Türkiye’nin Suriye’de terör örgütlerine karşı Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmasının ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerginlikler devam ediyor.

Türkiye’nin askeri harekatına ABD Başkanı Donald Trump başta olmak üzere farklı kademelerdeki ABD'li yetkililerden Türkiye’ye karşı zaman zaman diplomatik nezaketi aşan açıklamalar geliyor.

Barış Pınarı Harekatı’nın sonlandırılması gerektiğine ilişkin yoğun bir diplomatik baskının ardından ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Türkiye’ye geldi.

ERDOĞAN VE PENCE GÖRÜŞMESİ DİPLOMASİ TARİHİMİZE GÖLGE DÜŞÜRDÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkan Yardımcısı Pence ile masada yan yana olmaları diplomatik makamsal seviye bakımından tartışılmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heyetler arası görüşmede ABD Başkanı Pence ile yan yana oturması Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı Devleti'nin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile 1533 tarihinde yapmış olduğu 'İstanbul Antlaşması'nı hatırlara getirdi.

1533 tarihinde imzalanan 'İstanbul Antlaşması'na göre Osmanlı’nın askeri ve siyasi üstünlüğü Avusturya-Macaristan İmparatorluğu karşısında ilan edilmiş olurken, anlaşma maddesindeki “Avusturya Arşidükü (kralı) protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk olacaktır” maddesi ise Osmanlı Devleti’nin hem sahada hem de masadaki üstünlüğünü ortaya çıkarmıştı.

1533 tarihinde imzalanan "İstanbul Antlaşması" Osmanlı Devleti’nin Batı karşısındaki üstünlüğünü ortaya koyarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi seviyesinde olmayan ABD Başkan Yardımcısı ile yan yana olması ise diplomatik ve siyasal süreçler bakımından Türkiye’nin tarihsel sürecine gölge düşürdüğüne yönelik değerlendirmelere yol açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkan Yardımcısı Pence ile eşit şartlarda oturması, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomatik olarak üstünde bir devlet başkanıymış şeklindeki görüntü, kamuoyunda ve medyada eleştirilerek gündemde tartışılmaya devam ediyor.

 

AKP 'JOHNSON MEKTUBU'NA KARŞI VERİLEN YANITI BİLE VEREMEDİ

Türkiye'nin yakın tarihinde ABD ile yaşanmış krizlerden birisi de ABD Başkanı Lyndon Baines Johnson'ın 1964 yılında dönemin başbakanı İsmet İnönü'ye gönderdiği ve tarihe 'Johnson Mektubu' olarak geçen olay olarak biliniyor.

Türkiye'nin Kıbrıs'taki Türk soydaşlara EOKA'lı Rum teröristler tarafından yapılan saldırılar sonrasında adaya askeri harekat düzenleyeceğine ilişkin açıklamaların ardından ABD Başkanı Johnson'un Başbakan İnönü'ye gönderdiği mektup bir ültimatom niteliğindeydi.

Dönemin Başbakanı İnönü, ABD Başkanı Johnson'ın küstah mektubuna karşı "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır" açıklaması yaparak ABD'ye karşı cevap vermişti.

Son dönemde ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'ye yönelik başta "Türk ekonomisinin çökertilmesi" yönündeki açıklamalarının yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik diplomatik etik kurallarını aşan küstahlık arz eden mektubuna AKP'den karşı bir cevap verilmemesi ise tarihsel olarak büyük bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarına düşen bir kara gölge olarak değerlendiriliyor.

AKP hükümetinin ABD'nin Türkiye'ye yönelik açıklamalarına hâlâ ciddi bir cevap verememesi ise kafalarda soru işaretine neden olurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi otoriter bir liderin ABD Başkanı Trump'ın sözlerine karşı bir cevap verememesi ise şaşkınlıkla karşılanıyor.

Kaynak:Milli Gazete