Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan, bugünkü yazısında son dönemde AK Partili isimleri hedef almasıyla gündeme gelen  Sedat Peker'i ele aldı. Sedat Peker'in video yayınlamamasıyla 'Varlık Barışı-Servet Affı’ yasası arasında ilişki kurarak, "Sedat Peker, 30 Haziran’ı mı bekliyor?" sorsunu yöneltti.

İşte, Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan'ın dikkat çeken o yazısı:

"Sedat Peker, 30 Haziran’ı mı bekliyor?

Bay Sedat Peker’in videoları ortalığı kasıp kavuruyordu. Haziran ayı başında, CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, kimsenin akıl edip de gündeme getirmediği bir soruyu ortalığa bırakıverdi. Toprak, “İktidarın neden ‘19 yılda 10 kez Varlık Barışı-Servet Affı’ yasası çıkartarak, kaynağı belirsiz yurt dışı servetleri sorgusuz, kayıtsız, vergisiz aklama güvencesi verdiği sorusunun yanıtlanması gerekiyor“ dedi…

(Bu köşede detaylıca yazmıştım)

Her zamanki gibi oldu!.. Sedat Peker videolarının tele-vole tadında takip edildiği canım ülkemde sorular uzay boşluğunda kaldı. Cayır cayır ormanların yandığı canım ülkemde, yangın söndürme uçaklarının neden kullanılmadığı, sorumlu muhterem bakan beylerin neden istifa etmediği bile tartışılmazken benimki de işgüzarlık işte!.. SBK’nın özel uçağına kimlerin bindiğini takip etmem gerekirken manyak gibi bu işlere kafayı takıyorum… Cambaza bak oyunu oldu SBK’nın uçağına bak oyunu!..

★★★

Can çıkar huy çıkmaz!..

CHP’li Erdoğan Toprak, işin peşini bırakmıyor. Benim öğrendiğim ama canım ülkemde geçerli olmayan hatta meslektaşlarımın bile itibar etmediği ‘fikri takip” ilkesi gereği –ilginizi çekmeyeceğini bile bile- işimi yapmaya devam edeceğim.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, bu haftaki değerlendirme raporunda, “İktidarın varlık barışı adı altında yasa dışı, kaynağı belirsiz servetleri aklama konusunda neden bu kadar ısrarcı ve hevesli olduğu ABD’nin müdahalesiyle ortaya çıkan son kara para operasyonuyla somutlaştı. Siyasi koruma ve destek olmasa, tüm bu işleri başarabilmesi olanaksız olan yüz milyonlarca dolarlık kara serveti aklayanlar hakkında iktidarın suskunluğu manidardır” diyor.

★★★

Erdoğan Toprak, başka neler diyor?

-2008 yılından bu yana  AK Parti iktidarlarınca defalarca Varlık Barışı adı altında Servet Affı yasaları çıkartıldı. Ocak ayından itibaren yürürlüğe giren son servet affında başvuru süresi 30 Haziran’da dolmasına karşılık, yasayla Cumhurbaşkanına 6’şar aylık sürelerle affı uzatma yetkisi verildi. CB Erdoğan’ın başvuru süresini uzatıp uzatmayacağı, iktidarın kara parayla mücadele konusundaki samimiyet testi olacak! Kirli ilişkiler ağının bir mafya lideri, organize suç örgütü elebaşı tarafından ifşa edilmesinin ardından, şimdi devasa bir kara para aklama operasyonunun iktidarın her yanına bulaşan, koruma ve kollama altına alınan boyutlarıyla karşı karşıyayız. ABD hazinesinin 500 milyon doları aşkın tutarda dolandırılmasıyla elde edilen kaynakların, Türkiye’ye aktarılmasına aracılık edenlere, iktidarın aynı zamanda ‘büyük yatırımcı’ diye TC vatandaşlığı vermesi vahimdir.

–Son yıllarda ülkemizin dört bir yanında ortaya çıkan Rus, Azeri, Gürcü, Kazak, Özbek, Ermeni vb. mafyalarının, milyonlarca dolarlık alımları, ortaklıkları, mal varlıkları, gemi filoları, 5-7 yıldızlı tatil köyü sahiplikleriyle boy göstermesi, hemen hepsinin bir günde T.C. vatandaşlığına alınmaları, isimlerini soyadlarını değiştirmeleri bir tesadüf müdür? T.C. vatandaşlığı ve kara servetlere tüm kapıların açılması bu kadar ucuz ve kolay mıdır? Bu kişilerin, siyasetin, ekonomi ve adalet bürokrasisinin en tepelerine erişmeleri, otellerinde ağırlamaları, bedava tatil yaptırmaları, lüks araçlarını, özel uçaklarını, yatlarını tahsis etmeleri etik, ahlaki ve hukuki midir?

-Bahse konu bu kişinin (SBK) özel uçağının 40 kez Venezuela’ya gittiğinin ortaya çıkmasının gerekçesi bile sorgulanmamaktadır. Son dönemde ülkemizin limanlarında art arda büyük miktarlarda kokain ve uyuşturucu yakalanmasına karşılık bunları teslim alacak kişi ya da şirketlerin, teslimat adreslerinin açıklanmaması doğal mıdır?

–Ayrıca son dönemdeki uyuşturucu operasyonlarının Emniyet Narkotik Birimleri tarafından değil, Ticaret Bakanlığı tarafından yapılması dikkat çeken bir başka boyuttur. Servetlerinin kaynağını bildirmeden, vergi ödemeden servet affı yasalarıyla ülkemize akın eden ve iş dünyasında, devlet kurumları içinde dal budak salan bu organizasyonların siyasi koruma ve kollama olmaksızın varlık gösterebilmeleri olanaksızdır. Milyonlarca dolarlık kara servet sahipleri için düzenlenen Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporlarıyla yargı kararları iki ayda değiştirilmekte, el konulan mal varlıkları, banka hesapları üzerindeki blokajlar kaldırılmakta ve yurt dışına çıkış yasakları iptal edilmektedir. Kara para organizatörü 7 aya varan süreden bu yana yurt dışında elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır. Ortaya saçılan iddialar sonrasında iktidar, bu kişi hakkında İnterpol’den kırmızı bülten, yakalama emri çıkartıldığını açıklamasına karşılık bunların gerçek olmadığı, ta ki bu kişi yurt dışında bulunduğu ülkede, ABD hazinesinin tutuklama ve iade talebiyle yakalanınca ortaya çıktı.

– İktidar, iade talebi yazısı gönderildiğini açıklamasına karşılık, şu ana kadar bu kişinin dosyasında Türkiye’nin iade talebi görünmüyor. Yani siyasi-bürokratik koruma kollama devam ediyor.

–İktidarın suskunluğu oldukça manidardır. ABD’de hakkında kara para aklama ve hazineyi dolandırma iddiasıyla 225 yıl hapis cezası istenen bu kişinin, Türkiye’ye iade edilmeyi ve Türkiye’de yargılanmayı talep etmesi daha da manidardır! Anlaşılan servet affı yasasının sağladığı olanaklarla kısa sürede serbest kalacağını düşünmektedir. Eski Başbakan rahmetli Bülent Ecevit döneminde çıkartılan kayıt dışı servetlerle ilgili yasanın adı ‘Nereden Buldun?’ iken, AK Parti iktidarlarının çıkarttığı düzenlemelerin ‘Söz, nereden bulduğunu sormayacağım, yeter ki parayı getir!’ anlamında olması bile bakış açısındaki siyasi zihniyet ve ahlaki yaklaşım farkını ortaya koymaktadır.

-Kara para affının boyutlarının ortaya çıkan bir olaya endekslenemeyecek kadar devasa olduğu apaçık ortadadır ve bu servetleri getirip T.C. vatandaşlığına geçenler Meclis’e ve kamuoyuna açıklanmalıdır. İktidar, Türkiye’nin uluslararası algısına ve itibarına verdiği hasarı onarmak, bu işlere karışanları açığa çıkartarak yargıya teslim etmek zorundadır. İktidar bu yükümlülükten ‘ticari sır’ diyerek kaçamaz!

★★★

Tele-volecilere soru;

Tayyip Erdoğan’ın 30 Haziran’da servet affına başvuru süresi ile ilgili vereceği karar sonrasında, bay Sedat Peker videolar devam eder mi etmez mi?.."