Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlığını ve doktorluğunu yapan, eski AK Partili milletvekili Op. Dr. Turhan Çömez, İYİ Parti  saflarına katılmasıyla gündemden düşmüyor. İYİ Parti'ye katılma gerekçesini açıklayan Çömez,  AK Parti'nin genetik kodlarını deşifre etti.

AKŞENER ERDOĞAN'IN TAM ZIDDI

Halk TV'de konuşan Turhan Çömez, neden İYİ Parti'ye geçtiğini, "Sayın Akşener ile 20 yıldan fazla bir tanışıklığım  Var. Siyaset üslubu olarak kendisini çok taktir ediyorum. Erdoğan'ın tam zıddı bir karakter. Lider karakterli ve aynı zamanda bir o kadar da mütevazı. Erdoğan'ın aksine daha açık ve demokrat. Erdoğan eşitler arasında birincidir. Şu an Türkiye tek adam rejiminde bir kişinin gözünün içine bakar hale geldi. Dolayısıyla partinin programı uygulamaları Türkiye'ye bakışı özellikle son dönemde artık Türkiye'nin tamamını kucaklayan aynı zamanda merkezde siyaset yapma arzusu ve kararlılığı benim ilgimi çekti ve ben bundan sonra İYİ Parti'de bu kadrolarda siyaset yapacağım" sözleriyle açıkladı.

SOYLU VE KURTULMUŞ NASIL DEVŞİRİLDİYSE ÇELEBİ DE ÖYLE DEVŞİRİLDİ

AKP'deki devşirme geleneğinden bahsederek  Mehmet Ali Çalebi'nin AKP'ye geçmesini  Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş örneği üzerinden değerlendiren Çömez, "Süleyman Soylu'nun partiye devşirilmesi ne ise, Numan Kurtulmuş'un partiye devşirilmesi ne ise Çelebi'nin de partiye alınması odur. AKP artık ilkelerini terk etmiş sadece ve sadece menfaate odaklı bir güruh haline gelmiştir." ifadelerini kullandı.

AKP milletvekili olduğu dönemde verdiği parti içi yolsuzluk dosyaları nedeni ile Ergenekon iddianamesine sokulduğunu anlatan Çömez, şu ifadeleri kullandı:

"AKP ile yolculuğumdan bahsettim. AKP'nin nasıl başladığını ne hale geldiğini, ülkeyi ne hale getirdiğini anlattım. AKP ile artık siyaset değil ancak mücadele edilir. Ben o noktadayım.

12 yıllık sürgün hayatı, ardından 3-4 yıllık daha iyi bir hayat, ben İngiltere'de düzen kurdum. Hastane açtım, hekimlik yapıyorum... Ama aklım burada, yüreğim burada, her şeyim burada... Aylardır, fırsat bulduğum ekranlarda Türkiye'ye bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Bir mesaj vermeye çalışıyorum. Bütün hayalim AKP gittikten sonra ülkeme dönüp hekimlik yapmak. Genç doktorlar yetiştirmek... Fakat siyasetin içinde olmanın daha çok konuşmanın insanların içinde olmanın ve AKP'nin gidişine daha fazla katkı vermenin ve Türkiye'de iyi insanların dürüst insanların. ahlaklı yurt sever insanların, Atatürk ilkelerine bağlı Türkiye'nin tamamını kucaklayan siyasetçilerin iktidara gelmesini, Türkiye'nin yükselmesi için daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğine inandım. Ve siyaset için kollarımı sıvadım.

Çelebi benim gözümde bir anlamı olmayan siyasetçi. Birçok ilkesi ve değerini bana göre sözüm sert kaçabilir, ayaklar altına almış bir siyasetçi.

"BEN AKP İÇİNDE SAVUNDUĞUM DEĞERLERİ ŞİMDİ DE SAVUNUYORUM"

Ben AKP içerisinde de aynı değerleri savundum, bugün de aynı değerleri savunuyorum, yarın da aynı değerleri savunmaya devam edeceğim. Bu değerler Türkiye değerleri... Fakat Çelebi kendisiyle çelişen söylemler ile bulunduğu kulvarı terk etti.

AKP, İYİ Parti'den bir zamanlar istifa eden bir milletvekilini de aldı. Çelebi'yi de aldı. Aslında AKP'nin ilkelerini ne kadar ayaklar altına aldığını gösteren net bir görüntü.

"YA AKP'NİN DOSTUSUNUZ YA DA DÜŞMANI"

AKP'nin bir yaklaşımını söyleyeyim size. AKP'nin iki opsiyonu vardır. Ya dostsunuzdur, ya düşmansınızdır... Ortada rasyonel bir şey yoktur. Dost iseniz karşılığını alırsanız. Aslında Feyizoğlu'nun Kıbrıs'a büyükelçi atanması ne ise Çelebi'nin de AKP'ye geçişi aynıdır.

AKP'NİN GENETİK KODLARI

AKP'nin genetik kodlarını iyi bilmek yazım, hafıza kodlarını iyi bilmek lazım. Saray'ın koridorlarını derin bir korku almış, paranoyaya varan bir korku. 20 yıllık iktidar o şatafat, o korkunç güç o hesap vermezlik artık ellerinin atından kayıp gidiyor. Taşıdıkları derin korku nedeni ile halka korku vermeye çalışıyorlardı. Erdoğan hep şunu söylerdi. 'Manşetlerde savaşa savaşa iktidara geldik.' Şimdi de gerçeklerle savaşa savaşa iktidardan gidiyorlar.

Mesele sansürden de ibaret değil. Çok stratejik yaptı bu süreci, çok ciddi planladı. İlk yaptığı şey havuz medyası oluşturmak. Bunu da çiftçinin kaynağından Ziraat Bankası'ndan ihalelerden yaptı topladığı paralarla kredilerle inanılmaz bir güç elde etti ve ana akım medyayı kontrol ederek kendisini havuz medyası oluşturdu.

Çok tartışmadığımız ikinci bir konu da yerel medya. Yerel medya yerel yönetimler marifeti ile kontrol altına alındı. Malum küçük reklamlarla yaşıyorlar. Şimdi sosyal medyayı kontrol altına almaya çalışıyor. Sadece bu korkutma yasası değil. Bununla beraber gazetecilerin de fonksiyonunu elinden almaya çalışıyor. Gazetecileri de susturuyor. İnsanların sosyal medya hesapları, girdiği siteler bunların algoritmaları BTK'ya verilecek. İnsanların düşüncelerini okuyacak."