Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği basın toplantısında vatandaşların yaşadığı geçim sıkıntısına değinerek halkın geçici değil gerçekti tedbirler beklediğini dile getirdi ve kendilerinin bu konuda uyarıda bulunduklarını hatırlatarak "Maalesef iktidar yaptığı vergi zamlarıyla ve kötü ekonomi anlayışıyla her geçen gün insanımızın geçim derdine dert eklemektedir" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vatandaşın yaşadığı ekonomik zorluğa değinen Karamollaoğlu, tam kapanma döneminde yaşanacak sorunlara karşı verilecek desteklerle ilgili daha önce açıklama yaptığını belirterek "Bütün bu uyarılarımıza ve milletimizin yaşadığı sorunlara karşı kulak kabartması gereken iktidar maalesef sadece pazar günleri değil, her gün kulaklarını kapatmıştır. Bugün süratle alınması gereken tedbirler; içinde bulunduğumuz tam kapanma günlerinde her vatandaşımıza 1000 TL’lik bir destek verilmesidir. 

Emeklilerimizin bayram ikramiyesine yapılan 100 TL’lik zam hiçbir anlam ifade etmemekte en az 500 TL’lik bir zam ciddiye alınabilir niteliktedir. Çiftçimiz, besicimiz, esnafımız mahkum edildiği borç batağından kurtarılmak için geçici değil, gerçekçi tedbirler beklemektedir. Biz bu uyarılarda bulunurken maalesef iktidar yaptığı vergi zamlarıyla ve kötü ekonomi anlayışıyla her geçen gün insanımızın geçim derdine dert eklemektedir" dedi. 

DENİZE GİREN VATANDAŞA CEZA KESİLMESİNE TEPKİ

Turistlerin kısıtlamalardan muaf olmasına da değinen Karamollaoğlu, Türkiye'ye döviz gelmesinin ve bu nedenle de turistlerin gelmesinin önemli olduğunu belirterek turistlerin otellerde parti düzenlerken denize giren Türk vatandaşına ceza kesilmesine ise akılla, mantıklı bağdaşmadığını vurgulayarak tepki gösterdi.

'CAMİDEKİLERE BİBER GAZI SIKMAK VİCDANA UYGUN DEĞİL'

Furkan Vakfının çağrısıyla camide bulunanlara polisin müdahalesi sırasında biber gazı sıkılmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, "İnancımızda Ramazan ayında itikâfa girmek önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple belirtmek istiyorum ki, bugün Gaziantep'te cami içerisinde yaşanan hadise ve akabinde gelen görüntüler kamu vicdanını yaralamıştır. Sebebi ne olursa olsun camide böyle bir manzara ortaya çıkmamalıydı. Teröristlere gaz sıkar gibi cami içindekilere gaz sıkmak akla, mantığa ve vicdana uygun değil. Bunun usulü bu değildir" ifadelerini kullandı.

'KİMSE İKTİDARIN ALDIĞI KARARLARA GÜVENMİYOR'

Geçim sıkıntısı çektiği için intihar eden insanların arttığı dile getiren Karamollaoğlu, "Taşıyamıyorum ben bu yükü!" diyor insanlar. İktidarın bunu uzun uzun düşünmesi gerekiyor! Salgın süreciyle birlikte dayatılan "yeni normal", sosyal hayattan tecrit edilen 'bire'", işsiz kalan insan, evine ekmek götüremeyen baba, kepenk kapatan esnaf, borca batan vatandaş; bir çıkış bulamadığı noktada intihara yönelmektedir. 
Yapmayın, alınan tedbirler yeterli değil. Birisi çıkıyor, aklına geliyor çeklerin tahsilini erteleyin diyor. Tek taraflı böyle bir karar alınabilir mi? Vatandaşın kendi arasındaki alışverişe nasıl müdahale edersin.
Akşam alınan bir karar sabah değişiyor, sabah alsa akşam değiştiriyor. Ülke böyle yönetilmez, kimse iktidarın aldığı kararlara güvenmiyor artık.

Bizim ne yapıp yapıp iktidarın vatandaşın sıkıntısını görmesini sağlamalıyız. 
İşte anayasa teklifleri hazırlanıyor. Millet karnını doyurma derdinde! Sen hangi kanunu, anayasa değişikliğini gündeme getirirsen getir... Zaten onu icraya koyacak gücün de yok" diye konuştu.

ÇÖZÜM İÇİN 5 MADDE AÇIKLADI

Yaşananların insanların canına tak ettiğini dile getiren Karamollaoğlu, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı muameleler olduğunu belirtti ve yaşananların çözümü için beş madde açıkladı. 

1-  Huzur, Barış ve Güvenlik
2- İnsan Hakları ve Özgürlükleri
3- Adalet
4- Refah, Zengin Vatandaş, Zengin Devlet
5- Şahsiyetli Dış Politika" diyerek açıkladığı maddelerin sonrasında insanların özgürlük içinde olmaları gerektiğini vurgulayan Karamollaoğlu, bu hakkın korunabilmesi için ülkede adalet olması gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

"Fakat bunlar yetmez, bir ülkede bu alt yapı kurulduktan sonra ülkede refah olmalı, zengin vatandaş zengin devlet gerçekleştirilmiş olmalı ve ülke itibarlı bir dış politika izleyerek şahsiyetli bir ülke olmalıdır.
Bu söylediğimiz şartlar yerine gelirse o ülkede yaşayan insanlar mesut olurlar.

'EMPATİ YAPIN'

Sayın Cumhurbaşkanı’na, bakanlara, milletvekili, belediye başkanı veya herhangi bir idari makamda bulunanlara, çok zor durumda bulunan vatandaşlarımızla empati yapmaları gerektiğini tavsiye ediyorum.
Borcunu ödeyemeyen esnafımızın yerine koyacaksınız kendinizi. 5 yerden maaş alıyor, 'Bu ülkede kim hangi sıkıntıdan bahsediyor?' diyebiliyor bazıları. Bir eli yağda bir eli balda.

Hiç paranız yok, işsiz kalmışsınız, faturanızı ödeyemiyorsunuz, ne yapacaksınız? Kendinizi bu noktaya bir koyun, koymazsanız o vatandaşın derdini emin olun anlayamazsınız. Bir KHK mağdurunu düşünün; işinden uzaklaştırılmış, mahkemeye gitmiş ve kazanmış ama siz 'Ben seni işine göndermem.' diyorsunuz. Bir kere empati yapın, ya sen bu duruma düşseydin ya bir yakının düşseydi. İktidar empati yapmadığı zaman zalimleşir. Bakar ama görmez, ülkenin problemlerini çözemez."