Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, 23 Haziran İstanbul seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Partili Cumhurbaşkanı' olarak seçim meydanlarında olmasına ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldığı gözlemlendi.

Taşgetiren, partili Cumhurbaşkanlığı'yla 'Türkiye İttifakı'nın sürdürülmesine ilişkin problemlerin olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından 'Türkiye’nin birliği bütünlüğü, Devlet’in Cumhuru kapsama imkanı' anlayışının partili Cumhurbaşkanı sıfatıyla zorluklar çıktığını belirten Taşgetiren, "Ak Parti açısından bakıldığında bir yandan Cumhurbaşkanı’nın etkinliğini dikkate almak, bir yandan da Cumhurbaşkanının “taraf olma” durumunun negatif etki oluşturma ihtimalini gözetmek söz konusu. Bu konunun “Reis tutkusu”na sahip çevrelerde başka, yüzer gezer oylarda başka sonuç vereceği açık" ifadelerine yer verdi.

'PARTİLİ CUMHURBAŞKANIĞI TÜRKİYE İTTİFAKINDA BİRLEŞTİRMİYOR'

Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye'de gerginliklere neden olduğunu belirten Taşgetiren, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Türkiye İttifakı' söylemini ifade etse de gerekli adımları atmadığını ifade etti.

Konuya ilişkin yazısında Ahmet Taşgetiren, yazısında şu ifadelewre yer verdi:

"19 Mayıs törenlerinde Samsun’da, Cumhurbaşkanı ve etrafına sıralanan müttefik – muhalif temsilcilerle bu defa “Aynı gemide olma” metaforu ile “Türkiye ittifakı” hatırlandı. Ama bu devam etmiyor. Siyasi manzara aslına rücu ediyor. Yani evli evine, köylü köyüne… İktidar, onun müttefiki, en tepede “Partili cumhurbaşkanı”, ve karşı cenah..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partili Cumhurbaşkanı kimliğiyle hareket etmekten kaçınmadığını belirten Taşgetiren, "Sayın Cumhurbaşkanı “Partili” hüviyeti ile taraf olmaktan kaçınmıyor. Tartışmalara girmekten de kaçınmıyor. Karşı taraf da, ister onun “Partili” olması sebebiyle, ister zaten kategorik olarak karşı olduğu için, Cumhurbaşkanı ile cedelleşmeyi politik mücadelesinin temeline koyuyor." dedi.

'Türkiye İttifakı'nın ihtiyaç duyulduğu zamanda Partili Cumhurbaşkanlığı sebebi ile devreye girmeme tehlikesi yaşayabileceğini belirten Taşgetiren, konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye ittifakı” şayet Türkiye’nin çıkarına ise, işte onu gerçekleştirmek zorlaşacak. Ya da sahne görüntüsü bittikten sonra adı anılmayacak bir nesne haline gelecek. Bu da ortak payda hassasiyetini aşındıracak, ortak paydanın tam lazım olduğu dönemlerde ne yazık ki devreye giremeyecek.

Ne dersiniz ortada şu anda çözümü çok da kolay olmayan ciddi bir sorun yok mu?