Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Mehmet Faraç bugünkü köşesinde, ''Esad'ın planı, Erdoğan'ın inadı!!!'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Faraç, Suriye'de yaşanan son gelişmeleri de değerlendirdiği yazısında Beşar Esad'ın her ne kadar ülkesinin büyük bir bölümü PKK, Amerika ve  Rusya'nın kontrolünde olsa da Kaddafi ve Saddam gibi böyle bir süreçten yıkılarak değil en azından ellinde tutabileceğinin maksimumunu tutarak çıktığı için kazançlı olduğunu belirtti.

Erdoğan'ın son dönemde mültecilerle ilgili yapmış olduğu ''göndermeyeceğiz'' çıkışına da değinen Faraç, Erdoğan'ın bu inadının arkasındaki sebepleri inceledi.

Mehmet Faraç'ın yazısının tamamı şu şekilde:

Suriye'den gelenler için "bombalandılar diye kaçmadılar, kaçmaları için bombalandılar" şeklindeki teori absürt değil aslında...

Çünkü coğrafyaları insansızlaştırarak hem iktidarları yalnız bırakmak, hem de "böl-parçala- yönet" stratejisine uygun hale getirmek emperyalizmin ezeli oyunlarından biriydi...

İşte Orta Doğu'nun yeraltı zenginliklerinden pay alma stratejisi nasıl Irak'tan sonra Libya'da ve son olarak da Suriye'de uygulandıysa, buradaki amaç yeni kukla devletçiklere yer açmaktı...

İşte bu sırada demoğrafik yapılarla oynamak da suni devletçikler kurma projesinin figürasyon çalışmalarıydı...

Çünkü PKK'nın, Suriye'nin yüzde 35'ine hakim olmasına zemin hazırlayan asıl tehlike de, bölgenin paralı IŞİD militanlarının vahşeti ile insansızlaştırılması projesiydi...

Ancak 2011'den 2020'ye kadar süren (sözde iç savaş) katliamı sonrasında, Suriye'nin yeraltı kaynaklarının bir bölümü (PKK eliyle) ABD tarafından işgal edilse de,10 milyondan fazla yurttaşı sınır dışına kaçan Suriye bir yandan kendini toparlamaya çalışıyor, bir yandan da müttefikleriyle ilişkilerini yoğunlaştırıyor...

Bu arada ne hikmetse; Suriye'de yeni devletler kurulsun diye kan akıtarak bölgeden milyonlarca insanın kaçışına yol açan ve Türkiye'nin de operasyonlarıyla büyük darbe alan IŞİD, esrarengiz biçimde ortada görünmüyor!!!

BEŞAR'IN KEYFİ YERİNDE...

Bölgede yıllar süren bombardıman, silahlı çatışmalar ve katliamlar nedeniyle milyonlarca yurttaşı sınır dışına kaçan Suriye son birkaç yıldır çevremizdeki devletler içerisinde en huzurlusu olmalı...

Yüzde 35'i PKK tarafından işgal edilse de, bir bölümü Amerika ve Rusya'nın denetiminde olsa da, Suriye yönetimi lejyonerlerin saldırılarıyla yerle bir edilen şehirleri onarmak için de yoğun çaba harcıyor...

Diğer taraftan, Şam, Lazkiye ve çevresinden, ulusal bayramlar ve benzeri etkinliklerle ilgili medyaya yansıyan karnaval görüntüleri de, Suriye'de her şeyin artık güllük gülistanlık devam ettiğini gösteriyor...

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ise ülkesinin Türkiye sınırındaki kentleri PKK tarafından işgal edilse de, Amerika o bölgede IŞİD'le mücadele bahanesi ile PKK'yı güçlendirse de, arkasına sadece Rusya'yı değil, İran'ı da alarak bildiği yolda gitmeye devam ediyor...

Çünkü nasıl olsa emperyalizmin bütün saldırılarına rağmen Beşar Esad'ın sonu Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi gibi olamadı...

Karanlık unsurlar Şam- Lazkiye dışındaki coğrafyalarda cirit atsa da; Esad, emperyalizmi yenmenin keyfini de yaşıyor...

Birkaç gün önceki İran gezisi de gösterdi ki, Suriye lideri diplomasiyi artırarak bölgedeki gücünü korumaya da çalışıyor...

AKP NE YAPMAK İSTİYOR?..

Peki biz, Suriye'deki eski kaosa, sığınmacı göçüne ve Esad'ın ülkesini ayağa kaldırma çabalarına niçin mi dikkat çektik?..

Beşar Esad'ın İran'a yaptığı sürpriz gezi, sığınmacıların Türk siyasetinde kavgaya yol açmasına denk geldi ki, çok şaşırtıcı!..

Bu gezi tam da AKP'lilerin, "bir milyon Suriyeli'yi güvenli bölgelere göndereceğiz" şeklindeki açıklamasından hemen sonra yapılınca da, "neler oluyor" sorusu iyice öne çıktı...

Ancak ne tuhaf ki, iç politikadaki baskılar ve toplumda yükselen muhalefet nedeniyle sığınmacı- göçmen ve kaçaklar konusunda iyice sıkışan AKP, bir milyon Suriyeli geri göndermeyi planlarken, Beşar Esad'ın İran gezisinin ardından strateji değiştirdi!!!

Cumhurbaşkanı Erdoğan; muhalefetin sığınmacı kaosuna tepkileri artınca, "Suriyelileri kesinlikle göndermeyeceğiz" diye şok edici bir açıklama yaparak, göçmenler-kaçaklar konusunda "neler oluyor" sorusunu biraz daha derinleştirdi...

SIĞINMACI, SİYASET, ŞAŞKINLIK!..

Evet; Türkiye'nin sınır boyunda ve Irak içlerinde "pençe serisi operasyonları"yla teröre büyük darbe vurması, bu sırada Irak hükümetinin Sincar ve çevresinde PKK'yı kuşatması, bu olaylardan rahatsız olan İran'ın ise Haşdi Şabi eliyle Irak'ın operasyonunu sabote ettiği iddiaları havada uçuşurken, Esad'ın İran'a sürpriz gezisi önümüzdeki günlerde bölgenin her açıdan hareketleneceğinin işareti...

Kaderin cilvesi midir ki; Suriye yine sığınmacılar üzerinden ilginç bir diplomasinin ortasına sürükleniyor...

Sadece Suriye değil, Irak ve İran sınırları da çok şeye gebe olacak ama asıl soru şudur;

Ülkesinin yüzde 35'i PKK tarafından işgal altında tutulan, yeraltı kaynakları bölüşülen, demografik yapısı bozulan ve kentlerinin büyük bölümü yerle bir edilen Suriye kendini toplayarak müttefiklerini arttırmaya çalışırken, Türkiye 100 milyar dolardan fazla paraya mal olan Suriye politikasını neden gözden geçirmiyor ve Erdoğan sığınmacıların dönüşü konusunda niçin inat ediyor?..

Sığınmacılar üzerinden yürütülen siyaset de Orta Doğu kadar karanlık bir kuyu vesselam!!!