HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, 14 Kasım 2005 yılında AK Parti iktidarı döneminde Lübnanlı Hariri ailesinin sahibi olduğu Oger Telecom'a satılan ve daha sonra kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle Türk bankalarına devredilen Türk Telekom'un Türkiye Varlık Fonuna (TVF) devredilmesine değindi.

Çok merak edildiğini belirten Fatih Altaylı, "Okurlar “Türk Telekom hikayesi nedir yazsanız da okusak” diyorlar bir süredir. Şirketin bir kez daha el değiştirmesi, Tansu Çiller’in açıklamaları falan derken herkes Türk Telekom’u merak etmiş belli ki!" dedi.

"Hikaye uzun, bu köşeye sığmaz, tefrika olur, yazı dizisi olur. Ama madem çok istediniz bir özet geçelim." diyen Altaylı Türk Telekom hakkında şu ifadeleri kullandı:

"1990’ların ortasında şirkete biçilen değer Türkiye’nin o günkü toplam dış borcu kadar hatta belki de fazla idi. (O sırada Türk Telekom’a biçilen değer 25-30 milyar dolar, Türkiye’nin toplam dış borcu ise 26 milyar dolardı.) Bu yüzden de herkesin iştahını kabartıyordu.

Bu işi yapmak 2005 yılında AK Parti iktidarına nasip oldu.

Fiyat 6,5 milyar dolardı ama iddialara göre şirketin kasasında 2 milyar dolar nakit vardı. İki yıl sonra peşin ödeme indiriminden de yararlanan Oger Telekom, borcunun 4,2 milyar dolarlık kısmını da Türk bankalarından aldığı kredi ile ödedi ve şirketin tamamının sahibi oldu. Sonrası ise tam bir rezalet.

Oger, Türk Telekom’un elindeki varlıkları, aslında kamuya ait olan ve kendisinde sadece kullanma hakkı bulunan gayrimenkulleri, Türk Telekom’un değerli bakır hat altyapısını satmaya başladı.

Eleştirilere karşılık “Modernleşiyoruz. Yatırım yapıyoruz” deniliyordu.

Ve sonuçta Hariri’lere ait Oger, Türk Telekom’un 13 yıl boyunca karını alıp gitti.

Sonunda tüm borçları Türk bankalarına yıkıp Türkiye’yi terk etti.

Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmuş, kuşun etlerini yiyip, kemiklerini bırakıp gitmişti.

Kimilerine göre Türkiye’nin bu işten toplam zararı 11, kimilerine 13 milyar dolardı.

Satışı yapan iktidar kanadı ise bunu yalanlıyor, ortada bir zarar olmadığını iddia ediyordu.

Türkiye şeffaflık liginde pek de üst sıralarda yer almadığı için tam gerçeği bilmek çok güç.

Ama son olarak anladığımız şu.

Sadece Türk bankalarının bu işten zararı 5 milyar dolar olmuş.

Memlekete toplam zararını ise muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz."