Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, düzenlediği basın toplantısında konuştu. Kaya, normalleşme süreci başta olmak üzere, ekonomik kriz, hükümet sistemi, dış politika ve ABD'deki olayları değerlendirdi. 1 Haziran 2020 tarihi itibarıyla başlayan normalleşme süreci ilişkin konuşan Kaya, riskin henüz geçmediğini tedbiri elden bırakmamanın şart olduğunu söyledi. Kaya, “Siz her şey yolunda deseniz de insanlar zorda. Açtığınız kredi musluklarını karşılıksız veriliyor gibi takdim etmeyi bırakın. Koronavirüs sonrası kimlikler üzerinden siyaset yapmaya devam edenlerin işleri çok zor olacak. Gelin bu yanlışınızdan dönün.” ifadesini kullandı. 

İKTİDARIN KOCA'NIN UYGULAMALARINDAN ALACAĞI DERSLER VAR

Milli gazetenin haberine göre, Haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve sağlık çalışanlarına teşekkür etti. Kaya, “İktidarın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın uygulamalarından alacağı bazı dersler var. Basın toplantılarında akreditasyon uygulamadan her kuruluşu davet etmesinin, herkesin sorusunu rahatlıkla sorabilmesinin salgınla mücadele sürecine nasıl katkı sağladığını herkes gördü. Sağlık alanında bu olumlu havanın tam aksine ekonomi ve sosyal hayat ile ilgili yürütülen sürecin de bir o kadar sorunlu olduğunu ifade etmek durumundayız.” dedi.

OLAĞANÜSTÜ KOŞULLAR AKILLARINI BAŞLARINA GETİRMEDİ

Koronavirüs sonrası bütün dünyanda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının konuşulduğunu ifade eden Kaya, Türkiye’nin eski gündemlerine döndüğünü söyledi. Kaya, “Salgın öncesi zaten yorgun olan toplumun sırtına, bir de bu yorgunluğun üstüne salgınla beraber yaşadığı ekonomik ve sosyal travmalar eklendi. Son günlerdeki tartışmalara bakılırsa, iki aydan beri yaşanan olağanüstü koşulların ve bütün bu süreçlerin akılları başlara getirmeye yetmediğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

ISRARLA NEFRET YAYMAYA ÇALIŞIYORLAR

Toplumun yorgunlaştığını söyleyen Kaya, virüs öncesinde ekonomik zorluklarla boğuşan vatandaşın virüsle beraber artan ekonomik zorluklar sonucunda sosyal travmaların arttığını vurguladı. Kaya, “Bütün bu gerçeklikler ortadayken hâlâ ısrarla toplumu kamplaştıran, siyaset diliyle nefret yaymaya çalışan anlayışın kesinlikle bu topluma bir faydası olmayacağını iktidarın bilmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

SİZ HER ŞEY YOLUNDA DESENİZ DE İNSANLAR ZORDA 

İktidara seslenen Saadet Partisi Kaya, “Gelin yeni bir sayfa açın. Salgından dersler çıkardığınızı bu topluma gösterin. Algıları yönetmeyi bırakın. Algı yönetmek için gösterdiğiniz çabaları, ülke yönetimine harcasaydınız belki de bugün ülke olarak daha iyi noktalarda olabilirdik. Milletin sorunlarına odaklanın. Siz her şey yolunda deseniz de insanlar zorda. Ay sonu biriken faturalarını düşünen, 3-5 kuruş daha ucuza ürün bulmak için marketler ve pazarlar arasında mekik dokuyan insanların varlığını dikkate alın. Açtığınız kredi musluklarını karşılıksız veriliyor gibi takdim etmeyi bırakın. Zaten yüksek olan işsizlik oranları, salgınla birlikte daha da arttı. Bu ortamda insanların güven ortamına ihtiyacı var. İnsanlarımıza, gençlere güven verin. İnsanları kamplaştırmaktan vazgeçin. Siyaset tarzınızı değiştirin. Ayrıştırmanın, ötekileştirmenin bu toplumun barış ve huzurunu tehdit ettiğinin farkına varın. Şunu artık net olarak bilin ki koronavirüs sonrası kimlikler üzerinden siyaset yapmaya devam edenlerin işleri çok zor olacak. Gelin bu yanlışınızdan dönün.” ifadelerini kullandı.

