Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, TV5 Ana Haber yayınına katılarak Mustafa Deniz’in “Barış Pınarı Harekâtı”na dair sorularını cevapladı. Sözlerine, Mehmetçik’e başarılar dileyerek başlayan Yalman, “Suriye’ye yapılan harekâtın millî bir mesele olduğu hepimizin malûmudur” dedi. Yalman, sözlerine şöyle devam etti:

"SURİYE'DE KURULMAK İSTENEN DEVLET, BOP'UN BİR PARÇASI"

“Sözlerimin başında şunu ifade etmem lâzım: Ne iktidarda bulunanlar ya da destekçileri, ne de muhalefette bulunanlar ya da destekçileri, bu harekâttan lehte veya aleyhte prim toplamaya çalışmaması lâzım. Bunu özellikle Saadet Partisi olarak biz istiyoruz, temenni ediyoruz. Zaten bizim söylemimizde hep, mutlaka istişarelerin yapılması, görüşmelerin yapılması, diyalogların kurulması şeklindeydi. Bunu, özellikle böyle bir hadisede tabi ki daha çok temenni ediyoruz.

Türkiye, 2002 Irak Tezkeresi’nden bu tarafa Ortadoğu’da birtakım yanlışlar tabii ki yaptı. Suriye meselesinde de, Irak meselesinde de Libya meselesinde de yanlışlar oldu; ancak bu yanlışların neticesinde zarurî bir harekât ortaya çıkmış oldu. Biz, bu harekâtı elbette ki terör sıkıntısının başımıza getireceği gaileleri def etmek için yapıyoruz. Yapılması gerektiğine de inanıyoruz; ancak şunu sözlerimizin başında ifade edelim ki, burada ne Amerika ne de İsrail, bir Kürt devleti kurulmuyor. Bir Kürt devletinin kurulmasını istemiyor. Bunu Kürt vatandaşlarımızın da iyi bilmesi lâzım. Orada Amerika’ya maşa olacak, jandarmalık yapacak, İsrail’e koridor açacak bir devletin kurulma çalışması var; Orta Doğu’nun kan revan haline getirilmesi… Büyük Orta Doğu Projesi’nin hedefi de budur zaten. İsrail’in “Arz-ı Mev’ûd”unun gerçekleştirilmesine yönelik adımlar bunlar. Bunu herkesin bilmesi lâzım. Yani sadece Türkiye’deki vatandaşlarımızın değil Suriye’deki Müslüman kardeşlerimizin de, Kürt kardeşlerimizin de yahut da Irak’taki, Suud’daki, her neyse, bütün Dünya’daki insanların bunu bilmesi lâzım. Yani burada hedef, ‘Bir Kürt devleti kuralım da onların da bir devleti olsun’ değil. Böyle bir niyeti yok. Asla olmamıştır şimdiye kadar da zaten.”

"ABD'NİN İPİYLE KUYUYA İNİLMEZ"

Türkiye’nin uzun zamandan beri ABD’nin ipiyle kuyuya inmeye devam ettiğine işaret eden Yalman, bunun bir yanlışlık olduğunu ve Suriye’de meydana gelen olayların temelinde de bu yanlışlığın olduğunu ileri sürdü. Yalman, sözlerine şöyle devam etti:

“ABD ile ‘güven’ kelimesini yan yana koyamazsınız. Hele hele ABD Başkanı Trump’la ‘güven’ kelimesini hiçbir zaman yan yana koyamazsınız. Uluslararası arenada hatta Avrupa Birliği, hiçbir zaman Türkiye ve İslâm dünyasının yanında olmamıştır. Bunun bilinmesi lâzım. Dolayısıyla bu hareketi organize ederken buna iyi bakmak, bunu iyi değerlendirmek lâzım. Bu yüzden, olayları incelerken, değerlendirirken, sadece sonuçlara bakmamamız lâzım; sebepleri irdelememiz lâzım. Hastalığın teşhisini korsun, sonra ilâç yazarsın. Sebepleri bileceksin de sonuçları ona göre değerlendireceksin. Dolayısıyla burada biz, ister Irak harekâtında meydana gelen olayları dikkate aldığımız zaman, isterse Suriye ile ilgili meselede dikkate aldığımız zaman, yüz kere gördüğümüz gibi, ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez ve Amerika’dan bize dost olmaz.”

"TÜRKİYE, SURİYE İLE MUTLAKA İŞ BİRLİĞİ YAPMALI"

Bu yaklaşımın “Amerika’ya savaş ilân edelim” anlamına gelmediğinin altını çizen Yalman, “Ama biz, millî menfaatlerimizi dikkate alarak adımlar atmak mecburiyetindeyiz” dedi.

Yalman, Türkiye’nin doğrudan Beşşar Esad’la değilse bile diplomatik kanallarla mutlaka Suriye ile iş birliği yapması gerektiğini; Suriye’ye de, Irak’a da, İslâm dünyasına da zarar verecek bir devletin kurulmaya çalışıldığını anlatıp, PYD / YPG ile birlikte mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Yalman, geçmişte Esad ve Suriye hakkında söylenen sözlerin, şimdi diyalog kurmayı zorlaştırdığını da kaydetti.