Saadet Partisi, hayatı sürdürmek için gerekli olan temel tüketim maddelerini baz alan “aile enflasyonu”nun ne kadar arttığını inceledi. Saadet Partisi’nin incelemesine göre “aile enflasyonunu” oluşturan bazı ürünlerin yıllık fiyat artış oranları şöyle:

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, “aile enflasyonunu” oluşturan temel tüketim maddelerindeki yıllık fiyat artışlarının yüzde 60’ın aşağısına düşmediğini belirterek, “Bir hükümetin açıkladığı rakamlara, bir de bizim ‘Aile enflasyonu’ diye nitelendirdiğimiz ve az önce artışlarını açıkladığımız rakamlara bakıyoruz. Arada uçurum kadar fark var. Halk arasında, ‘Sen ya sayı saymayı bilmiyorsun ya da hiç dayak yememişsin’ diye bir söz vardır. Nedense iki tabloyu karşılaştırdığımızda aklımıza bu söz geldi” dedi.
Kılıç, “Şimdi buradan soruyoruz: Ekonomik göstergelerdeki rakamlar mı önemli, yoksa halkın yakından yaşadığı temel maddelerdeki bu fiyat artışları mı önemli? Bir hükümetin görevi, gerçeklikten uzak sihirbaz rakamlarla enflasyonu düşük göstermek değildir. Bir hükümetin görevi, vatandaşın satın alma gücünü artırmaktır” diye konuştu.

Genel Muhasebe ve Mali İşlerde Sorumlu Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, partisinin İzmir İl Başkanlığı binasında basın açıklamasında bulundu. Kılıç, "Bir hükümetin görevi, gerçeklikten uzak sihirbaz rakamlarla enflasyonu düşük göstermek değildir. Bir hükümetin görevi, vatandaşın satın alma gücünü artırmaktır." dedi. 

Hükümete enflasyon tepkisi gösteren Şerafettin Kılıç, "Toplumun büyük bir kesimi için hayat şartları giderek ağırlaşıyor. Yüzde 14,6 olarak açıklanan enflasyon rakamı ne mutfaktaki yangını ne geçim mücadelesini ne de halkın çektiği sıkıntıları yansıtmıyor. Geçim derdinde olan kimse de zaten bu rakamlara inanmıyor. Çünkü gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını biliyor, yaşıyor. Madem yüzde 14,6 enflasyon oranının gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını iddia ettik, Saadet Partisi olarak bu iddiamızı kanıtlamak istiyoruz. Bu nedenle ‘Aile enflasyonu’ diye nitelendirdiğimiz bir tanım belirledik. ‘Aile enflasyonu’ kapsamında, halkın kullanmak zorunda olduğu ve hayatını sürdürmek için gerekli olan temel tüketim maddelerini baz aldık. Aynı marka ürünlerin aynı marketlerden bir yıllık fiyat artışlarını takip ettik. Bu ürünlerin geçen yılki fiyatları ile bu yılki fiyatlarını karşılaştırdık ve artış oranını tespit ettik." değerlendirmesinde bulundu. 


Kılıç, açıklamasında şunları kaydetti: 

MATEMATİK OYUNLARIYLA ANCAK KENDİNİZİ KANDIRIRSINIZ: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 14,60 ile yılı tamamladı. Rakamlar ekonomide önemlidir. Ancak çok daha önemli olan şudur ki; rakamlar yaşananlarla, yani gerçeklerle örtüştüğü zaman anlam kazanır. Hayattan, insandan kopuk bir rakam yığını sosyal ruhtan yoksundur. Matematik oyunlarıyla ancak kendinizi kandırırsınız, halkı kandıramazsınız.

GEÇİM DERDİNDE OLAN KİMSE BU RAKAMLARA İNANMIYOR: Toplumun büyük bir kesimi için hayat şartları giderek ağırlaşıyor. Yüzde 14,6 olarak açıklanan enflasyon rakamı ne mutfaktaki yangını ne geçim mücadelesini ne de halkın çektiği sıkıntıları yansıtmıyor. Geçim derdinde olan kimse de zaten bu rakamlara inanmıyor. Çünkü gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını biliyor, yaşıyor.

AİLE ENFLASYONU DİYE BİR TANIM BELİRLEDİK: Madem yüzde 14,6 enflasyon oranının gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını iddia ettik, Saadet Partisi olarak bu iddiamızı kanıtlamak istiyoruz. Bu nedenle ‘Aile enflasyonu’ diye nitelendirdiğimiz bir tanım belirledik. ‘Aile enflasyonu’ kapsamında, halkın kullanmak zorunda olduğu ve hayatını sürdürmek için gerekli olan temel tüketim maddelerini baz aldık. Aynı marka ürünlerin aynı marketlerden bir yıllık fiyat artışlarını takip ettik. Bu ürünlerin geçen yılki fiyatları ile bu yılki fiyatlarını karşılaştırdık ve artış oranını tespit ettik.

Şimdi bu temel tüketim maddelerinin son bir yıllık fiyat artışının ne düzeyde gerçekleştiğine hep birlikte bakalım:

Gayet açık görüldüğü gibi temel maddelerdeki ortalama artış yüzde 60’ın aşağısına düşmemektedir. Yine görüldüğü gibi rakamların gösterdiği olumlu tablo ile vatandaşın cebindeki olumsuz tablo örtüşmediği gibi tam tersine çatışmaktadır.

ARADA UÇURUM KADAR FARK VAR: Şimdi bir hükümetin açıkladığı rakamlara bir de bizim ‘Aile enflasyonu’ diye nitelendirdiğimiz ve az önce artışlarını açıkladığımız rakamlara bakıyoruz. Arada uçurum kadar fark var. Halk arasında, "Sen ya sayı saymayı bilmiyorsun ya da hiç dayak yememişsin" diye bir söz vardır. Nedense iki tabloyu karşılaştırdığımızda aklımıza bu söz geldi.

VATANDAŞ CEBİNDEKİ PARAYA BAKIYOR: İnsanların, hayatını sürdürmek için gerekli olan temel tüketim maddelerindeki artışlara dair açıkladığımız rakamlar, resmi enflasyon oranlarını çürütüyor. Siz istediğiniz kadar rakamları düşük gösterin, vatandaş cebindeki para ile ay sonunu getirip getiremediğine bakıyor.

HÜKÜMETİN GÖREVİ VATANDAŞIN SATIN ALMAK GÜCÜNÜ ARTIRMAKTIR: Şimdi buradan soruyoruz: Ekonomik göstergelerdeki rakamlar mı önemli, yoksa halkın yakından yaşadığı temel maddelerdeki bu fiyat artışları mı önemli? Bir hükümetin görevi, gerçeklikten uzak sihirbaz rakamlarla enflasyonu düşük göstermek değildir. Bir hükümetin görevi, vatandaşın satın alma gücünü artırmaktır.