Düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, “Ekonomimiz adeta yanıyor, iktidar ise yangına su dökmek yerine benzin döküyor. Sonra da dönüp millete ‘kriz yok, ayaktayız’ mesajı veriyorlar, güneş balçıkla sıvanmıyor. Bakınız, korona sürecinde 900 bin hanenin elektriği kesildi. 118 bin hane icralık oldu. Sayın Berat Albayrak ise ‘Ekonomik istikrar kalkanının olumlu sonuçlarını salgın sonrasında göreceğiz’ diyor. Göreceğimiz tek şey ne yazık ki artan işsizlik, artan borç yükü ve hayat pahalılığı olacak” dedi.

Fabrika yapmazsan cezaevi yapmak zorunda kalırsın!

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, partilerinin ceza infaz kurumlarının tablosunu ortaya koyan raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Raporda, iktidarın doluluğun önüne geçmek için yeni inşaatları başlattığının yer aldığını belirten Karamollaoğlu, “İşte Türkiye’nin acı tablosu budur! Sen iktidar olarak fabrika yapmazsan cezaevi yapmak zorunda kalırsın. İnsanların ceplerini dolduracak bir ekonomik programın yoksa, gönüllerini doyuracak ahlaki kalkınma programın yoksa, zihinlerini dolduracak eğitim programın yoksa daha çok cezaevi yapmaya devam edersiniz” diye konuştu.

Saadet Partisi olarak ülkenin huzuru ve saadeti için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ifade eden Saadet lideri Karamollaoğlu iktidara ve siyasi partilere, “Biz bu millet için herkesle konuşmaya da hazırız, her masaya oturmaya da. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın son derece önemli olduğu bu günlerde; konuşmak ve meselelerimizi ortak akılla çözmek en büyük ihtiyacımızdır. Buradan iktidara sesleniyorum, muhalefeti bir araya toplayın, dertlerimizi, sıkıntılarımızı konuşalım. Herkes siyasi hesabını bir kenara bırakmalı, ülkemiz için taşın altına elini koymalıdır” diye seslendi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal mesafe tedbirlerine uygun olarak online platformlar üzerinden gerçekleştirdiği basın toplantısında gündemin öne çıkan konu başlıkları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

TEDBİRLERİ ELDEN BIRAKMAMALIYIZ

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınındaki son durumla ilgili değerlendirmeler yaparak sözlerine başlayan Karamollaoğlu, “Ülkemizde vakaların azalması bizi sevindirmekte, umutlarımızı artırmaktadır. Ama ne olursa olsun, tedbirler noktasında dikkat edilmeli, bilim kurulunun kararları amasız/fakatsız uygulanmalıdır. İkinci dalga tehlikesine karşı ise teyakkuz elden bırakılmamalıdır” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA BAYRAM İKRAMİYESİ VERİLMELİDİR

Koronavirüsle en ön safta mücadele eden sağlık çalışanlarına teşekkürlerini sunarak sözlerine devam eden Karamollaoğlu, “Sağlık çalışanları canlarını dişlerine taktılar çalıştılar, onlar bizim gururumuz oldu. Bize düşen ise hiç değilse bu çabalarına bir miktar karşılık verebilmek. Bu sebeple hükümete önerimiz, bütün sağlık çalışanlarına 1 maaş bayram ikramiyesi verilmesidir. Emeklerini asla karşılamaz ama gönül alma babında bu uyarımızın dikkate alınmasını arzu ederiz” çağrısında bulundu.

ÇERKEZ VE KIRIM SÜRGÜNLERİ BÜYÜK BİR DRAMDIR

Büyük dramlara neden olan iki tarihi olayı anmak istediğini belirten Karamollaoğlu, “Birincisi 21 Mayıs 1864’te yaşanan Çerkez sürgünü, ikincisi ise 18 Mayıs 1944’te yaşanan Kırım sürgünü. Her iki sürgün de içinde acılar barındıran büyük bir dramdır. Ben sürgünde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor; bu sürgünün aziz ve acı hatıralarını en kalbi duygularımla anıyorum” diye konuştu.

HER İKTİDAR SON BULUR ASLOLAN İYİ HATIRLANMAKTIR

Yaşanan bu olaylar üzerinden birtakım hatırlatmalarda bulunmak istediğini kaydeden Karamollaoğlu, “Kırım sürgünü deyince akla gelen isim kim, Stalin? Stalin, SSCB’nin başında uzun yıllar hüküm sürdü, muhalefeti susturdu, keyfi bir yönetim icra etti. Tek adamdı, kimsenin konuşmaya hakkı yoktu. Stalin giderse faşizm gelir korkusunu hakim kılarak istediği gibi at koşturdu. Yeri geldi muhaliflerini yargıladı, yeri geldi yüz binlerce Kırım Tatarını yurtlarından etti. Peki, sonuç ne; Stalin’in yıkılmaz zannedilen saltanatı yıkıldı gitti. Bugün kendisini hayırla anan var mı? Yok. Tarih, ibretler tablosudur; bakıp ibret almalıyız. Ben buradan herkese bu konunun ibret olmasını diliyorum. Muktedirler unutmamalı ki; sonsuz iktidar yoktur, her iktidar bir gün son bulur, aslolan gönüllerde taht kurmaktır” ifadelerini kullandı.