AMERİKA HAKSIZLIKLARIN, HUKUKSUZLUKLARIN BEŞİĞİDİR

ABD’de siyahi George Floyd’un polis tarafından boğularak öldürülmesinden sonra ABD’nin karıştığını hatırlatan, Kaya şunları söyledi:

“Bugünlerde Amerika’da Wall Street’i işgal et protestoları gibi halk hareketlerini görüyoruz. Bu olaylar da gösterdi ki insanlar özellikle koronavirüs sonrası popülist söylemlere karşı daha sert tepkiler gösteriyorlar. Hiç kimse ayrımcılığa tabi tutulmak istemiyor. Kimlik siyasetine tepki gösteriyor. Bütün dünya artık haksızlık ve hukuksuzluklara karşı düne göre daha hassas davranıyor. Özgürlüğün beşiği diye ilan edilen Amerika bugün haksızlıkların, hukuksuzlukların beşiği haline dönüşmüş durumda. Tam da bu noktada şunu ifade etmeliyim ki bir ülke dört ana sütun üzerinde ayakta kalır. Bunlar hürriyet, adalet, emniyet ve mülkiyettir. Bunlarda birisi yoksa birisinde sorunlar varsa aslında hiçbirisi yoktur, hepsi sorunludur.”

EN ÖNEMLİ TEHDİT SURİYE'NİN AFGANİSTANLAŞTIRILMASIDIR

Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili de konuşan Kaya, bugün en önemli tehdidin Suriye’nin Afganistanlaştırılması olduğunu belirtti. Kaya, “Dün yakınlaşma adına temizlenen mayınları yerine bugün duvar örmek noktasına geldiysek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün bugün düne göre çok daha önemli olduğu ortadadır. Türkiye Suriye’de Rusya ile ABD’ye karşı, Libya’da Amerika ile Rusya’ya karşı sonuç almaya çalışıyor. Bunun ilanihaye sürdürülebilmesi mümkün değildir. Türkiye bir an önce dış politikasına format atmak zorundadır. Suriye ile Mısır’la konuşabilmeli, paydaşlarını artıracak bir yol haritasını hayata geçirmelidir. Kan davalarının kazananı yoktur. Kan davalarında bir süre sonra ilk kurşunu kimin sıktığının da önemi kalmaz.” diye konuştu.

FİLİSTİNLİLERLE AĞLAYIP İSRAİL İLE YAKINLAŞMAKTAN VAZGEÇİN

“Son günlerde iktidarın İsrail ile yakınlaşma çabalarını görüyoruz.” diyen Saadet Partili Kaya, şunları kaydetti:

“Şunu net olarak ifade edelim ki, yaşadığımız sorunların çözümü İsrail ile yakınlaşmada değildir. İsrail ile yakınlaşma adına atılacak her adım bölgedeki haritaların yeniden çizilmesi adına İsrail’e güç verecektir. Dün 31 Mayıs Mavi Marmara saldırısının 10. yıl dönümü idi. Öncelikle şehitlerimize rahmet diliyorum. Lütfen hatırlayınız, bu saldırıdan 20 gün önce 10 Mayıs günü bu iktidar İsrail’in OECD üyeliğine onay vermişti ama bu destek İsrail’i hem de 20 gün sonra Türk vatandaşlarını katletmekten geri durmamıştır. Buradan iktidara sesleniyoruz. Filistinlilerle ağlayıp İsrail ile yakınlaşmaya çalışmaktan vazgeçin.”

PARTİLİ CUMHURBAŞKANI BİRLİK VE BERABERLİĞE ZARAR VERİYOR

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili de kanaatlerini dile getiren Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kim ne derse desin bu sistem Türkiye’yi geleceğe taşıyamaz. Bu sistem bu haliyle Türkiye’nin sorunlarını daha da artıracaktır. Her yükselen bir gün düşer, inişler başlar zirveden. Ömrün mutlu günlerine niçin aldanır ki insan der şair. Siz de sonsuza kadar iktidarda kalamayacaksınız. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki bu sisteme Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında evet dediniz. Bu kadar geniş yetkilerin bir başkasında olmasına asla rıza göstermezsiniz. O zaman geliniz Türkiye’de kuvvetler ayrılığını, şeffaflığı, denge ve denetlemeyi hayata geçirelim. Kim ne derse desin bu sistem bu haliyle sürdürülemez. Daha iki yılda yaşadığımız zorluklar ortada. Bu sistem devlet aklını dumura uğratıyor. Başta meclis olmak üzere Kurumlara inisiyatif alanı bırakmıyor. Partili cumhurbaşkanı içeride birlik ve beraberliğin oluşmasına zarar veriyor. Hep söyledik bir kere daha söylüyoruz. Sistemin adının parlamenter sistem ve cumhurbaşkanlığı sistemi olmasının bir önemi yoktur. O sistemde kuvvetler ayrılığının, şeffaflığın, denge ve denetlemenin olup olmadığı önemlidir. Genel Başkanımızın da her zaman ifade ettiği gibi buradan bir kere vurgulamak istiyorum. Siyasi partiler birbirinin düşmanı değil rakibidirler. Ortak sorunlara ortak çözümleri bulma ihtiyacı olduğu dönemlerde partiler bir araya gelmeyi başarmak zorundadırlar. Bu ülke hepimizin. Hiç kimse bizden sonra tufan diyemez. Herkes 100 yıl sonra nasıl anılmak istiyorsa onu düşünerek bugün adımları atsın. Günü kurtarmak çare değildir.”