Saadet Partisi  Genel Başkanı  Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 1915 Çanakkale Köprüsü açıklamalarına tepki gösteren Karamollaoğlu, "Devlet Bahçeli’nin açıklaması bana Deli Dumrul’u hatırlattı. Köprüden geçenden 1, geçmeyenden sopayla 2. Allah akıl fikir versin. Bu mantıkla hiç kimse ülkenin problemlerini çözemez, Sayın Bahçeli hiç çözemez." dedi. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Beştepe'de AK Partili eski il başkanları ve vekillerine verdiği yemeği eleştiren Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, geçmiş dönemlerde AK Parti il başkanlığı ve milletvekilliği yapmış olanları Külliye'de yemeğe davet etti. Bu yemek hangi sıfat ve hangi haklarla organize edildi? Paranız mı yoktu, toplantıyı başka yerde yapmaya imkanınız mı yoktu." diye konuştu.

Saadet lideri Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

Ekonomiden adalete, dış politikadan eğitime, tarımdan sağlığa, hemen her alanda büyük problemler ve derin kırılmalarla yüzleşiyoruz ve bunu her gün yaşıyoruz. Sebep-sonuç ilişkisini takip ettiğimizde; adalet konusunda yaşanan eksikliğin tüm problemlerimizin kaynağı olduğunu görüyoruz. Çünkü adalet mülkün temelidir yani devletin temelidir.

O JOPLAR ADALET VE VİCDANA VURULMUŞ, İZ BIRAKMIŞTIR

İnsana yakışan kendisi veya yakınları zulme uğrarken adalet nerede diye haykırmak değil, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın bir haksızlık karşısında önce adalet diyebilmektir. Furkan Vakfı’na polisin sert müdahalesini anlamakta zorlanıyorum. Basın açıklaması, yürüyüş ve protesto gibi en temel anayasal haklarını kullanan insanlara şiddet uygulanması kabul edilemez. Jopla, biber gazı ve hatta plastik mermilerle Furkan Vakfı mensuplarına karşı haddi aşanlar hakkında derhal işlem yapılmalıdır. Yere kapaklanmış, kendini korumaya çalışan bir insana, hele de bir kadına vurulan o joplar sadece o kişiye değil, bu ülkede adalet ve vicdan kavramlarına vurulmuş, yaralamış ve bir iz bırakmıştır.

ADALETSİZLİĞİN BU DENLİ ZİRVE YAPTIĞI BİR DÖNEM OLMADI

Bürokratlık yaptım, belediye başkanı ve milletvekili oldum. Aynı zamanda darbeleri de yaşadım, cezaevinde de yattım, üyesi olduğum partiler kapatıldı ama inanın adaletsizliğin bu denli zirve yaptığı bir dönem olmadı bu ülkede desem yanlış olmaz. Bu iktidar, mahkemelerde beraat edenlerin haklarını vermezken, bazı ülke başkanlarının talebi ile suçluları serbest bırakıp, memleketlerine gitmelerine izin verildi. Bu çifte standardı kabullenmek mümkün değil. İçişleri Bakanı başta olmak üzere bu şiddetin uygulanmasına göz yuman ve bu talimatları verenlerin cezalandırılması gerekir. Bunun aması fakatı olmaz, olamaz. Hiçbir bahane ve gerekçe bu görüntüleri aklayamaz. 

BU YEMEK HANGİ HAKLARLA ORGANİZE EDİLDİ?

Sayın Cumhurbaşkanı, geçmiş dönemlerde AK Parti il başkanlığı ve milletvekilliği yapmış olanları Külliye'de yemeğe davet etti. Bu yemek hangi sıfat ve hangi haklarla organize edildi? Paranız mı yoktu, toplantıyı başka yerde yapmaya imkanınız mı yoktu. 

İNSANIMIZ ÇARŞI-PAZARA ÇIKAMAZ HALE GELDİ

Akaryakıt fiyatları can yakıyor. Şehirler arası otobüs biletlerine %20 bir zam daha yapıldı! Kırmızı et fiyatlarına %48 zam yapıldı. Ekmeğe, süte, patatese... Zam yapılmayan hiçbir ürün kalmadı. İnsanımız çarşı-pazara çıkamaz, evinde kombisini, lambasını yakamaz hale geldi! Ama gözlerinden ışıltı saçan Bakan ise hamasi söylemlerde bulunmaya devam ediyor. 

İSRAİL'E NASIL VE NE ZAMAN TAVIR KOYACAĞIZ

Türkiye konumu itibariyle herhangi bir ülke değil. Dünyanın en stratejik konumundayız. Tarihi müktesebatımız, coğrafi konumumuz ve sorumluluklarımız gereği biz asla edilgen bir dış politika yürütemeyiz. Hem geri bırakılmış ülkeler, hem İslam ülkeleri darmadağınık. Oysa bir tarağın dişleri gibi yan yana olmamız, birbirimizin dertleriyle dertlenmemiz gerekir.  Katliamı politika olarak benimseyen İsrail’e nasıl ve ne zaman tavrı koyacağız. Suriye'de barışın sağlanması için ne zaman adım atacağız! Ne zaman Keşmir’e el uzatacağız ve Hindistan'a karşı ne zaman tavır belirleyeceğiz. Gelin, üzerimizdeki bu ölü toprağını hep birlikte atalım; mazlumlara ve mağdurlara sahip çıkalım. Sorunlarımızı birlikte çözmek için gayret edelim. Yoksa elimizde ne varsa kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalırız. 

ÜLKENİN PROBLEMLERİNİ DEVLET BAHÇELİ ÇÖZEMEZ

Devlet Bahçeli’nin açıklaması bana Deli Dumrul’u hatırlattı. “Köprüden geçenden 1, geçmeyenden sopayla 2!” Allah akıl fikir versin! Bu mantıkla hiç kimse ülkenin problemlerini çözemez, Sayın Bahçeli hiç çözemez.