CEZAEVLERİNDE YER KALMADI

Partilerinin İnsan Hakları ve Hukuk Politikaları Kurulu tarafından hazırlanan “Yeni İnfaz Düzenlemesi ve Olası Sonuçları” raporu ile Türkiye’deki ceza infaz kurumlarının tablosunun gözler önüne serildiğini dile getiren Karamollaoğlu, hazırlanan rapor üzerinden şu verileri paylaştı: “Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 366 ceza infaz kurumu bulunuyor. Toplam kapasitesi 233 bin kişi olarak açıklanan cezaevlerinde bulunanların sayısı 294 bin kişi idi. Düzenleme ile birlikte toplamda 90 bin kişi çıkmış olacak.”

SUÇ ORANINI AZALTMAK ÖNEMLİ HAPİSHANELERİ HERKES YAPAR

Raporda, ceza infaz kurumlarındaki öngörülemeyen artışın karşılanması amacıyla yeni ceza infaz kurumlarının yapılacağının kaydedildiğini belirten Karamollaoğlu, “İşte Türkiye’nin acı tablosu budur! Sen iktidar olarak fabrika yapmazsan cezaevi yapmak zorunda kalırsın. İnsanların ceplerini dolduracak bir ekonomik programın yoksa, gönüllerini doyuracak ahlaki kalkınma programın yoksa, zihinlerini dolduracak eğitim programın yoksa daha çok cezaevi yapmaya devam edersiniz” şeklinde konuştu.

BU YANGINA MÜDAHALE EDİN

Koronavirüsün tüm gündemleri gölgede bırakıyor olmasına rağmen, asıl gündemin ekonomik şartlar olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, “Ekonomimiz adeta yanıyor, iktidar ise yangına su dökmek yerine benzin döküyor. Sonra da dönüp millete ‘kriz yok, ayaktayız’ mesajı veriyorlar, güneş balçıkla sıvanmıyor. Bakınız, korona sürecinde 900 bin hanenin elektriği kesildi. 118 bin hane icralık oldu. Sayın Berat Albayrak ise ‘Ekonomik istikrar kalkanının olumlu sonuçlarını salgın sonrasında göreceğiz’ diyor. Göreceğimiz tek şey ne yazık ki artan işsizlik, artan borç yükü ve hayat pahalılığı olacak. Tablo ortada, iktidara sesleniyoruz; bu yangına müdahale edin” diye konuştu.

GELİN BU KRİZİ ÜRETİM SEFERBERLİĞİNE ÇEVİRELİM

Türkiye’nin her alanda bir çıkmazın içinde olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, şu çağrıda bulundu: “İçinde bulunduğumuz bu krizi gelin hep beraber fırsata çevirelim. Gelin bu krizi bir üretim seferberliğine dönüştürelim. Gelin kaynaklarımızı artık betona ve inşaata değil, tarıma, çiftçiye ve hayvancılığa aktaralım. Gelin sadece AVM’leri değil, küçük ve orta ölçekli esnafı da destekleyelim. Gelin israf ve yolsuzluğun önünü keselim, ülkemize ek kaynaklar çıkaralım.”

Herkes siyasi hesabını bir kenara bırakmalı

Saadet Partisi olarak ülkenin huzuru ve saadeti için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ifade eden Karamollaoğlu, sözlerini şu temenni ve çağrı ile sonlandırdı: “Biz bu millet için herkesle konuşmaya da hazırız, her masaya oturmaya da. Yeter ki bir araya gelelim. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın son derece önemli olduğu bu günlerde; konuşmak ve meselelerimizi ortak akılla çözmek en büyük ihtiyacımızdır. Ayrıştıkça değil, birleştikçe, bir araya geldikçe ülke olarak güçleneceğimize samimiyetle inanıyorum. Buradan iktidara sesleniyorum, muhalefeti bir araya toplayın, dertlerimizi, sıkıntılarımızı konuşalım. Geçen yıl 19 Mayıs kutlamalarında ortaya konulan tabloyu devam ettirelim. Herkes siyasi hesabını bir kenara bırakmalı, ülkemiz için taşın altına elini koymalıdır.”