Fotoğraf icat olalı yaklaşık 1,5 asır oldu. Fotoğrafın dünya siyasetine yön veren bir rolü her daim olmuştur. İnsanlık tarihinin aklına kazınan asırlık fotoğraflar vardır. Bu kareler bir savaştan, tarihi bir andan, bir cenaze töreninden, bazen de bir felaket anı ya da sonrasından tek bir deklanşör dokunuşuyla ölümsüzleşmiş ve dünya belleğinde yer edinmiştir.

https://amp-onedio-com.cdn.ampproject.org/ii/w68/s/amp.onedio.com/share.svg

Tam 2 yıl önce, yine bir fotoğraf karesi üzerinden bir analiz yapmıştım. 2-3 gündür twitter’da TT olan bir fotoğraf var. Diyarbakır’ın yeni atanan Valisi Münir Karaloğlu’na ait... 

Fotoğraf anın yakalanmasıdır. Saniyeden bile kısa zaman dilimini sonsuzluğa tahvil ediyor fotoğraf.
Bende bugünkü makaleyi Kilyos’ta iken yazıyorum. Gelmiş ve güneşle denizin güzelliğini görmüşken resimledim. Yani anı ifadelendirdim fotoğrafla. Çekilenin ve bazen çekenin aklından geçmeyen ama seyredenin zihnini yönlendiren tablolar fotoğrafın belki de en büyük sürprizidir.
Neredeyse hayatın her anının fotoğrafa tahvil olduğu günlerdeyiz. Neredeyse 24 saatimiz fotoğraf çerçevesine sığacak durumda. Hele ki İnsta, Face ve Twitter nasıl ki hayatımızın her anıysa, foto paylaşmakta en basit eylem halini aldı.

Dün de daha önce de gündeme gelmiş bir resim üzerinden, devletin Valisi, istihza konusu edildi, twitterda TT oldu. Takribi 10 yıldır Antalya’da muvazzaf olan Vali Münir Karaloğlu, Diyarbakır’a atandı. Milyon tane twite denk geldim desem yeridir.
Hepsi de istihza alay kokan cümlelerdi. Linç kadroları anında aktive olmuş, bir kare üzerinden Valiyi linç etmeye girişmiş, önüne gelen de bu kadroya dahil olmaktan imtina etmemiştir.
Çiçeği burnunda Diyarbakır’ın yeni Valisi pek de mevzuya dahil olmamış, daha önce adı üzerinden yapılan sair eleştirilerde gösterdiği apatiyi göstermekten imtina etmemiştir. Twitter ahalisinin  feveranına muhatap olmamıştır.

Hepimizin keyifli anları olmuştur. Lunaparkta, fuarda, sergide ya da Ramazan veyahut İstanbul Hatırası benzeri eğlencelerde muhakkak denk gelmişsinizdir. Ama padişah ama Kara Murat ama Rambo ama Türkan Şoray ya da Türk sinemasının güzellerinin kıyafetlerine sadece başımızı sokup resimlediğimiz çok olmuştur. 

Sonuçta anlık bir kare... “Hangimiz Sevmedik?” şarkısının mısraları gibi, “hangimizin ebleh, mutlu, şaşkın, komik ya da sert bir fotoğrafı yok ki?” diye soruyorum. Ve bir kişiyi, tek bir kare fotoğraf üzerinden bu kadar da ayıplamayın, diyorum.

İktidarı en çok eleştiren yazarlardanım. 1500’e ulaşan makale yazdım son 4 yılda. Bir ya da iki tane doğru hamlede iktidarı olumlamışlığım ya vardır ya da yoktur. Vali ataması ile iktidarın eleştirilmesini ya da yanlışlarının konuşulmasını yadırgamam. Lakin; tek bir kare üzerinden bir Valinin bu kadar itibarsızlaştırılmasına karşıyım. Karaloğlu başarılı bir Validir. Diyarbakır’a da hayırlı hizmetler sunacağını, halkın teveccühünü kazanacağını düşünüyorum.
Halka güleryüzünü esirgemeyeceğini sadece ben tahmin ediyor değilim. Buradan hareketle Valiye yeni görev yerinde başarılar dilerim.
İl merkezi, ilçe ve köyleri de dahil ettiğimizde 2-3 milyon civarı vatandaşımızın yaşadığı Diyarbakır’da, tek bir ferdin üzgün bir hizmete tabi olmamasını ümit ediyorum. 

Sevgili dost Selçuk Mızraklı’nın da kayyum ile yer değiştirmesi ve hapse mahkum edilmesinide daha önceki makalelerimde ayıplamış, kınamıştım. Oylarıyla Mızraklı’yı göreve getiren halkı kimsenin küstürmeye hakkı yoktur diyor ve o hamleyi tekrar ayıplıyorum. 

Bütün bu tartışmanın içinde keşke bu foto üzerinde koparılan fırtınanın, kalıcı bir barış halinin de resmini halkla içiçe çekebilseler ümidini taşıyorum.
Siyasetin tüm bileşenlerinin hangi görüşte olursa olsun sadece görüşlerini ifade ettikleri için yargılamaya tabi olmamalarının, Vali Karaloğlu ile Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın beraber çalıştığı günlerin özlemini çok beklememeyi dilerim. 

Siyasetin önünü tıkamayalım. Hep beraber büyüyelim. Herkesin anladığını hayal edenlerdenim. Kimsenin artık hiçbir siyasetçinin bu ülke siyasetinden uzak kalmasına tahammmülü yok. Siyasetçinin siyasetin tüm araçlarını kullanmaktan başka da çıkar yolu yok.
Resimde görülen bir neşedir. Neşenin önce Diyarabakır’ın tümüne ardından tüm Türkiye’ye yayılmasını diliyorum. Niyetler iyiliğe tahvil olmak zorunda ve biz bunu istemekle mesulüz.

Veysi Dündar 12.6.2020