim.

15 Temmuz’da Fethullahçı Terör Örgütü’nün üyelerine karşı nasıl ki sokaklarda olduysak, referandumu yapmamak adına sokaklara çıkan birileri olursa, onları sokaklarda bekliyor olacağımızı şimdiden özellikle söylemek isterim. Sırf bunun için bile ‘Evet’ diyeceğim. Kardeşlerim, dostlarım ben varım. Sizler de var mısınız?” demiş, büyük tezahüratlarla alkışlanmıştı.

Düğünlerde Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirmiş, AK Partili siyasetçilerle sık sık bir araya gelmiş, iktidara yakın yeni zengin, dar paçalı, lüks arabalı gençlerden onunla buluşup fotoğraf çektirmeyen kalmamıştı.

Hakkında çıkan iddialara direk iktidara yakın gazetelerdeki köşelerden, iktidarı destekleyen troll hesaplardan cevap verilmiş, ne kadar vatansever olduğu yazılmıştı.

Meğerse bunların hepsi bir örtüleme yöntemiymiş. 

Ama ne zaman bizim bilmediğimiz nedenlerle yurt dışına çıkmak zorunda kaldı, ne zaman kameraların karşısına geçip iktidarı eleştirmeye başladı o zaman örtü tekrar indi ve devletimiz de böylece tekrar suç örgütü lideri olduğuna kanaat getirdi.

Ama anlattıklarına deli saçması deyip geçemedikleri için İçişleri Bakanlığı, savcılıklar, jandarma üst üste açıklamalar yapıyor. Hatta yine Peker söylemese bilemeyeceğimiz başka yöntemlere başvurulmuş, konuşmaya başlayınca ATV’de dizilere karakterler bile sokulmuş, en son Zizek’le butch lezbiyenler üzerine tartışırken hatırladığımız tipler, ona aracılar göndermiş. 

Organize suçun bile suç vasfının iktidarı destekleyip desteklememekle değiştiği bir ülkede bir iktidarın organize suçla mücadele ettiğine kim inanır?

Görünmeyen, bilinmeyen, gayri meşru aktörlerin bu kadar güçlü olduğu, operasyonlar çektiği, suç örtbas edip, karakola adam çektirdiği, karakolda adam dövdürdüğü bir ülkede haberleri Sedat Peker’den izlemek niye saçma olsun? 

Böyle bir ülkede Sedat Peker’in yurt dışında çektiği videolardan yaşadığı ülke hakkında bilgi sahibi olmaya çalışan milyonları kim kınayabilir?

Haber alma hakkı anayasal bir haktır.

Dördüncü bölüm ne zaman yükleniyor?