Orhan Uğuroğlu'ndan çok konuşulacak sözler: BOP eş başkanı  Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük destekçisi açık ve net şekilde açıklıyorum; Amerika'dır!

ERDOĞAN'IN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ AMERİKA'DIR

Orhan Uğuroğlu, bugünkü köşe yazısında, "Amerika'nın 'Büyük Ortadoğu Projesinin" (BOP) eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük destekçisi açık ve net şekilde açıklıyorum; Amerika'dır…" değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Uğuroğlu, "Amerikan rüyası; AKP'nin ve Erdoğan'ın iktidarda kalmasını sağlamaktır, AKP'nin ve Erdoğan'ın düşen oylarına karşı verilen destektir. Çünkü Amerika gibi emperyalist ülkeler sadece kendi ülkelerinin çıkarlarını düşünür. Kendisine itaat edecek ama zaman zaman da meydan okur gibi yapacak siyasetçilerin de ülkelerinin başında kalmasını isterler. Amerikan rüyasına katkı vermeleri için 'Kayıkçı kavgası' da yaparlar…" yazdı.

İŞTE UĞUROĞLU'NUN ÇOK KONUŞULCAK KÖŞE YAZISI

"Cumhurbaşkanı kukla olmamalı…"

Amerikan rüyası ve Recep Tayyip Erdoğan gerçeği" diye dün yazdığım anons büyük ilgi gördü. Amerika'nın "Büyük Ortadoğu Projesinin" (BOP) eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük destekçisi açık ve net şekilde açıklıyorum; Amerika'dır…

Peşinen yazayım;

Türk halkının milliyetçilik ve ulusalcılık duyguları ile ülkesine sahip çıkma geleneğini ve kültürünü çok iyi bilen Amerika devleti de başkanları da zaman zaman öyle çıkışlar yapar ki;

AKP oylarının Türk seçmeni nezdinde konsolide olması için Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürerler.


Amerikan rüyası milletimizin tabiri ile şudur;

- "Hep bana Rab bana…"

Emperyalizm ise şudur;

- Bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmasıdır…

Amerika'nın savunma sanayi müsteşarlığına yönelik yaptırım kararlarının siyaseten şifresini bu anlamda çözersek şu gerçeği görmek gerekir.

Amerikan rüyası;

AKP'nin ve Erdoğan'ın iktidarda kalmasını sağlamaktır,

- AKP'nin ve Erdoğan'ın düşen oylarına karşı verilen destektir.

Çünkü Amerika gibi emperyalist ülkeler sadece kendi ülkelerinin çıkarlarını düşünür.

Kendisine itaat edecek ama zaman zaman da meydan okur gibi yapacak siyasetçilerin de ülkelerinin başında kalmasını isterler.

Amerikan rüyasına katkı vermeleri için "Kayıkçı kavgası" da yaparlar…

***

Değerli okurlarım,

- Sanılmasın ki Amerika'nın Türkiye'ye yaptırımlarını destekliyorum.

- Sanılmasın ki canım Türkiye'min ulusal ve uluslararası hak ve menfaatlerini savunmuyorum.

Şu gerçeğin bilinmesini isterim;

AKP iktidarı, Amerika'ya karşı dik ve güçlü durma imkânını kaybetmiştir…

Bu güç kaybının beş nedeni vardır;

1. Halk Bank'a yaptırım,

2. Sözde Ermeni Soykırımı,

3. Kuzey Suriye'de Terör Devleti kurulması,

4. Hain Fethullah Gülen'in iade edilmemesi,

5. Erdoğan ailesinin mal varlığının açıklanması ve dondurulması tehdidi…

Tüm bunlar Türkiye'nin beka sorunu haline gelmiştir…

AKP iktidarının ve Erdoğan'ın bu güç kaybı Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş uçağı ve tank ihtiyacının karşılanmasında sorunlara neden olmaktadır.

Amerikan ambargosu karşısında Türkiye ve Amerika'nın NATO üyeliğine sığınan Erdoğan, Rusya'dan S-400 Hava Savunma Sistemini satın alırken NATO kural ve standartlarını neden aklına getirmedi?

Hem de F-35 gibi yeni nesil, "Radara Yakalanmayan" uçak projesinin paydaşı olmuşken ve 5 savaş uçağının da parasını ödemişken neden S-400 almaya mecbur kaldı?

Şu tarihleri hatırlatmak isterim;

- 24 Kasım 2015'de Rusya'ya ait SU-24 savaş uçağı sınır ihlali nedeniyle Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldü,

- 29 Aralık 2017'de Türkiye ile Rusya arasında 2,5 milyar dolar  tutarında S-400 hava savunma sistemi anlaşması imzalandı.

Önemli soru şudur:

- Putin, "Rusya'nın ambargoyu kaldırması için Türkiye S-400 almalı" diye Erdoğan'a şart koştu mu?

***

Değerli okurlarım,

Efsane Günaydın Gazetesi muhabiri olarak 1989'daki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaptığım özel söyleşide Başbakan merhum Turgut Özal'ın şu sözlerini hiç unutamam:

- "Adaylığımı koyarsam, kesinlikle Cumhurbaşkanı olurum. Yalnız kafamda iki tane soru işareti var:

- 1. Benim Cumhurbaşkanı olmamdan sonra ANAP'ın durumu ne olur?

- 2. 1992'ye kadar memleketi götürmek için millete söz verdik. Ekonomi iyi gidiyor. Enflasyonu indirebilir ve sözümüzü tutabiliriz. Kafamda bir de bu var.

- Bu sorunları aşarsam Cumhurbaşkanlığına adaylığımı koyarım. Aksi halde koymam.

- Cumhurbaşkanı olacak adam, kukla olmamalı…

- Güçlü olmalı, orduyu kontrol edebilmeli, demokrasiyi yükseğe çıkarmalı, ben bunun için varım."

Amerikan rüyası da Özal'ın sloganları da kulaklara küpe olsun…