Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Millî Gazete için kaleme aldığı makalede; “Erbakan’ın çizgisi Saadet Partisi’nin çizgisidir. Erbakan Hocamız hayatı boyunca maddi ve manevi kalkınmanın, yerli ve milli bir duruşun, üreten bir ekonominin, birlik ve beraberliğin mücadelesini vermiştir. Bugün bu mücadelenin adı ve adresi Saadet Partisi’dir. Saadet Partisi; oyu ne olursa olsun, bu aziz milletin özüdür, ruhudur, mayasıdır. Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin teminatıdır” dedi.

Geçen her gün, yaşanan her olay, tecrübe ettiğimiz her gelişme onun mücadelesini daha anlamlı ve daha önemli hale getiriyor.

O, hayatı boyunca hakkın hakimiyeti için çalıştı.

İyinin, doğrunun, güzelin, faydalının mücadelesini verdi.

Küçük hesapların değil, büyük hedeflerin insanı oldu.

Milli Görüş hareketinin kurucu lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı, vefatının 10. yılında rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Zaman ilerledikçe bir ilim, fikir, aksiyon ve devlet adamı olarak Erbakan’ın ufkunu, vizyonunu, azmini, mücadelesini ve asaletini çok daha iyi anlıyoruz.

Geçen her gün, yaşanan her olay, tecrübe ettiğimiz her gelişme onun mücadelesini daha anlamlı ve daha önemli hale getiriyor.

O, hayatı boyunca hakkın hakimiyeti için çalıştı.

İyinin, doğrunun, güzelin, faydalının mücadelesini verdi.

Küçük hesapların değil, büyük hedeflerin insanı oldu.

NEYDİ BU HEDEFLER:

Birinci aşamada: Yaşanabilir Bir Türkiye’yi kurmak...

İkinci aşamada; böylece, Yeniden Büyük Türkiye’yi oluşturmak...

Üçüncü aşamada ise Yeni Bir Dünya inşa etmek...

Bu hedefler dikkate alındığında Milli Görüş hareketi, sadece organize bir siyasal çalışma değil, bütün insanlığın saadetini hedefleyen küresel bir medeniyet mücadelesidir.

Hiçbir zaman bu hedeflerden taviz vermeyen Milli Görüş’ün inançlı kadroları, ortaya koydukları çaba ile gerek ülkemizin gerekse İslam âleminin siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerine öncülük etmiştir.

Maddi ve manevi kalkınmanın, yerli ve milli duruşun, üreten bir ekonominin, birlik ve beraberliğin, adil bir düzenin tavizsiz savunucusu olmuştur.

Bugün bu mücadelenin adı ve adresi Saadet Partisi’dir.

1969 yılında Bağımsızlar Hareketi ile başlayan, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi ile devam eden bu çaba, bugün de aynı ilke ve prensiplerle Saadet Partisi tarafından sürdürülmektedir.

Bugün de bir kez daha üzerine basarak belirtmek isterim ki;

Saadet Partisi’nin çizgisi Erbakan’ın çizgisidir.

Bugün Milli Görüşçü olmanın tek ölçüsü Saadet Partili olmaktır.

Erbakan, Milli Görüş’ün temel ilkelerini açık bir tarzda ortaya koymuş ama hiçbir zaman, hiç kimseyi ötekileştirmemiştir.

TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMAMIŞTIR.

İnancı, düşüncesi, partisi, yaşam tarzı ne olursa olsun herkesi bu ülkenin bir ferdi, bu vatanın bir zenginliği olarak görmüştür.

Siyasi rakiplerini düşman olarak görmemiş, onları ihanetle suçlamamıştır.

Bu ülkeye hizmet etmek için herkesle görüşmüş, herkesle bir araya gelmiş, ülkenin istikbalini her daim kendi siyasi ikbalinin önünde tutmuştur.

Bugün de Saadet Partisi aynı yaklaşımla hareket etmekte, “hayra motor şerre fren olma” görevini hakkıyla yerine getirebilmenin mücadelesini vermektedir.

GELECEĞİ SAADET PARTİLİLER İNŞA EDECEKTİR HİÇ KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN...

Çünkü Saadet Partisi; bu aziz milletin özüdür, ruhudur, mayasıdır. Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin teminatıdır.

Saadet Partisi; kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın teminatıdır.

Saadet Partisi; yolsuzluğun, israfın, rüşvetin, adam kayırmanın olmadığı, yetim hakkının yenmediği bir Türkiye’nin teminatıdır.

Saadet Partisi; zenginin, zadegânın değil, fakir fukaranın hakkının korunduğu bir Türkiye’nin teminatıdır.

Saadet Partisi; işçinin, memurun, emeklinin, asgari ücretlinin yüzünün güldüğü müreffeh bir Türkiye’nin teminatıdır.

Saadet Partisi; çiftçinin, esnafın, emekçinin yanındadır.

Saadet Partisi; yaşanabilir Türkiye’nin, yeniden büyük Türkiye’nin, yeni bir dünyanın teminatıdır.

Çünkü Saadet Partisi; siyaseti mevki ve makam için değil, Allah rızası için yapan, tertemiz bir kadronun adıdır.

Bu kadronun tek bir derdi vardır; o da bu ülkeye, bu millete olan aşkıdır, sevdasıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle bütün kardeşlerime selam ve muhabbetlerimi sunuyor; Erbakan Hocamız başta olmak üzere, ebediyete irtihal etmiş bütün büyüklerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Şüphesiz ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır.