Parti Kuran Abdullah Gül Değil, Ahmet Davutoğlu

Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğurluoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül parti kurma hazırlığı içinde olduğu iddialarına yeni bir bir boyut kazandırdı. Orhan Uğurluoğlu, Yeniçağ gazetesinde şu başlıkla yazdığı MİT, Emniyet, Seçim" yazısında çarpıcı iddia ve yorumlarda bulundu.

Daha önce konuya ilişkin yazan Abdurrahman Dilipak'ın yazısında bir yanlışlık olduğunu aktaran Uğurluoğlu, ''Türkiye'de yeni bir siyasi parti kurulma hazırlığının var olduğunu ancak Abdullah Gül'ün bu çalışmanın içerisinde olmadığını'' yazdı.

Uzun süredir gündemi meşgul eden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün parti kuracağı iddialarının doğru olmadığını savunan Uğurluoğlu, yeni parti kurma hazırlığının Ahmet Davutoğlu liderliğinde olduğunu ileri sürdü.

Ahmet Davutoğlu'nun siyasi kariyerini ele alan ve Kasım 2015 seçiminde % 49.4'lik oy oranı ile AK Parti tarihindeki en yüksek oya Davutoğlu'nun ulaştığını kaydeden Uğurluoğlu, AK Partili siyasetçinin bu başarısının cezalandırıldığını ileri sürdü.

Yeniçağ yazarı Orhan Uğurluoğlu, Ahmet Davutoğlu'nun yaklaşık 3 yıldır Türkiye'yi gezdiğini ve yeni parti kurma istişarelerinde bulunduğunu idda ederek şunları dile getirdi; ''Ancak bu başarısı cezalandırıldı.

Recep Tayyip Erdoğan tarafından ve seçim başarısından 6 ay sonra 5 Mayıs 2016 günü, "4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarurettir" şeklinde bir açıklama yaparak AK Parti'yi 22 Mayıs 2016'da yeni Genel Başkan seçimi yapması için Olağanüstü Büyük Kongre'ye çağırdı.

Kongrede Davutoğlu'nun yerine AKP Genel Başkanlığına ve Başbakanlığa Erdoğan tarafından Binali Yıldırım atandı.

En önemli iki suçlama o tarihte Davutoğlu'nun görevden alınması için şöyle öne sürüldü:

-AKP il kongrelerinde kendi delegelerini oluşturarak partiyi ele geçirmeye çalışması…

-Erdoğan'ın Başkanlık Rejimi için istediği Anayasa değişikliğine karşı çıkması…

İşte bu görev değişikliğinden bu yana yani yaklaşık 3 yıldır Davutoğlu Türkiye'yi adım adım geziyor, yeni bir parti için istişarelerde bulunuyor.

Ankara'da da sürekli kullandığı bir karargahı var. Bu arada şunu da vurgulayayım ki Erdoğan'ın yaptığı hatalar ve olumsuz söylemleri algı operasyonu ile Davutoğlu'na mal ediliyor…

İşte bu gelişmeler AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da çok rahatsız etti.

Ordu'da gerçekleşen aday tanıtım toplantısında konuşan Erdoğan şunları söyledi:

"Siyasetin bir hasbiliği vardır. Hem de hesabiliği vardır. Hasbilik işte ideal olanıdır. Hesabilik, menfaat çetelerinin hakim olduğu yerdir.

Ne çektiysek hesabi olanlardan çektik. Ve onlar hep gölgelediler, hep lekelediler ve onlarla da yol yürüyemedik.

Onlar yol ve dava arkadaşı olmadılar, yolda bıraktılar. Kimler olabileceğini biliyorsunuz.

Yola çıktık, milletvekili oldular, belediye başkanı oldular, bakan oldular, ama trenden indiler. Trenden inenler de bir daha zaten bu trene binemediler ve binemeyecekler."

Erdoğan'ın bu sözlerinin en önemli hedefi eski Başbakan Davutoğlu'dur.

Dilipak'ın "5 - 5 - 55" formülünde de hata vardır.

Çünkü Davutoğlu'na yakın insanlar, "Asla doğru değil, Türkiye genelinde yeni yepyeni bir oluşum için çaba gösteriyor Sayın Davutoğlu. Ne tek bir milletvekilinin transferi için hedefi var ne de Mayıs ayının 5. Günü harekete geçeceği doğru" dediler.

Peki, hedefi nedir Davutoğlu'nun.

Davutoğlu'nun hedefi, 2023'de ya da daha erken bir tarihte Cumhurbaşkanlığı seçimidir.

Bu seçime kadar da yeni bir parti kurma hedefi vardır çünkü cumhurbaşkanı seçilebilmek için ülke genelinde teşkilatmış bir partiye ihtiyaç vardır.

Nasıl bir parti derseniz onu da söyleyeyim.

AKP'nin 16 yıllık hatalarını yapmayacak bir parti, halkı ötekileştirmeyecek bir parti, geniş bir siyasi yelpaze altında yeni yepyeni isimlerin olacağı bir parti, halkın sorunlarına çözümleri olan bir parti olarak şimdilik özetleyeyim.

MİT AKP'ye çalışır mı?

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ordu'da söylediği şu cümlesi her nedense özgür gazetecilerin de muhalefetin de dikkatini çekmedi.

"Şu ana kadar önümüze konan bütün adayları, gerek MİT gerek emniyet istihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik…"

AKP'nin belediye başkan adaylarını MİT tepeden tırnağa inceliyor.

"Vay anasına sayın seyirciler" bunu da gördük sonunda.

Milli İstihbarat Teşkilatı sanki AKP'nin istihbarat birimi olmuş…

Adalet Bakanlığı'nın Adli Sicil Genel Müdürlüğü tarafından verilen "temiz kağıdı" yeterli olmamış da MİT görevlendirilmiş.

Nasıl oluyor derseniz işte bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde oluyor.

MİT kime bağlı?

Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a…

Devletin istihbarat örgütü işte bu tek adam rejimi ile AKP'ye de bağlandı ki belediye başkan adayları için tek tek "tepeden tırnağa" araştırma yapıyor…

AKP Genel Başkanı Erdoğan, "gerek MİT gerek emniyet istihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik…" diye itiraf ediyor.

Şimdi Soner Yalçın'ın 24 Haziran seçimleri sonrasında 3 Temmuz 2018'deki yazısına dönelim.

Sözcü ve ODA TV'deki "Polise seçimde gizli görev" başlıklı köşe yazısında Yalçın şunları vurguladı:

-Polislerin seçim sonuçlarını bildirme gibi yasal görevleri yok!

-Polislere yasadışı-gizli görevi kim verdi?

Efendiler, 24 Haziran seçimleri için "kurgu seçim" yazdığımı da hatırlarsınız.

İşte AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, ""Şu ana kadar önümüze konan bütün adayları, gerek MİT gerek emniyet istihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik…" itirafını bu gelişmeler paralelinde düşünmeniz gerekli.

Görülüyor ki 31 Mart Yerel Seçimi için MİT ve Emniyet çoktan görevlendirilmiş ve kolları sıvayıp çalışmaya başlamış bile…

Uykuda mısın nazlı yârim, uyan, uyan....''