Gazeteci Orhan Uğuroğlu bugünkü köşesinde, ''Siyasi istihbarat suç değil midir?'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazısında Süleyman Soylu'nun Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki iddialarını hatırlatan Uğuroğlu, Soylu'ya ''Kendisine bağlı istihbarat teşkilatlarına CHP'yi izletmekte midir?'' sorusunu yöneltti.

CHP sözcüsü Faik Öztrak ve gazeteciler Abdülkadir Selvi ile Fuat Uğur'un da konuyla ilgili açıklamlarına köşesinde yer veren Uğuroğlu, yine Soylu'ya ''Varsa elinde belge ve bilgi bunları hangi yasal yolla edindiğini açıklar mısın?

Haydi Selvi, haydi Uğur bana yanıt vermez ama sizler Soylu'ya kolayca ulaşır bu sorunun yanıtını alır köşelerinizde yazarsınız ki, bizler de öğreniriz…'' ifadelerini yöneltti.

Orhan Uğuroğlu'nun yazısının tamamı şu şekilde:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 28 Mart 2022 tarihinde, "Kılıçdaroğlu, biraz dürüstsen, bu millete biraz inancın varsa, 6'lı masa toplantısından sonra beraber oluşturduğunuz ve tutanak altına aldığınız bildiriyi, hangi büyükelçiliğe düzeltmeye gönderdin, bunu açıkla" dedi.

CHP sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak aynı gün basın toplantısında tokat gibi yanıt verdi;

- "Bu zırvanın sahibi, zırvasını ispatla mükelleftir. Çok açık ifade ediyorum, aksi takdirde namerttir, alçaktır, şerefsizdir, haysiyetsizdir.

Bu ülkede edep, adap kelimelerini ağzına alabilecek en son kişi bu zattır. Uyuşturucu kaçakçısıyla, dolandırıcısıyla, her türlü suçluyla fotoğrafı olan bu şahıstır.

Anlaşılan bu zat altındaki koltuk sallandıkça yerini korumak için en iyi bildiği işi yapıyor, senaryolar uyduruyor.

Zırvada çıtayı Everest Dağı'nın tepesine çıkarıyor.

Bu zat önce mafyadan 10 bin  dolar alan siyasetçinin kim olduğunu açıklasın. Söylediği lafı ortada bırakmasın. Lafının arkasında duracak cesareti göstersin. Bu lafları saray ve soytarıları hazmedebilir ama biz hazmedemeyiz.

Biz bu topraklarda emperyalizmi ezmiş Kuvayı Milliye'nin partisiyiz."

Bu yalanlamaya rağmen Soylu 30 Mart tarihinde bu kez şunları söyledi;

- "Sevgili Kılıçdaroğlu, altılı toplantıdan sonra 'bir büyükelçinin' bir büyükelçiye metni düzeltmek için gönderdin. Problem 1, bu iki büyükelçiden hangisi satış yaptı? Problem 2, kime sattı?"

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi şöyle yazdı:

- "Kuzuların sessizliği durumu…

Önemli bir ülkenin tecrübeli büyükelçisi bu durumu bildiği için mi sessiz kalıyor orasını bilemiyorum ama devlet o büyükelçinin kim olduğunu biliyor."

Türkiye yazarı Fuat Uğur şunları yazdı;

- "Öğrendiğim kadarıyla  Bakan  Soylu günlerdir dillendirdiği bu konuyu netleştirip, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Altılı Masa bildirisini gönderdiği AB ülkesi büyükelçisinin kim olduğunu açıklayacak. Tabii bilgi ve belgeleriyle.

- Sayın Soylu'nun bununla birlikte 'suç duyurusunda' bulunması da beklenebilir.

- Soylu suç duyurusunda bulunmazsa, Cumhuriyet Başsavcıları ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı re'sen soruşturma başlatabilir, CHP Genel Başkanı'ndan bu konuda bilgi ve belge isteyebilir.

- Siyasi Partiler Kanunu'nun 102. Maddesi'nde "İstenen bilgileri vermeyen siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması" için Anayasa Mahkemesi'nde re'sen dava açabilir."

Birincisi:

Hem Selvi hem de Uğur, Faik Öztrak'ın yalanlamasını görmezden geldiler.

İkincisi:

Selvi ve Uğur'un Süleyman Soylu'ya sorması gerekirdi ama soramadıklarını da ben yazayım:

- CHP'nin hatta 6'lı siyasi birlikteliğin siyasi faaliyetlerini yasalara aykırı olarak izletmekte midir?

- Kendisine bağlı istihbarat teşkilatlarına CHP'yi izletmekte midir?

- "Devlet Biliyor" ne demektir?

- Hangi mahkeme kararı ile CHP'yi ve CHP'lileri izletmektedir?

- Siyasi istihbarat teşkilatı kurulmuş mudur?

- Soylu Türk Ceza Kanunu'na göre suç işlemekte midir?

Türk Ceza kanunun "Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu" başlıklı 132. Maddesi şöyledir:

- Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

- Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Türk Ceza kanunun, "Görevi Kötüye Kullanma Suçu" başlıklı 257. Maddesi şöyledir:

- Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Süleyman Soylu'ya soruyorum;

- Varsa elinde belge ve bilgi bunları hangi yasal yolla edindiğini açıklar mısın?

Haydi Selvi, haydi Uğur bana yanıt vermez ama sizler Soylu'ya kolayca ulaşır bu sorunun yanıtını alır köşelerinizde yazarsınız ki, bizler de öğreniriz…