Saadet Partisi  Genel Başkanı  Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, Gezi Parkı davasında verilen kararlara ilişkin, "Osman Kavala meselesine çarpıtıldığı için hiç girmedim. İktidarı kollayan hakimler bu ülkenin hukukunu koruyan hakimler olamaz. Ama hakimler yetkililerin ağzına bakarak karar verirse orada adalet olmaz. Hakimleri bu şekilde değiştirdiler. Kendileri gibi düşünmeyen hakimleri sürerlerse ortaya çıkacak vaziyet bu. Hakimler özel olarak seçiliyorlar ki iktidarın istemediği kararlar alınmasın. Kavala diye cezalandırmaya karar vermiş bu arkadaşlar. Ben Kavala'yı tanımam fikirlerini bilmem ancak usule bakıldığı zaman verilen kararların isabetli olmadığı endişesi var." dedi.

Saadet lideri Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

Milletimizin ve tüm İslam aleminin Kadir Gecesini tebrik ediyor; bu özel ve mübarek gün ve gecelerin İslam coğrafyalarına ve tüm yeryüzünde barışın tesisine vesile olmasını temenni ediyorum.

Demokrat Parti'nin ev sahipliğinde, saygıdeğer genel başkanlarla üçüncü kez bir araya geldik. Bugüne kadar gündeme getirilmek istenen şüpheli ifadelere cevaben bu toplantıda bir istikrar olduğunu göstermiş olduk. Masada bulunan her birimiz sorumluluklarımızın, insanımızın talep ve beklentilerinin farkındayız. Bu masanın vatandaşlarımıza umut olduğunu ve güven verdiğini görüyor, bunu boşa çıkarmamak için adımlarımızı gayet ciddi atıyor, süreci hassasiyet ve titizlikle yürütüyoruz.

Ülkemizin problemleri çözülsün, hiç olmazsa bir gayret ortaya konulsun diye beklerken maalesef iktidar cephesinde değişen bir şey yok. Sadece ve sadece büyük büyük laflar var.

Şimdi gemileri karadan yürütmeyi de denemeye karar vermiş Bakan. Siz bırakın bu beylik lafları da kara yolunda gidip gelmesi gereken araçların kaldırımlarda, otoparklarda yatmasına sebep olan akaryakıt fiyatlarına çare bulun. 

Parti çevresinin çıkarlarını, milletin çıkarlarının önüne koymuş bir yönetim anlayışı nedeniyle; insanımızın hayat kalitesi her geçen gün biraz daha düşüyor.

Erdoğan iktidarının inat uğruna Türkiye’yi getirdiği noktada; insanlar bırakın ev sahibi olmayı, artık kiralık ev bile bulamaz bir duruma düştüler. Her olumsuz istatistikte olduğu gibi konut fiyatlarında da ülkemiz yine dünyada parmakla gösterilen ülkeler arasında yer alıyor. 

Gençlerimizin, memurlarımızın, asgari ücretle çalışan emekçilerimizin tüm hayatı boyunca çalışmanın karşılığında 1+1 ev alabilmenin hayalini kurması bile zorlaşmışken, iktidar yurt dışına konut satışını teşvik ediyor. Ülkeye birkaç kuruş döviz girmesi için satılan her konut; vatandaşlarımızın barınma hakkını elinden almaktadır. Meseleleri beton ve rant merkezli ele alan iktidarın problemlerimizi çözebilmesi mümkün değildir! Bu değişiklik ancak Saadet Partimizin insanımızı insanca yaşam hakkına kavuşturacak adımları ile sağlanır.

24 Nisan 1915'in yıl dönümünde, birtakım çevreler tarafından ifade edilen gerçeklikten uzak, tarihi hadiseleri günlük siyasetin mezesi yapmaya çalışanların çabalarını hadsiz ve haksız bir çaba olarak görüyoruz. Türkiye’yi 1915 yılında soykırımla itham etmeye çalışanlar önce bir aynaya baksınlar. Ne ABD ne de Batı alemi bu konuda Türkiye’ye ders verecek konumda değildirler. Bizim tarihimiz müsamaha ve hoşgörü ile nam salmıştır. 

Osman Kavala meselesine çarpıtıldığı için hiç girmedim. İktidarı kollayan hakimler bu ülkenin hukukunu koruyan hakimler olamaz. Ama hakimler yetkililerin ağzına bakarak karar verirse orada adalet olmaz. Hakimleri bu şekilde değiştirdiler. Kendileri gibi düşünmeyen hakimleri sürerlerse ortaya çıkacak vaziyet bu. Hakimler özel olarak seçiliyorlar ki iktidarın istemediği kararlar alınmasın. Kavala diye cezalandırmaya karar vermiş bu arkadaşlar. Ben Kavala'yı tanımam fikirlerini bilmem ancak usule bakıldığı zaman verilen kararların isabetli olmadığı endişesi var. Bir hakim itiraz ediyor, yüzlerce avukat karar hukuksuz diyor. Bir sivil neyin casusluğunu yapacak? Ben bu yaklaşımda yanlışlık olduğu kanaatindeyim.

Bu söylediğimi AK Partinin içinden söyleyen varsa burada bir hata var demektir. İktidar pusulayı şaşırdı. Ben olsam o partide bugün istifa ederdim. Ben adalete bugün Türkiye'de güvenmiyorum. Hakimler bunu da bilsinler bugünler geçecek. Gerçekleri çarpıttığı takdirde bunların hesabını veremez.