Ocakmedya yazarı Süleyman Karagülle, ''Sermaye’nin Ajanları ve Çözüm'' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Karagülle, alışılmışın dışında ilginç ve bir o kadarda dikkat çeken yazısında bakın neler aktarmış;

Sermaye, bir yerde bir topluluk oluşuyorsa, bir hareket varsa, oraya hemen ajanlarını yerleştirir. Ajanlar oraya katılırlar. O oluşumun gelişmesi için onlar da faaliyet gösterirler. Ajanlar o kadar uyumlu ve canla başla çalışırlar ki siz onları birinci derece dava arkadaşı olarak görürsünüz.

Sermaye bunlara asla karışmaz, bazen bunlar samimî hale gelirler ve ajanlıklarını bile unuturlar. Tamamen sizin yanınızda yer alabilirler yani patronlarına ihanet edebilirler. Büyümeye başladığınızda onların da gelirleri artar.

Örneğin parti kurdunuz diyelim. Ajanlar gelip sizin yanınızda çalışmaya başlarlar. Partinizin oyu artarsa ajanların da gelirleri artar. Sayıları ona göre ayarlanır. Ajanların birbirlerinden haberleri olmayabilir.

Böylece Sermaye tüm girişimlerde ve oluşumlarda yer alır. Şeytanla beraber hareket ederler. Siz büyüdükçe Sermaye sizi kullanmaya başlar. Yanınızdaki ajanlar size önerilerde bulunurlar ve sizler farkında olmadan ajanların aracılığı ile Sermayenin istediklerini yapar hale gelirsiniz.

Tabi siz bunun farkında olmayabilirsiniz.

İşlerin çok iyi gittiğine kanisinizdir.

Yeterli büyüklüğe ulaşılınca Sermayenin ilk yapacağı iş sizin kurduğunuz müesseseyi elinizden almak olur. Bir başkasını getirip oraya oturtmak ister. Kendisi onu oturttuğu için de daha kolay şekilde sözünü dinlettir.

İşte, asıl kurucuyu veya kurucuları bertaraf edip yerine kendisinin oraya oturttuğu kişiyi görmek istemesi bir operasyonla mümkün olur.

Sermaye bu operasyonları dışarıda hazırladığı oyunlarla gerçekleştirir. Ancak içte bunu başarmak için ajanlarını kullanır. Sizin karşınıza en yakın arkadaşınızı diker; kardeşini, oğlunu, eşini diker. Şaşkına dönersiniz. Nasıl olur dersiniz. Oysa onları hep ayarlamıştır. Çünkü ajanlar onlarla irtibat kurar ve onları inandırırlar.

Bunu başarabilmek için size birçok kademeleri geçerek ulaşırlar. Bunu sermaye bilir. Siz de dikkat ederseniz görürsünüz. Ama yapacak bir şeyiniz olmaz. Çünkü operasyon dışında sistem tamamen sizin istediğiniz gibi çalışmaz.

*

Biz bunları nasıl yendik?

Önce biz şahıslara değil kurallara önem verdik. Sistemimizi şahıslar üzerine değil kurallar üzerine kurduk. Kurallara göre hareket eden ajan bulmak mümkün olmadığı için ajanlar bu nedenle bir zarar veremediler.

Kuralları bulup koymak da kolay iş değildir. Sermaye de ajanları aracılığı ile o kadar etkili olur ki kuralları da istediği şekilde koyar.

Örneğin biri arabayı devirir, kaza yapar, kişiler ölür. O da bu vesile ile geçirmek istediği yasaları geçirir. 15 Temmuz dahi buna örnek gösterilebilir. 15 Temmuz’u bizler ve halk kazandı ama ertesi gün sermayenin yıllardır yapamadığı birçok şey yapıldı. Çünkü tezgâh öyle ayarlanmış veya kurulmuştu.

Bunun çözümü vardır.

*

Çözüm kuralları Kur’an’dan almaktır.

Eğer Kur’an’a tabi olursanız çevrenizdeki ajanlar hiçbir şey yapamazlar.

Adil Düzen çalışanlarına bu hususta önerilerde bulunuyorum.

Bunlar ajandırlar deyip asla onları dışlamayınız. Onların fikirleridir diye söylediklerini reddetmeyiniz. Yüzde 95 söyledikleri doğrudan reddederseniz yüzde 95 yanlışa düşersiniz. Siz o yüzde beşi bulup onları da tuzağa düşürebilirsiniz. Kur’an’dan taviz vermezseniz bu ajanlar size bir zarar veremezler. Sonunda ajan gönderen Sermaye yıkılınca onlar da boşta kalacakları için sizin yanınızda yer alırlar.

Kur’an böyle emrediyor.

İyi işlerde beraber olacağız.

Ama onlara değil kurallara uyacağız.