Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugün yayınlanan yazısında dikkat çeken ifadelerde bulundu.

'Devletin Toplumsal Zemini' başlıklı bir yazı kaleme alan Taşgetiren, "Gelinen noktada AK Parti’nin artık devlet iradesini temsil ettiği bir vakıadır" ifadelerini kullandı.

Ahmet Taşgetiren, "Peki toplum-devlet ilişkilerinde ne durumdayız?" sorusunu sorarak şu ifadelere yer verdi;

''Peki toplum-devlet ilişkilerinde ne durumdayız?

En baştaki meseleyi, yani seçimi kazanıp ülke için hayati değerde olan şeyleri kaybetmeme adına buradaki fotoğrafı doğru çekmek zorundayız:

 Kürtler alanı hâlâ derin sorunlar içeriyor. Ak Parti burada çözüm sürecinde karşı karşıya geldiği MHP ile buluştu, onun dilini kuşandı.

 Alevi alanı gardını almış bir konumda.

 Sol-liberal kesimlerle kopuş yaşandı.

Gayrı müslimlerle ilişki rölantide.

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, söz konusu yazısında, dindar toplum kesimi ile ilgili ayrı bir parantez açtı.

"Bu alanda Ak Parti’nin geniş bir buluşması var" diyen Taşgetiren, dindar toplum kesiminde yer yer farklılaşmaların da olduğunu belirtti.

Ahmet Taşgetiren yazısının ilgili kısmında şu ifadeleri kullandı

Ancak bu toplum kesimlerinde yer yer farklılaşmalar olduğu da bir vakıa. Bir kere cemaat yapıları Ak Parti ile ilişkide yeknesaklık oluşturmuyor, yer yer muhalif oluşumlar söz konusu. Bizzat iktidara yakın medyanın içerden düşman üretme hesabı yapar gibi altını çizdiği “Muhafazakâr muhalifler” diye bir hadise var. Yola birlikte çıkanların rahatsızlığının partileşip partileşmeyeceği tartışılıyor. Muhafazakâr medyanın köşelerinde yer yer benim “sakınılmış eleştiriler” diye nitelediğim notlar düşülüyor. “Ne idik ne olduk?” her yerde tedavül ediyor.

Yazısının son kısmında AKP'ye bir takım sorular yönelten Taşgetiren, "Meydan diline bir kere daha bakmalı bu değerlendirmelerden sonra. Nasıl bir devlet-toplum ilişkisi istiyor Ak Parti? Çıktığı nokta ile geldiği nokta arasında bir fark görüyor mu? Yaraları sara sara gelmişti, şimdi nerede nasıl bir yara var?" dedi.

Ahmet Taşgetiren, söz konusu yazısını, "Asıl beka meselesi bu değil mi?" ifadelerini kullanarak yazısını bitirdi.