Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birçok parti çalışmalarını hızlandırırken yarış ta giderek kızışıyor.

İttifaklardaki partiler yavaş yavaş netleşirken bir yandan da yeni ittifakların kurulması gündeme geliyor.

Gazeteci Muharrem Sarıkaya da bugünkü yazısında, 6'lı ittifak olarak adlandırlan  Saadet Partisi,  CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve DP'nin önümüzdeki seçimlerde izleyeceği stratejiyi ele aldı.

Muharrem Sarıkaya'nın yazısı şu şekilde:

İLK CHP'nin etkin ve yetkin isimlerinden biri dile getirdi.

Ancak 6'lı masadaki hassasiyet, seçim yasalarındaki değişikliğinin o dönem gerçekleşmemiş olması, erken seçim ihtimaline yönelik verilerin bulunmasını göz önüne aldıklarının altını çizerek yüksek sesle kamuoyu önünde söylemekten kaçındığını da sözlerine ekledi.

Seçim yasalarındaki değişikliğin ardından kamuoyu önünde açıktan ilk dile getiren ilk kişi ise SP lideri Karamollaoğlu oldu.

Ancak DEVA Partisi öneriye soğuk yaklaştı, geçmişten gelen duruşunu değiştirmedi ve “Seçime kendi parti kimliğimizle gireceğiz” dedi.

Diğer iki seçeneği; yani "hiçbir ittifak içinde olmadan tek başına" seçime girmek ve "işbirliği içindeki partilerle ittifak halinde"sandığa gitmek seçeneklerine de kapıyı açık bıraktı…

Aslında kapısını açık bıraktığı ikinci seçenek, varılmak istenen modelin de özünü oluşturuyor.

SP lideri Karamollaoğlu'nun liderler turuyla yeniden hayata geçirilmesi için çaba gösterdiği model de buna dayanıyor.

40 İLDE ORTAK LİSTE

Modelin matematiği, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun dayattığı zorunluluklar dışında kalan alanlarda birlikte sandığa gitmek diye de özetlenebilir.

Çünkü Seçim Kanunu'na göre bir parti kendi kimliği ile sandığa gidecekse 41 ilde aday listesi çıkarmak zorunda.

Yani 81 ilin, 30 büyükşehri de kapsayacak şekilde, diğer 40 ilinde istediği gibi davranma özgürlüğüne sahip?

DEVA Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin’e bu durumu anımsatıp, "Diğer 40 ilde, işbirliği içindeki partilerle ortak liste çıkarmanız söz konusu mu?" diye sordum, yanıtı aynen şöyle oldu:

“Biz seçime kendi listemizle girme konusunda kararlıyız. Bugün için parti kurullarımızın aldığı karar bu yönde. Ancak büyük olasılıkla bu yıl sonuna doğru hükümet erken seçime gidecek. Çünkü hükümetin amacı sandık kurullarını istediği gibi düzenlemekti. Onu istediği gibi oluşturduğu için erken seçime gidecek gibi görünüyor. Bu durumda zaten tartışmanın anlamı yok, ittifak halinde seçime girmek mümkün olacak.”

“BAZI YERLERDE SP BİZİM LİSTEDEN GİRER”

Peki yeni kanun düzenlemesi ile seçimin zamanında yapılması durumunda 41 yer dışında kalan illerde ortak listenin söz konusu olacak mı?

Şahin net konuştu:

“Bu konuda parti organlarımızın bir kararı yok. Eğer artık oyların heba olmamasını sağlayacaksa ittifak modellerine açık olduğumuzu zaten baştan beri söylüyoruz. Bakarsınız bazı yerlerde SP bizim listemizden, bakarsınız diğer yerde biz SP’nin listesinden gireriz. Hangi sırayla olacağının önceden belirlenmesi gerekiyor. Ancak bugün için bir yol haritamız yok. Tek kararımız seçime kendi kimliğimizle katılmak.”

BÜTÜN İLLERDE GİRME KARARI YOK

Burada kalmayıp, teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin’e de bir başka konu üzerinde sohbet ederken aynı soruyu yönelttim.

Yanıtı farklı olmadı:

“Bütün illerde seçime girme karar altına alınmış değil. Süreçte bu konu ele alınabilir. Bizim bugün için kapattığımız kapı belli. Onun dışındaki opsiyonlar olabilir…”

Her ikisinin de vurguladığı gibi 41 ilde kendi listesinden girme kararı, diğer 40 ilde ortak liste, ittifak gibi modeller ile seçime girmesi DEVA açısından da uygun.

Bu iller de Anadolu’nun az sayıda milletvekili çıkaran seçim bölgeleri olması durumunda da ittifakın diğer üyeleri açısından sorun oluşturmuyor.

Milletvekili oy deposu olarak görülen 30 büyükşehri kapsayacak şekilde diğer 40 ilde ittifak içi ittifak veya üçlü ittifak diye isimlendirilen modellerin uygulanmasına kapı aralıyor.

Bu modeli 6’lı masanın diğer üyeleri de destekliyor.

CHP VE İYİ PARTİ DESTEĞİ

Özellikle CHP ve İYİ Parti yönetimleri, aday listelerinde elini rahatlatacağı için hararetle istiyor.

Sadece  Millet İttifakı bileşenleri de değil,  AK Parti  ve  MHP arasında da bu modelin Cumhur İttifakında da çalıştırılacağına yönelik sözler sıklıkla tekrar ediliyor.

Amaç  parlamento çoğunluğunu elde etmek olunca, yeni seçim kanunları ile sandığa gidilmesi halinde bunun ötesinde bir model ittifaklara fayda getirmiyor.

Çünkü alınan oyların milletvekili dağılımına uygulandığı D’Hondt modelde çok az bir oy dahi daha fazla milletvekili çıkarılmasına aracılık ediyor.

Kimse de bunu kaçırmayı arzu etmiyor.

HEM HAZİNE YARDIMI HEM DE ÇOK VEKİLLİK

Aslında geçmişte bu model, fermuar veya ortak liste adıyla veya farklı şekilleriyle çok kez uygulandı.

Son seçimde SP'nin hem kendi kimliği ile seçime girip, hem de CHP listesinden aday göstermesi ve milletvekili çıkarması da bu modelin 2018'deki en başarılı uygulamasıydı.

Bu sayede partiler kendi kimliği ile girdiği 41 yerde oyların %3'ünü aşmaları halinde Hazine yardımından yaralanma hakkını da kazanıyor.

Aynı zamanda büyük parti listesinden girdiği için daha çok milletvekili çıkarmayı da garanti ediyor, barajı geçemese dahi seçim sonrası  TBMM'de temsil edilebilme şansına ulaşıyor.

Bu da yeni kurulan partiler açısından en açından genel merkez masraflarını çıkaracak yardıma ulaşmasını sağladığı için de cazip görünüyor.

Ancak bir erken seçimin olup olmayacağı konusu netleşmeden de bugünden liste yapma yoluna gitmeyi en azından çok oy almış partiler arzulamıyor.

Çünkü bunun seçim çevrelerinde yeni bir küskünlüğe yol açacağını herkes görüyor.

Bütün bunlardan dolayı bugünden ileride uygulanabilecek model olarak uzlaşılmış bir düşünce olarak duruyor.