Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kartal-2 operasyonunun yapıldığı Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde bir mağarada başlarından vurulmuş halde 13 Türkün cesedinin bulunduğunu söyledi. Akar, henüz kimlikleri açıklanmayan 13 kişinin kaçırılmasının güvenlik gerekçesiyle daha önce açıklanmadığını belirtti. Türk Silahlı Kuvvetleri 10 Şubat'ta Türkiye sınırına yakın bölgedeki PKK varlığına karşı operasyon başlattığını duyurmuş ve operasyonun 14 Şubat pazar günü başarılı şekilde sonlandırıldığını açıkladı. Operasyonun bittiğini açıklayan Hulusi Akar, aynı zamanda daha önce kaçırılmış olduğu ortaya çıkan 13 kişinin bir mağarada şehit edildiğini de şu şekilde kaydetti: "Pençe Kartal-2 Harekat bölgesinde faaliyetlerimiz devam ederken, yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır. Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir. Böylece PKK’nın kalleş ve cani yüzü bir kez daha görülmüştür. Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde ise vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekatın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir. Bu arada vatandaşlarımızı şehit eden mağaradaki teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilmiştir."
Öldürülen Türklerin kimliği Malatya Valisi Aydın Baruş, Gara'da infaz edilen 13 kişiden 10'unun kimliklerinin belirlendiğini, üç kişinin kimlik belirleme çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. Malatya Valisi Aydın Baruş, ölenlerin kimliği ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Yapılan otopsi işlemleri sonucunda 13 evladımızın 10'unun kimliği tespit edilmiştir. Kimliği tespit edilen evlatlarımızın, 13 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır-Bingöl kara yolunda yolcu otobüsünden indirilerek alıkonulan Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı Hava Savunma Uzman Çavuş Hüseyin Sarı, 28 Temmuz 2015 tarihinde izinli gittiği Erzurum ilinden ailesiyle birlikte dönerken Lice-Bingöl yol ayrımında alıkonulan Mersin nüfusuna kayıtlı Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Sedat Yabalak, 18 Eylül 2015 tarihinde Tunceli-Erzincan Karayolunda alıkonulan Malatya nüfusuna kayıtlı Rize İl Jandarma Komutanlığında görevli jandarma personel astsubay başçavuş Semih Özbey, 2 Ekim 2015 tarihinde Ağrı'daki birliğine katılmak üzere yola çıkan ve Tunceli-Pülümür yolunda alıkonulan Osmaniye nüfusuna kayıtlı tankçı er Adil Kavaklı, 24 Temmuz 2016 tarihinde Lice ilçesi Berkirin Deresi mevkisinde ailesiyle birlikte seyir halindeyken alıkonulan Mardin nüfusuna kayıtlı İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Vedat Kaya, 15 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır kara yolunda alıkonulan Siirt nüfusuna kayıtlı Bingöl İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli jandarma er Süleyman Sungur, 21 Eylül 2016 tarihinde Hakkari Çukurca kara yolunda alıkonulan Eskişehir nüfusuna kayıtlı Hakkari İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli uzman erbaş Mevlüt Kahveci, 2 Ekim 2015 tarihinde Tunceli Pülümür kara yolunda alıkonulan Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı Erzincan'daki birliğine katılmak üzere yola çıkmış olan topçu er Müslüm Altuntaş, Adıyaman nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Aydın Köse ve ayrıca Samsun nüfusuna kayıtlı vatandaşımız Muhammet Salih Kanca oldukları anlaşılmıştır." Reuters haber ajansının aktardığına göre söz konusu Türklerin kaçırıldığından haberdar olduklarını belirten Hulusi Akar, güvenlik gerekçesiyle bunun daha önce açıklanmadığını belirtti. Öldürülen kişilerin asker mi yoksa istihbaratçı mı olduğuna yönelik herhangi bir delil ya da resmi açıklama bulunmuyor. Olayla ilgili terör örgütü PKK'ya yakın yayın organı ANF haber ajansı ise öldürülen kişilerle ilgili olarak "Üç gün boyunca gelişen ağır bombardımanlar, kamp dışında ve içinde gelişen yoğun çatışmalar elimizde esir olarak bulunan MİT mensubu, asker ve polislerin bir kısmının yaşamını yitirmesine yol açmıştır." iddiasını ortaya attı. Örgütün iddiasında " Bu kampa yapılacak bu kadar saldırı sonucunda hiç kimsenin oradan sağ olarak kurtulamayacağı gerçeği en sıradan askeri bilgiye sahip bir kişi tarafından dahi bilinebilecek bir husus olmasına rağmen, bu kampa dönük yapılan saldırı hiçbir biçimde onların kurtarılmasına dönük olmayıp tamamen imha edilmeleri amaçlanarak yapılmıştır." denildi. euronews